“Üniversiteler işletme, öğrenciler müşteri, emekçiler köle olmayacak!”

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Eylem-Etkinlik
  • |
  • 25 Aralık 2012
  • 18:25

“Üniversite AŞ'ye YÖK'e ve yasasına geçit yok!”

(25.12.12) – Üniversiteliler bugün Yeni YÖK Yasa Tasarısı'na karşı alanalara çıktı. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere bir dizi yerde alanları dolduran öğrenciler, akademisyenler ve asistanlar üniversitelerin şirketleşmesine ve eğitimin metalaşmasına geçit vermeyeceklerini haykırdı.

İstanbul: Üniversite AŞ'ye YÖK'e ve yasasına geçit yok

Eylem İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Tramvay Durağı ve Edebiyat Fakültesi’nden Beyazıt Meydanı'na yürüyüşle başladı. Fen Edebiyat Fakültesi’nden çıkan öğrenciler "Şirket değil üniversite, müşteri değil öğrenci" pankartı arkasında yürüyerek diğer üniversitelerden gelen öğrencilerin ve İTÜ’lü direnişçi asistanların da olduğu kolla birleşti. Tramvay durağına gelindiğinde burada toplanan bileşenle birlikte "Üniversite AŞ'ye YÖK'e ve yasasına geçit yok" pankartı eşliğinde "Sermaye defol üniversiteler bizimdir!", "Biz kalıyoruz YÖK gitsin!", "YÖK'te reform olmaz, YÖK kapatılsın!", "Her yer ODTÜ, her yer direniş!" ,”Eşit parasız bilimsel anadilde eğitim!”, “Ferman YÖK’ün üniversiteler bizimdir!”, “Diplomalı işsiz olmayacağız!” sloğanlarıyla Beyazıt Meydanı'na doğru yol kapatılarak yüründü. Bu kolun meydana gelmesinin ardından İstanbul Üniversitesi'nden öğrenciler ve eğitim emekçileri "Üniversite A.Ş'ye YÖK'e ve yasasına geçit yok", "Asistan kıyımını durduracağız" pankartları eşliğinde meydandaki kitleyle buluştu.

Tüm kitle toplandıktan sonra ilk olarak sözü alan Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız kitleyi selamlayarak, çıkarılmak istenen YÖK yasasının öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan hazırlandığını ve bunun karşısında durularak bu mücadelenin büyütülmesi gerektiğini belirtti.

Yıldız’ın ardından Eğitim-Sen 6. Nolu Üniversiteler Şube Başkanı İsmet Akça sözü aldı. Akça, Yeni YÖK Yasa Tasarısı'yla YÖK’ün kaldırılmayacağını belirterek, “'üniversite konseyleri' vb. ismlerle, 'mütevelli heyetleri' oluşturularak her üniversitede yeni YÖK’çükler yaratılmak istenmekte ve bu kurumlara sermayeyi ve iktidarın çeşitli kanatları buralarda konumlandırılmaktadır” dedi. Akça ayrıca bu yasayla birlikte akademik ve idari bütün üniversite emekçilerinin güvencesiz istihdamına zemin hazırlandığını, rekabet ve performans değerlendirilmesi ile üniversite emekçilerinin birbirinin kurdu haline getirilmek ve baskı altına alınmak istendiğini ifade etti.

Akça son olarak da ODTÜ’de yaşananlar üzerine “ODTÜ’de yaşananlar ve ardından Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar iktidarın muhalif hiç bir akademisyeni, idari personeli, öğrenciyi, üniversitede istemediği net bir şekilde ortaya koymaktadır” diyerek olaylardan sonra yaşananların iktidarın muhalif çevrelere vermek istediği bir gözdağı olduğunu söyledi ve ODTÜ direnişini sahiplendi. Konuşmasını kamusal-özgür-bilimsel-demokratik üniversite ve anadilde eğitim talebiyle bitirdi.

Akça’nın ardından eylemi örgütleyen üniversite bileşenleri adına Ezgi Taş bir açıklama yaptı. Açıklamada ilk olarak bu yasa taslağı hazırlanırken üniversitelerin gerçek sahiplerinin fikirleri alınmadan hazırlandığı ve bu süreçte sermayadarlar, vakıf üniversiteleri mütevelli heyetleri başkanları ve iktidara angaje olmuş yapıların görüşleri alınarak oluşturulduğunu söyledi. YÖK ‘ün kaldırılmayacağını, sadece adının değiştirilerek otoriter ve piyasacı yapının güçlenerek korunacağını ifade etti.

İstanbul’daki bazı üniversite yönetimlerinin ODTÜ’deki polis şiddetini kınamak yerine iktidarın sesi olup öğrencilere ve akademisyenlere saldıran açıklamalar yapmasına karşı, kitle hepbir ağızdan ODTÜ direnişine sahip çıktı.

İTÜ’lü direnişçi asistanlar adına Ceyda Sungur bir açıklama yaptı. Sungur, YÖK Yasa Tasarısı adı altında ilan edilen metnin hukuken bir hiç olduğunu söyledi. Açıklamanın devamında "YÖK ve taraftarlarının da şunu bilmesi elzemdir, bizler, onlar gibi 12 Eylül mahsulü birer hiç değiliz. Bizler var olanlarız, çünkü bizler üniversiteyi yıkanlardan değil bizzat yaratanlardanız" diyerek bu taslağın amacının kamusal üniversite sistemini yıkma çabası olduğunu belirtti. Direnişlerinden bahseden Sungur, üniversiteden haksız yere atılan tüm İTÜ’lü araştırma görevlilerinin işe iade edilmesi ve 2013 yılında bu kıyımlara son verilmesi gerektiğini belirtti.

Ardından İstanbul’daki çeşitli üniversitelerdeki öğretim elemanları adına açıklama yapan Mehmet Karlı, üniversite yönetimlerinin yaptığı açıklamaya katılmadıklarını söyleyerek ODTÜ direnişine sahip çıktığını ifade etti.

Eylemin çağrıcıları: Eğitim Sen, Asistan Dayanışması, Öğretim Üyeleri Derneği, GİT Türkiye, SES İstanbul Şubeleri, Sosyal-İş İstanbul Şubesi, Dev-Sağlık İş, Üniversite Konseyleri Derneği, Akademi Susmayacak, Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnsiyatifi, Devrimci İşçi Partili Öğrenciler, Ekim Gençliği, Emek Gençliği, Genç-Sen, Gençlik Muhalefeti, HDK İstanbul Gençlik Meclisi, Öğrenci Dayanışması, Öğrenci Kolektifleri, Söz Dergisi, İÜ Beyazıt’tan, YTÜ’den, BÜ’den, MSGSÜ’den Öğrenciler, Üniversite Öğrencileri, TÜM-İGD’li Öğrenciler, Genç-Der, Sosyalist Gençlik Derneği, Sosyalist Yeniden Kuruluşçu Gençler örgütledi.

Ankara: Yeni YÖK Yasa Tasarısı'na geçit yok!

Üniversite çalışanları ve öğrencileri imzasıyla örgütlenen eyleme yüzlerce akademisyen ve öğrenci katıldı. “AKP'ye, üniversite A.Ş'ye YÖK'e ve yasasına geçit yok!” şiarıyla örgütlenen eylem 16.00'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi önünden başladı. Ortak pankartın arkasında bir araya gelen gençlik örgütleri ve Eğitim Sen 5 No'lu Şube üyeleri buradan Kızılay Sakarya Caddesi'ne coşkulu bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Eylem boyunca yapılan ajitasyon konuşmalarında ODTÜ'nün direniş ruhunu kuşanarak Yeni YÖK Yasa Tasarısı'na daha güçlü yanıt verme çağrısı yapıldı. Ayrıca ODTÜ direnişi sloganlarla selamlandı.

Genç komünistler eyleme “YÖK yasa tasarısını alanlarda yırtacağız!/ Ekim Gençliği” yazılı dövizlerle katıldılar. Yolun trafiğe kapatıldığı eylem boyunca çevreden birçok emekçi öğrencilere destek verdi. Sakarya Caddesine gelindiğinde basın açıklaması yapıldı.

İlk açıklamayı Eğitim Sen 5 No'lu Şube adına akademisyen Özlem Albayrak okudu. Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada “YÖK'e reform değil, üniversitelere özgürlük istiyoruz” şiarı ön plana çıkarıldı. Yeni YÖK Yasa Tasarısı'nın teşhirinin yapıldığı açıklamada “Üniversitenin özgürlüğü sadece öğretim elemanlarının araştırma ve ifade özgürlüğünden ibaret değildir. Öğrencilerin düşünce, ifade ve protesto özgürlükleri de üniversite ortamının ayrılmaz parçasıdır. Demokratik haklarını kullanan üniversite öğrencilerine yönelik, bugün de Türkiye'nin farklı şehirlerinde devam eden polis şiddetini, gözaltı ve tutuklamalar yoluyla öğrenim özgürlüklerinin ortadan kaldırılmasını kınıyoruz. Tüm tutuklu öğrencilerin bir an önce serbest bırakılmasını, ait oldukları yerlere, amfilerine, dersliklerine, fakültelerine dönmelerini talep ediyoruz. Üniversite öğrencilerine özgürlük istiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Açıklama “Böyle bir ortamda tartışılan ve bu usulle yürütülen bir yasa yapma süreciyle yükseköğretimi düzenleyecek herhangi bir hukuksal metnin meşruluğundan söz etmek mümkün değildir. Mevcut önerinin yükseköğretimi örgütleme ilkeleri kabul edilemez” sözleriyle son buldu.

Daha sonra üniversite öğrencileri adına bir konuşma yapıldı. ODTÜ direnişinin örnek verildiği konuşmada aynı ruhla Yeni YÖK Yasa Tasarısı'na karşı mücadelenin büyütüleceği vurgulandı. ODTÜ'deki olayların ardından yapılan operasyona da değinilen konuşmada baskıların, gözaltıların ve devlet terörünün öğrencilere geri adım attırmayacağı belirtildi. Yasa taslağının meclisin gündemine gelmesi durumunda üniversitelerin tek yürek olacağı ve yasaya geçit vermeyeceği söylendi.

Eylem sloganlarla sona erdi. 400'e yakın öğrenci ve akademisyenin katıldığı eylemde “Sermaye defol üniversiteler bizimdir!”, “Ferman YÖK'ün üniversiteler bizimdir!”, “Yaşasın ODTÜ direnişimiz”, “ODTÜ'de düşene dövüşene bin selam!”, “Her yer ODTÜ her yer direniş!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber hiçbirimiz!”, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”, “Şirket değil üniversite, müşteri değil öğrenciyiz!”, “Be zıman jiyan na be!” sloganları atıldı.

Eyleme Ekim Gençliği, Eğitim Sen 5 Nolu Şube, Emek Gençliği, Öğrenci Kolektifi, TKP, SDH, Gençlik Muhalefeti, Öğrenci Dayanışması, SYK, YDG, TÜM-İGD, SGD ve Gençler Meydana İnisiyatifi katıldı.

Kocaeli Üniversitesi'nde gözaltı terörü

Bugün saat 12.00'de, Yeni YÖK Yasa Tasarısı'nı protesto etmek amacıyla Umuttepe'de toplanan öğrenciler, rektörlük önünde basın açıklaması yapmak istediler. Fakat sabahın erken saatlerinden itibaren “sıkı güvenlik” önlemleri alan ÖGB ve çevik kuvvet polisi öğrencilerin önüne arka arkaya barikat kurarak yürüyüşü engellemek istedi.

Öğrencilerin rektörlüğe kadar yürüyüp basın açıklaması yapmak için ısrarlı direnişi karşısında çevik kuvvet TOMA'lar ve tazyikli suyla öğrencilere saldırdı. Öğrenciler saldırı karşısında yemekhaneye sığındı ve daha sonrasında polis yemekhaneyi abluka altına altı.

Saldırı sırasında bir öğrencinin burnu kırıldı ve üçü Ekim Gençliği okuru, diğerleri Öğrenci Kolektifleri ve SDP üyeleri olmak üzere toplam 8 kişi gözaltına alındı.

Gözaltı teröründen sonra yemekhanede ablukaya alınan grup, sloganlar eşliğinde A Kapısı'na yürüyerek okuldan ayrıldı.

İzmir

 Saat 18.00’de Gazi İÖO önünde toplanmaya başlayan kitle 18.30’da yürüyüşe geçti. Yüzlerce öğrenci ve akademisyen ile üniversite çalışanının bulunduğu eylem ÖSYM Bürosu'nun önünde basın açıklaması ile sonlandırıldı.

Basın açıklamasını Tıp Öğrenci Kolu'ndan bir öğrenci yaptı.

Basın açıklamasında şu ifade yer verildi: “Yeni Yükseköğretim Yasası'nın hazırlandığı bu günlerde, taslak metninde de görüldüğü gibi, YÖK kaldırılmak bir yana başına bir ‘T’ getirilerek daha güçlü bir baskı ve denetleme aracı olarak korunmaktadır….  Yükseköğretim bir kar kapısı olarak görülerek, bir taraftan vakıf üniversitelerinin yanı sıra özel üniversite yabancı yükseköğretim şirketleri öngörülmekte, diğer taraftan devlet üniversiteleri şirketleştirilmektedir. Üniversite eğitiminin mantığına teslim edilmesi, kapitalist işleyiş mantığı kar hesapları ve performansa indirgenmiş bir nitelik anlayışına dayanmaktadır. Kapitalist kar mantığına göre işletilecek üniversitelerde hangi bilginin paylaşılacağına,açıktır ki toplumsal yarar ve eleştirel niteliği üzerinden değil getirdiği kar üzerinden karar verilecektir.”

Basın açıklamasında ODTÜ’de yaşanan olaylara da değinildi ve “bizler bugün gözdağına, baskılara karşı sesimizi yükseltmenin bugünümüz ve geleceğimiz için hayati bir önem taşıdığı bilinci ile bir araya geldik” denildi.

Basın açıklaması şu sözlerle son buldu: “Bizler üniversitelerin gerçek sahipleri yükseköğretim alanında her türlü gericileştirilmeye, eğitimin metalaştırılmasına, üniversitelerin şirketleşmesine, üniversite emekçilerinin iş güvencesinden mahrum bırakılmasına her türlü kadrolaşmaya öğrencilerin müşterileşmesine ve baskı altına alınmasına karşı çıktık, çıkıyoruz ve çıkacağız.”

Basın açıklamasının ardından Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı bir konuşma yaptı. Şube başkanı konuşmasında bu yasaya geçit vermeyeceklerini söyledi. Ardından ise DEÜ Fizik Bölümü akademisyenlerinden Ümit Akıncı bir konuşma yaptı.

Eylem biterken de son olarak sırayı Bando Sol aldı. Oldukça coşkulu geçen eylem sloganlarla son buldu.

Eylemi KESK İzmir Şubeler Platformu, Devrimci Gençlik, Devrimci İşçi Partili Öğrenciler, Ekim Gençliği, Emek Gençliği, Gençlik Muhalefeti, Genç Sen, Öğrenci Muhalefeti, Öğrenci Kolektifleri, Sosyalist Yeniden Kuruluşçu Öğrenciler, TKP’li Öğrenciler, TTB, TÖK, EFOT, EÜ Felsefe Kulübü, Felsefi Muhalefet, EÜ’den ve DEÜ’den Öğrenciler örgütledi.

Dokuz Eylül Üniversitesi

Hazırlık Binası önünde gerçekleştirilen eylemde “Eşit, parasız, bilimsel ve anadilde eğitim için; kurumsal, özerk ve demokratik üniversite istiyoruz” ve “Üniversite A.Ş.'ye, YÖK'e, yasasına geçit yok!” ozalitleri açıldı. Okunan açıklamada şunlar söylendi: “Rekabet ve performans değerlendirmesi üzerinden bilim insanları birbirinin kurdu haline getirilmek ve baskı altına alınmak istenmektedir. Öğrenciler müşteri olarak görülmekte, kısmi zamanlı çalışma ile işçi haklarından mahrum bırakılacak şekilde ucuz emek olarak görülmekte ve disiplin hükümleriyle fikirleri ve eylemleri zapturapt altına alınmak istenmektedir. Üniversite kapıları emekçi çocuklarına kapatılmaktadır.”

Açıklamada ayrıca YÖK’ün kaldırılmadığı, siyasal iktidarın ve sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirildiği vurgulandı.

Eylem boyunca “YÖK'te reform olmaz!”, “YÖK kapatılsın!”, “Müşteri değil öğrenciyiz!”, “Sermaye defol üniversiteler bizimdir!”, “Be zıman jiyan na be!”, “Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!” sloganları atıldı.

Yapılan ajitasyon konuşmalarında ise üniversitelerde Bologna Süreci ile birlikte sürmekte olan değişim ve dönüşümlere değinildi. Ayrıca geçtiğimiz günlerde ODTÜ'de gerçekleştirilen direnişte selamlandı. Daha fazla ODTÜ yaratmanın gereği vurgulandı.

Ekim Gençliği / İstanbul-Ankara-Kocaeli-İzmir