Vali Yardımcısı 'en kötü ihtimalle öleceksin' demiş

  • Arşiv
  • |
  • Kadın-Türkiye
  • |
  • 08 Aralık 2012
  • 18:10

Van'dan raporlu olarak ailesinin yanına geldiği Konya'da, peşinden gelen eski erkek arkadaşı Hakan Başar tarafından tabancayla öldürülen Gülşah öğretmenin mahkemeye verdiği dilekçe ortaya çıktı.

Gülşah Aktürk, kendisini tehditten hakkında dava açılan katili Hakan Başar hakkında Van 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davaya katılma talebiyle verdiği dilekçede, "Vali Yardımcısı en kötü ihtimalle öleceğimi, ölümün hak olduğunu kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğimi, yanımda biber gazı ile gezmem gerektiğini söyledi" diyor. Gülşah öğretmenin dilekçesinde, 'başıma geleceklerden Van Valisi, Milli Eğitimden Sorumlu Vali Yardımcısı ve Milli Eğitim Müdürlüğü'nün sorumlu olacağını' anlattı, "Ölümüm halinde bu kurum ve şahıslara ailem tarafından maddi manevi tazminat davası açılmasını da belirtmek istiyorum" ifadelerini kullanıyor.

Van'da sınıf öğretmeni olarak görev yapan 27 yaşındaki Gülşah Aktürk, Van Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nde işçi statüsünde çalışan eski erkek arkadaşı 36 yaşındaki Hakan Başar'dan ayrıldıktan sonra, tehditlerine maruz kalması üzerine, ailesinin yanına gittiği Konya'da, geçen perşembe günü Başar tarafından öldürüldü. Kadına şiddetin son mağdurlarından biri olan Aktürk'ün öldürülmeden önce Hakan Başar'dan kurtulmak için yasal yollara başvurduğu ve can güvenliği istediği ortaya çıktı.

Öğretmen Gülşah Aktürk, eski erkek arkadaşı Hakar Başar'ın kendisini ölümle tehdit etmesi üzerine 1 Ekim 2012 günü Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidip, ölümle tehdit edildiğini ve can güvenliğini olmadığını belirterek, koruma talebinde bulundu. Savcılık tarafından Aile Mahkemesi'ne sevk edildi. Mahkeme 6 ay süreyle Başar'ın Aktürk'e yaklaşmasını yasakladı.

Gülşah Aktürk, bu karara rağmen Hakan Başar'ın tehditlerinden kurtulamadı. Polise başvuran Gülşah Aktürk'ün ifadesi üzerine işlem yapıldı Hakan Başaran hakkında Van 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Davaya şikayetçi olarak katılım talebinde bulunan Gülşah Aktürk, 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya 26 Kasım günü dilekçesini vererek, aldığı 45 günlük raporla Konya'daki ailesinin yanına gitti. Ardından da peşini bırakmayan Hakan Başar tarafından 6 Aralık günü Konya'da öldürüldü.

ÖLÜMÜMDEN VALİ YARDIMCISI SORUMLUDUR

Gülşah öğretmen ölümünden sadece 5 gün önce sunduğu bu dilekçede, hayatının tehlikede olduğunu belirterek, Hakan Başar'ın cezalandırılmasını, öncelikle de tutuklanmasını talep ediyor, yaşadığı kabusu da ayrıntılı olarak anlatıyor. Aktürk dilekçesinde, "Hakan Başar'la 2012 Şubat ayından bu yana duygusal bir arkadaşlığımız vardı. Bana evlenme teklifinde bulundu. Zaman zaman 'benimle evlenmezsen seni vururum, öldürürüm' gibi tehditlerle beni baskı altına almaya çalıştı" diyor.

Öğretmen Gülşah Aktürk, yaşadıkları karşısında anne ve babasının da tavsiyesiyle Van Valisi ile görüşmek istediğini anlattığı dilekçesinde şunları belirtiyor:

"Ölümle tehdit ve hırsızlık gibi olaylara muhatap kaldığımdan ve bunların bir güvenlik sorunu olmasından ötürü,annem, babam ve ben bu durumu ildeki güvenliği sağlamakla mükellef en büyük mülki amir olan Van Valisi ile görüşmek istedik. Kendisinden görüşme talep ettik, Vali bizimle bizzat görüşmeyip bizi milli eğitimden sorumlu valiye yönlendirdi. Milli eğitimden sorumlu vali Zafer Coşkun, bizi görüşmeye aldı. Durumu anlattık hayatımın tehlikede olduğunu söyledik o da bana, 'en kötü ihtimal öleceğimi, ölümün hak olduğunu kaçış olmadığını, hiç olmadı istifa edebileceğimi yanımda biber gazı ile gezmem gerektiği gibi' hiç de duyarlı olmayan, bizi daha da demoralize eden tavsiyelerde bulundu. Hatta 'böyle abuk sabuk insanlarla arkadaş olan kızlarımızda hata' diyerek kısmen beni suçladı ve bizi gönderdi. O sırada odada bulunan Van Milli Eğitim Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanı Kıyasettin Kırekin ertesi gün yanına uğramamızı istedi. Biz de gittik ve durumumuzla ilgilendi, bizi yönlendirdi. Anlattığım olayların resmi dökümünü, savcılık kayıtlarını, mahkeme kararını dosyalayıp dilekçeyle birlikte Milli Eğitime başvurabileceğimi, Memur Atama Yönetmeliği 39/b maddesi kapsamında tayin isteyebileceğimi söyledi."

Yaşadığı olaylar nedeniyle kendisini iyi hissetmeyerek Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Adem Aydın'la görüşen Aktürk, "Posttravmatik stres bozukluğu ve depresyon olabileceği” teşhisiyle 45 günlük istirahat verir. Bu süreyi Konya’da geçiren Aktürk’ü Hakan Başar yine telefonla taciz etmeye devam eder.

Aktürk dilekçede bu durumu şöyle anlatır: "Kendisine açmış olduğum davayı geri çekmem konusunda bana baskı yapmaktadır. Benim bildiğim kadarıyla anne ve babama, yakın arkadaşlarıma, akrabalarıma, okul müdürüme kendi idare amirlerine ve iletişimde bulunduğu herkese beni kötülemekte, bana ahlaksız iftiralarda bulunmaktadır. Elinde olduğunu iddia ettiği fotoğraf videolarla şantajlar yapmaktadır.”

Öğretmen Gülşah Aktürk, dilekçesinde tehdit ve şantajlardan bunaldığını da gündeme getirip, ölümü halinde sorumluların cezalandırılmasını ister. Başına geleceklerden Van Valisi, Vali Yardımcısını da sorumlu tutar:

"Hakan Başar denen adamla değil aynı şehirde aynı ülkede bile yaşamak istemiyorum. Bana ve aile verdiği zararlardan hem maddi,hem manevi yıpranmış durumdayız. Görev yerimin değişmesini ve bana dair gelişmelerin gizli tutulmasını istiyorum. Çünkü bir şekilde benimle ilgili bilgilere ulaşıyor. Bu olaylar sonucunda gerekli girişimlerde bulunduğumu ve memur atama yönetmeliği 39-B maddesi kapsamında hakkım olan tayin hakkımı kullanma doğrultusunda girişimde bulundum. Bunun sonucunda güvenliğim sağlanamaz, görev yerim ailemin yanına sevk edilmezse ve başıma gelecek en ufak olaydan sorumlu olarak Van Valisi, Milli Eğitimden sorumlu Vali Yardımcı Zafer Coşkun, Van Milli Eğitim Müdürlüğünü sorumlu tutup bu kişi ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımı, ölümüm halinde bu kurum ve şahıslara ailem tarafından maddi manevi tazminat davası açılmasını da belirtmek istiyorum. Tüm bu hususlar nazara alınarak sanığın müsnet suçlardan cezalandırılacağının açık olması, tarafıma zarar verme ihtimalinin bulunması, delillerin toplanmamış oluşu, tarafıma vereceği zararların telafisinin imkansız olması, beni öldürmesi halinde ise bir kadın cinayetine dahi mani olunamayacak oluşu nazara alınarak sanığın 5271 sayılı yasanın 100'üncü maddesi gereğince tutuklanmasını da talep ediyorum."

ANF / 08.12.12