(12.01.13) - Bir süre önce gündeme getirilen ve üzerinde çalışıldığı söylenen 4. Yargı Paketi'nin hazır olduğu belirtildi. Paket yine aldatmacalar eşliğinde piyasaya sunuldu.

Önceki paketlerde olduğu gibi, 4. Yargı Paketi'nde de “demokratikleşme” havası yaratılmaya çalışılıyor. Yeni pakette “düşünce ve ifade özgürlüğünün genişletildiği” iddia ediliyor.

Buna göre, “terör suçları” kapsamında değerlendirilen muğlak ifadeler çıkarılırken, “teröre teşvik etmeyen, şiddet içermeyen düşünceler” 'suç' olmaktan çıkıyor.

Hazırlanmasında “yeni İmralı sürecinin” de etkisi olduğu belirtilen paketten en çok etkilenenlerin KCK tutukluları olacakları ifade ediliyor. İddiaya göre, “örgüte üye olmamakla beraber örgüt adına suç işleyen kişi” başlığını taşıyan TCK’nin 220’nci maddesi baştan sona yenileniyor. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları “Şiddet İçermeyen Düşünce” başlığında genişletiliyor.

Gelecek ay TBMM’den çıkarılması tasarlanan yargı paketi kapsamında, 1000’e yakın KCK tutuklusunun tahliye olacağı, 5 bine yakın davanın da düşeceği söyleniyor.

Tüm bu söylenenler önceki yargı paketlerinden tanıdık geliyor. Sermaye devleti her seferinde “demokratikleşme” yanılsamaları yaratmaya çalışıyor. “Düşünce ve ifade özgürlüğünün genişletileceği” iddia ediliyor. Ancak sözkonusu yargı paketlerine dayanılarak genellikle eli kanlı faşistler, düzenin kanlı ve kirli hizmetkarları yararlanıyor; serbest bırakılıyor ya da cezalarında indirimler yapılıyor.

4. Yargı Paketi'nin de bunların benzeri olduğu ortada. Tek fark ise, bu paketin Kürt sorunun çözülmeye başlandığına dair yaratılan yanılsamanın güçlendirilmesi için kullanılabilecek olması ihtimali.