ABD’nin yeni Ankara büyükelçisi kim olacak? - Amberin Zaman

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 22 Temmuz 2017
  • 05:51

ABD’nin çilekeş büyükelçisi John Bass’in Beyaz Saray tarafından Kabil büyükelçiliğine atandığı duyuruldu.

Bu haber birkaç ay önce kulağıma geldiğinde ‘Zavallı adamcağız… Türkiye’de maruz kaldığı iftiralar ve hakaretlerin karşılığı bu muydu, daha rahat bir yer olamaz mıydı?’ demiştim kendi kendime.  Ancak Kabil ABD açısından en az Ankara kadar önemli, prestijli  ve çetrefil bir misyon. ABD ordusunun Afganistan’daki varlığı -8 bin 500 civarında askeri personel bulunuyor- bu görevi daha da kritik kılıyor.

Kabil, diplomatik kariyeri kısa bir gazetecilik deneyiminden sonra 1988’de başlayan Bass için ödül sayılabilir. Üstelik Ankara’dan önce Tiflis’te de büyükelçi görevinde bulunan Bass’ın üçüncü misyon şefliği olacak ki bu ABD dışişlerinde ender rastlanan bir durum. Çoğu sefir en fazla iki görevden sonra emekli ediliyor. Ulaştığı nokta açısından genç sayılan 53 yaşındaki Bass Kabil’den sonra da bakanlıkta önemli bir göreve gelebilir.

Türkiye’nin en çalkantılı döneminde işini soğukkanlılıkla sürdürmeye başaran ve elçilik mensuplarınca sevilip sayılan Bass’e yeni görevinde bol şans diliyoruz. Tabi Senato’nun onayından geçmesi gerekiyor. Sorun yaşayacağını düşünmüyor kimse.

Peki Bass’in yerine kim gelecek? Yine birkaç ay önce güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre Ankara için bakanlığın istihbarat ve araştırma dairesinden sorumlu müsteşar yardımcısı Daniel B. Smith’in ismi geçiyor. Halen de en güçlü aday kendisi.

‘İstihbarat’ sözcüğü sizleri fazla heyecanlandırmasın. Birçok ülkenin dışişleri bakanlığında, birebir olmasa da benzer birimler var.  Örneğin Türkiye’de eski adı istihbarat ve araştırma genel müdürlüğü olarak geçen, şimdi ise adı güvenlik işleri genel müdürlüğüne çevrilen birim var. Ana konusu terörizmle mücadele.

ABD’de kısa adı INR olarak geçen ‘Bureau of Intelligence and Research’ın alanı çok daha geniş.

Özetle devletin diğer istihbarat birimlerinden gelen bilgiler buraya akıyor ve birimdeki araştırmacılar tarafından açık kaynaklarla (basın, akademik makaleler) harmanlanarak analiz ediliyor. Bu analizler ise başta dışişleri bakanı ve başkan olmak üzere yönetimin karar vericilerine günlük brifinglerde sunuluyor. Birim ayrıca diğer istihbarat birimleriyle doğal olarak sıkı temas içerisinde. Dışardan uzmanların da bilgisine baş vuran birim ‘casusluk’ faaliyeti, yani ajan devşirme gibi işlerle uzaktan yakından alakası yok.

Merak edenler şu linki tıklayarak INR hakkında detaylı bilgiye erişebilir.

Dan Smith’e dönecek olursak… Tıpkı Bass gibi kariyer diplomatı. İstanbul, Ottowa, Bern ve Stockholm olmak üzere birçok yerde görev yaptı. INR’a 2014 yılında Obama yönetimi döneminde atanmadan önce 2010 ile 2013 arası ABD’nin Atina büyükelçisiydi. Tarih eğitimi aldığı University of Colorado Boulder’ın mezunlar derneğinin web sitesinde İstanbul’da Birinci Körfez savaşı, yani 90’lı yılların başında, görev yaptığı bilgisi var. Evli ve üç oğul babası Smith’in diplomasi dışında herhangi bir meslek icra etmediği anlaşılıyor.

ABD’nin en prestijli üniversitelerinden Standford’da doktora yapan Smith, ABD’nin Hava Kuvvetleri Akademisi’nde siyaset bilimi dersleri de verdi. Türkçe, Almanca ve İsveççe bilen 61 yaşındaki Smith’in son derece zeki, sempatik ve ağırbaşlı biri olduğu söyleniyor.

Ne var ki Beyaz Saray ve Senato tarafından onaylanmadan Smith’in Ankara’ya atanmasına kesin gözle bakmak için henüz çok erken. Ancak mevcut siyasi iklimde Ankara için son derece uygun biri olduğu kesin.

INR’ın başında bulunup Türkiye’ye büyükelçi olarak atanan biri daha var. O da Reagan döneminde ve yine kariyerden gelen Morton Abramowitz.

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki konsolosluk personeline de belirttiği üzere Türkiye ile ilişkileri düzeltmek, aradaki yok olan güveni yeniden tesis etmek istiyor. ABD’nin YPG ile işbirliği, Gülen ve Sarraf dosyaları önümüzde bulunduğu sürece ilişkilerin tamiri  zor olacak. Hele iktidar yanlısı medya sorumsuz yayınlarını sürdürmeye devam ederse.

Anadolu Ajansı’nın hafta başında  ABD askerlerinin Suriye’deki yerlerini ve sayılarını ifşa eden yayını Washington’da öfkeye neden oldu. Pentagon kaynaklarından edindiğimiz bilgiye göre ‘münasip cevap’ halen tartışılıyor.

Kızan sadece ABD değil. Görev yerleri deşifre edilen Fransız özel kuvvetleri mensuplar da var ve Fransız hükümeti küplere binmiş durumda. Ne var ki her fırsatta Türkiye’ye destek çıkan İngiltere’nin Suriye’de bulunan özel kuvvetlere bağlı güçleri konu edilmemiş. Bu da her ne kadar Ankara yalanlasa da haberin hükümet tarafından sızdırıldığı şüphesini güçlendiriyor.

Kısaca, görünen o ki kim gelirse gelsin ABD’nin Ankara büyükelçisi ateşten gömlek giyecek.

Diken / 22.07.17