Yeni ‘sıcak’ nokta: Mali – Ergin Yıldızoğlu

  • Arşiv
  • |
  • Uluslararası Siyaset
  • |
  • 10 Aralık 2012
  • 11:20

Geçen hafta dikkatler Mısır’da Müslüman Kardeşler’in siyasi iktidarı teokratik bir devlet projesi için kapıp kaçmaya çabalarken toplumsal muhalefete çarpınca ordunun kollarına atlaması üzerinde yoğunlaşmışken Batı Afrika’da kaynak paylaşım savaşlarının hızlandığını düşündüren önemli gelişmeler yaşanıyordu.

New York Times ve Washington Post’a göre Mali’nin, ABD’nin Texas eyaleti kadar büyük bir alanı kapsayan kuzey bölgesi El Kaide kaynaklı radikal İslamcı grupların denetimine geçmiş. Bu nedenle Pentagon Mali’de, “terörizme karşı uzun savaş” bağlamında, Birleşmiş Milletler’in de onayını alacak, çokuluslu bir askeri müdahale planlıyormuş.

Mali - Libya bağlantısı

On dört milyonluk nüfusunun yüzde 90’ı Müslüman olan Mali, uluslararası basının ilgisini bu yıl mart ayında gerçekleşen askeri darbeyle, sonra da haziranda radikal Müslüman grupların Sufi İslama ait tarihsel bir türbeyi tekbir getirerek yıkması sırasında çekti.

Müslüman nüfusun yüzde 10’unu oluşturan Tuareg kabileleri, Mali’nin kuzeyindeki bölgede yaşıyor. Yıllardır, Azavad adlı bir örgütle bağımsızlık için mücadele ediyorlardı. Libya’da Kaddafi rejimi devrildikten sonra Tuareg savaşçılarının eline ağır silahlar geçmeye ve etkileri hızla artmaya başladı.

Demokrasi görüntüsü altında yaygın yolsuzluklarla, keyfi yönetime halkın güvenini çoktan kaybetmiş Mali hükümeti, Tuareg isyanıyla başa çıkamıyordu. Bu koşullarda ABD’de eğitim görmüş Mali ordusu subaylarından Yüzbaşı Amadou Sonogo liderliğinde bir askeri darbe gerçekleşti. Ancak, ordunun dikkatinin sivil yönetime geçmenin, kendi iç sorunlarının üzerinde yoğunlaştığı sırada oluşan iktidar boşluğunda Tuareg kabileleri bölgede etkin İslamcı radikal gruplarla birleşerek kuzey kentleri Timbuktu, Gao, Kidal’ın yönetimini ele geçirdiler. Bir adım sonra, çok daha iyi silahlanmış, finansal kaynakları güçlü, İslamcı gruplar Tuaregleri bir kenara iterek kuzey bölgesinde egemen oldular ve katı şeriat kurallarını dayatmaya başladılar. ABD “AfricaCom”, komutanı Gen Carter’e göre Mali’ni kuzeyindeki bu alan dünyada, El Kaide etkisindeki grupların doğrudan kontrolündeki en büyük toprağı oluşturuyordu.

ABD yönetiminden Afrika işleri bürosu başkan yardımcısı Johnnie Carson’un Kongre Dışişleri Komisyonu alt komitesine verdiği raporda vurguladığı gibi Mali’nin kuzeyinde Kuzey Afrika El Kaide ve Batı Afrika’da Cihat İçin Birlik adlı iki grup egemen. Bu grupların Nijerya’da faaliyet gösteren Boko Haram (Batı Eğitimi Haramdır) adlı grupla da yakın ilişkileri var.

Silahlara gelince; Washintgon Post 29 Kasım’da, New York Times da 3 Aralık’ta Katar’ın ABD izniyle Libyalı isyancılara verdiği ağır silahların, Mali’deki El Kaide kaynaklı örgütler de olmak üzere, radikal grupların eline geçtiğini, Katar’ın buna göz yumduğunu aktarıyorlardı. Geçerken, bu silahların Suriye’ye de gelmiş olduğunu, gelecekte başkalarının başına bela açabileceklerini de not edelim.

ABD etkisi

Mali’nin kuzeyinin Tuareglerin arkasından radikal İslamcı grupların eline geçmiş olması, komşu ülkeleri kaygılandırmaya başladı. Tuaregler birçok ülkeye yayılmış 3 milyonluk bir etnik grubu oluşturuyor. Bu yüzden Tuareg isyanının, denetim altına alınamazsa komşu ülkelere sıçramasından korkuluyor. Ama esas kaygı kaynağı Kuzey Afrika El Kaidesi adlı şekillenmeyle Cihat İçin Birlik örgütünün etkinlikleri. Bunlar uluslararası kadrolardan oluşan, ama bölge gençliğini de etkilemeye başlayan oluşumlar. Bu bağlamda bölge ülkeleri kendilerini tehdit altında hissediyorlar.

Sonuç olarak Mali’nin beş komşu ülkeyle kurduğu 15 ülke üyeli Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Örgütü (ECOWAS), Afrika Birliği örgütü, Cezayir ve Moritanya ülkeleri, Mali’ye acilen, Mali ordusu önderliğinde en az üç bin askerlik bir uluslararası gücün gönderilerek kuzeydeki isyanın bastırılması için Birleşmiş Milletler’e çağrı yaptılar.

Böyle bir çağrının, Batı Afrika’da, “Trans-Sahara Counter Terrorism Partnership” adlı bir örgüt aracılığıyla bölge ülkeleriyle birlikte çalışan ABD’nin ilgi alanına girmemesi doğal olarak olanaksızdı. Diğer taraftan, ne Mali ordusunun ne de uluslararası güce en büyük katkıyı yapması beklenen Nijerya’nın teknik, lojistik olanakları, radikal gruplarla kuzeyin son derecede zor çöl coğrafyası koşullarında hesaplaşması olanaklı olduğundan, bir aşamada ABD, Fransa, İngiltere’nin devreye girmesi kaçınılmaz görünüyor. Fransa daha şimdiden BM’den hemen bir karar çıkması için baskı yapıyor. Kimi gözlemciler, Fransız ve İngiliz özel timlerinin daha şimdiden bölgede etkinlik gösteremeye başlamış olduklarını işaret ediyorlar.

Gerek Kongre alt komisyonuna konuşan Carson, gerekse de ABD AfricaCom Komutanı General Carter, ABD askerlerinin Mali’ye girmesinin söz konusu olmadığını, ancak uluslararası gücün taşınmasında ve gereken hava desteğinin sağlanmasında gereken yardımda bulunacaklarını vurguluyorlar. Carson, bunların gerçekleşmesi için uluslararası gücün oluşması, harekât planının tatmin edici bir biçimde gerçekleştirilmesi gerektiğini söylüyor, Bu konuda yardımcı olması için uzmanlarını Mali’ye gönderdiklerini ekliyor. Ancak bu harekâtı kimin nasıl finanse edeceği, uluslararası güç başarılı olamazsa bir sonraki adımın ne olacağı henüz belli değil. BM süreçleri de göz önüne alınınca hazırlıkların tamamlanmasının 2013 Eylül ayını bulması bekleniyor. Ancak, müdahale kararının kesinleştiği anlaşılıyor.

Ortadoğu’ya olan enerji bağımlılığını azaltmaya, Çin’in Afrika’ya girişini karşılamaya çalışırken ABD’nin Batı Afrika’ya yönelmekte olduğunu görüyoruz. Bu bağlamda, ABD Batı Afrika Ülkelerine geçen yıl 400 milyon dolar yardım yapmış. Mali’nin payınaysa 150 milyon dolarlık yardım, 87 milyon dolar acil yardım düşmüş. “Trans-Sahara Counter Terrorism Partnership” için de ABD yalnızca bu yıl 52 milyon dolar harcamış.

Batı Afrika, enerji kaynaklarının dışında mineral, kıymetli maden yatakları açısından çok zengin. Mali, fosfat ama esas olarak altın madenciliği açısından önemli. Altın üretimini 2011’de yüzde 20 artırarak 43.5 tona (475 milyon dolara) çıkaran Mali, son yıllarda, Afrika’nın üçüncü büyük altın üreticisi konumuna yükselmiş.

Cumhuriyet / 10.12.12