Taşeronun sömürgecilik hevesinde son nokta...

  • Arşiv
  • |
  • Dış Politika
  • |
  • 13 Ocak 2013
  • 12:08

Sermaye devleti Suriye için vali atadı!

(13.01.13) – Sermaye devletinin sömürgeci eğiliminin son göstergesi Suriye için Vali atamak oldu.

Yakın Doğu Haber sitesi, Şarku’l Avsat gazetesine dayandırdığı haberde Türkiye’nin Suriye için Vali atadığını duyurdu. Atanan valinin görevi ise Türkiye’deki ve Suriye’de muhaliflerin elindeki bölgelerde Suriyelilerin durumunu takip etmek olarak duyuruldu.

Gazete ayrıca görev yeri Gaziantep olarak belirlenen Vali Faysal Yılmaz ile de görüştü ve açıklamalarına yer verdi. Valinin görevleri ise mülteci kamplarında ve evlerde yaşayan Suriyelilerle ilgilenmek ile Suriye’nin kontrolünden çıkan bölgelerindeki Suriyelilerin durumlarıyla ilgilenmek olarak ifade ediliyor.

Vali Yılmaz ise gazeteye yaptığı açıklamada bir aydır bu görevde olduğunu söylüyor ve görevinin “siyasi değil insani” olduğunu iddia ediyor. Vali ayrıca yardımların koordinasyonu dışında bir görevi olmadığını, vali isminin ise “Türkiye hükümetinin misafirlerine verdiği büyük önemin göstergesi” olduğunu iddia ediyor.

Taşeronun sömürge hevesi

Haberin gerçekliği belirtilen kaynakların beyanıyla sınırlı olsa da anlatımlar ve iddialar hiç de gerçeğe aykırı değil. Vali sıfatıyla bölgeye atanan Faysal Yılmaz’ın tüm açıklamaları olaya insani bir görüntü vermeye çalışsa da “Vali” kavramının anlamı da, Türkiye’nin Suriye’ye dönük politikaları da ortada.

Bugüne kadar Suriye hükümetine karşı savaşan çeteleri “özgürlük savaşçısı” ve “devrimci” olarak gösteren; yapılan katliamlara gözünü kapayarak türlü yalan, demagoji ve provokasyonlarla Suriye’ye yönelik emperyal heveslere destek sunan Türkiye devleti, belli ki işi bir adım daha ileriye götürerek vali atayacak denli pervasızlaşmış durumda.

Kuşkusuz ki somutta atanan valinin bir yetkisi olması ya da ABD emperyalizminden bağımsız bir konumlanışa sahip olması mümkün değil. Ancak bu ismin seçilmesi bile hem Esad rejimine bir gözdağı hem de çapulcu çetelere verilmiş bir destek anlamına geliyor.

Ancak öte yandan düşünüldüğünde sermaye devletinin rolünü anlamak için de bir imkan yaratıyor. Böylece çetelerin yaptığı ve basına yansıyan tüm katliamlar, şeriat nidalarıyla kestikleri kafalar, alevilere yönelik hakaretler ve saldırılar, halkın ekmeğini-ununu çalan yağmacılardan da resmi olarak AKP sorumlu oluyor. Zira tüm bunlar onun “valisi”nin yetki alanında gerçekleşiyor.