İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın ülkede 12 Aralık'ta erken seçimlerin yapılmasını talep eden tasarısı dün akşam parlamentonun alt kanadı olan Avam Kamarası'nda kabul edildi. Johnson, seçimler sonrasında parlamentoda çoğunluğu elde ederek ülkenin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasını düzenleyen yeni Brexit anlaşmasının kabul edilmesini ümit ediyor.
Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi Başbakan Johnson'ın seçimlerden beklentisinin gerçekleşmemesi olasılığına dikkat çekiyor:
"Johnson, kamuoyu yoklamalarında Muhafazakârların yüksek uçuşunun seçim gününe kadar süreceğini hesaplıyor. Ama bundan o kadar da emin olmaması gerekiyor. Başbakanın sorunu, İngilizlere ne olursa olsun 31 Ekim'e kadar AB'den ayrılma sözü vermiş olması. Bilindiği gibi bunun gerçekleşmemiş olması, sağ kanattaki Brexit Partisi'ni güçlendirebilir ve Johnson'ın çoğunluğu elde etme hayalini suya düşürebilir.”
Karlsruhe'de yayımlanan Badische Neueste Nachrichten erken seçimin gecikmiş bir karar olduğunu savunuyor:
"Hükümetin çoğunluğu sağlaması için 45 sandalye eksik geliyordu ve bu nedenle de hiçbir şeyi hayata geçiremiyordu. Avam Kamarası'nda hiçbir şey için çoğunluk sağlanamıyordu, ne sert Brexit ne yumuşak Brexit veya ne de yeni bir referandum için. Çıkmaza girmiş bu durumda, Avam Kamarası'nın herhangi bir tasarıyı onaylamış olması oldukça iç açıcı: Şimdi Aralık ayında erken seçimler yapılacak. Seçimler bu kargaşaya bir son verebilecek mi, önce görmek gerekiyor ama denemeye değer. Üstelik bunun zamanı çoktan gelmişti.”
Magdeburg'da yayımlanan Volksstimme'deki yorum, Birleşik Krallık'ta yapılacak erken seçimlerdeki etkenleri inceliyor:
"Birleşik Krallık'ta yapılacak olan seçimler sadece Muhafazakâr Parti ile İşçi Partisi, İskoç milliyetçileri, Liberaller ve Brexit Partisi arasında olmayacak. Her zamanki Avam Kamarası seçimlerinden farklı olarak bu kez kent ve köy veya yaşlı ve genç gibi etkenler daha çok önem taşıyacak. Brexit yanlılarını çoğunlukla İngiltere ve Galler'in kırsal bölgelerinde yaşayan yaşlılar oluşturuyor. İskoçya ve Kuzey İrlanda ile büyük kentlerde, özellikle de Londra'da, genellikle daha genç olan Brexit karşıtları yaşıyor. Bu durumdan yararlanmak isteyen muhalafetteki İşçi Partisi seçme yaşını 16'ya indirmek istiyor. AB vatandaşlarının da oy kullanabilmesi öngörülüyor. İşçi Partisi resmi olarak Brexit'e karşı değil, ancak böylelikle Brexit karşıtlarının oylarını almayı hesaplıyor. Büyük Britanya yeni bir duruma, Brexit tartışmalarından seçim kampanyasına geçiyor. Ancak aradaki geçişler çok akıcı.”
Die Welt gazetesindeki yorumda muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn’in erken seçim öngören tasarıya onay vermesini ele alıyor:
"Tanrılar kimi yok etmek isterse, önce onu çıldırtırlar. Tanrılar, İşçi Partisi'ni yok etmek mi istiyor? İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in Aralık ayında parlamento seçimleri yapılmasına neden onay verdiğini başka türlü açıklamak mümkün değil. Kendi partisinden de seçimlere karşı itirazlar vardı. Ancak bu Avrupa için iyi bir haber. Corbyn, dış politika açısından güvenilir olmayan ve ayrıca antisemitizm sorunu olan, tüm zamanların en sevilmeyen İşçi Partisi lideri. İşçi Partisi'nin beklenen yenilgisi, parti içindeki ılımlı güçlere onu görevinden almak ve partiyi akılcı bir şekilde yeniden yapılandırmak imkanı verebilir. Bunun yanı sıra daha akılcı bir İşçi Partisi ile oluşturulacak güçlü bir liberal demokratik grup ve Muhafazakârlar içindeki Avrupa yanlısı güçler, Büyük Britanya ile AB arasındaki gelecekte kurulacak ilişkilerin sert Brexit yanlılarının istediğinden daha sıkı olmasını sağlayabilir. Esnek olan Boris Johnson da bununla yaşabilir.”
DW Türkçe / 30.10.19