(09.09.12) - Tutuklu gazetecilerin “3. KCK” davası kapsamında yargılanması 10 Eylül günü başlıyor. Mahkeme öncesi duruşmaya çağrı yapmak ve iddianamenin teşhirini yapmak için 8 Eylül'de Taksim’de eylem vardı.
Taksim Tramvay Durağı’nda toplanarak Galatasaray Lisesi'ne yürümek isteyen yüzlerce basın emekçisinin önü polis tarafından kesildi. Panzer ve çevik kuvvet barikatıyla karşılaşan kitle sloganlarla bekleyişe geçti. Polisin keyfi yasakçı tutumları karşısında oturma eylemi başlatan kitle yaklaşık bir saat boyunca oturma eylemini sürdürdü. Polisle yapılan görüşmelerden sonuç çıkmaması üzerine basın açıklaması meydanda gerçekleştirildi. Eylemde “Rehineleri bırakın , müzakereye başlayın!” ve “Özgür basın susmayacak!” pankartı açılırken “10 Eylül’de çağlayandayız!”, “Onlar gerçeği yazdılar” yazılı Türkçe ve Kürtçe dövizler taşındı.
Basın açıklamasını Özgür Gündem gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eren Keskin okudu. Açıklamada, bu davayı başlatan kararın AKP karargahlarında alındığını en büyük toplu gazeteci davası olduğunu ifade eden Keskin, “biz demokrasi ve özgürlük istiyoruz, ‘bunun bedeli neyse öderiz’ diye yola çıkıyoruz. Elbette bunun bedelini de ödüyoruz” dedi.
Ape Musa’nın direniş geleneğini sürdürdüklerini söyleyen Keskin, iddianamedeki suçlamaların kurgu, saçma ve siyasi olduğunu söyledi. “Tutuklu arkadaşlarımız, AKP’nin Kürt sorununda çözümsüzlük ve Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye siyasetinin gereği ’rehin’ alınmışlardır” diyerek davanın bir baskı aracı olduğuna dikkat çekti. “KCK” adı altında 8 bin kişinin tutsak edildiğini vurgulayan Keskin, kirli savaşı derinleştirdikçe kendisi de batan onlarca hükümet gördüklerini ifade etti.
Keskin açıklamada ayrıca şunları ifade etti:
“Biz Kürt basını, büyük eziyetlerle, baskılarla yüz yüze gelmiş bir geleneğiz. 76 arkadaşımız bizzat devletin gizli yada açık militer örgütleri tarafından katledildi. Gazete binalarımız bombalandı. 20 yılı aşkın süredir binlerce çalışanımız gözaltına alındı, tutuklandı. Özgür basın geleneği Ape Musaların bayrağını ayakta tuttu. Onların akıbetlerini ise anlatmaya gerek bile kalmadı. Bugün aynı şekilde bu bayrak, Erdoğanların, İdris Naim Şahinlerin, Necdet Özellerin karşısında dimdik ayakta duruyor.”
Açıklama 10 Eylül günü Çağlayan’daki duruşmaya çağrı ile son buldu.
Kızıl Bayrak / İstanbul
