KESK üyesi Büro Emekçileri Sendikası (BES) 1 Şubat 2013 tarihinde Ankara’da “Türkiye’de Vergi Politikaları” başlıklı bir sempozyum düzenledi. Vergi, kamu harcamaları ve sosyal devlet konuları enine boyuna tartışıldı. Prof. Dr. Aziz Konukman ve Doç. Dr. Mustafa Durmuş ile birlikte katıldığımız oturumda Türkiye’de sosyal amaçlı kamu harcamalarının gelir eşitsizliğini azaltmadaki rolünü ele aldım. Türkiye bu konuda da başa güreşiyor!
OECD, üye ülkelerdeki gelir eşitsizliği ile ilgili veri serileri yayınlıyor. Vergi gelirleri ve transfer harcamaları öncesi (buna birincil gelir dağılımı veya piyasa dağılımı deniyor) ile vergi gelirleri ve transfer harcamaları sonrasında (ikincil gelir dağılımı veya gelirin yeniden dağılımı) gelir eşitsizliğini karşılaştırıyor. Böylece devletin sosyal politikalar yoluyla gelir eşitsizliğini ne ölçüde azalttığını görmek mümkün oluyor.
OECD bu karşılaştırmayı yaparken Gini katsayısını kullanıyor. Gini katsayısı 1 ile 0 arasında değerler alıyor. 1 mutlak eşitsizlik (tek kişinin bütün milli gelire sahip olması) demek iken, 0 mutlak eşitlik (milli gelirin herkese eşit olarak paylaştırılması) anlamına geliyor. Ancak Gini katsayısı genellikle 0.20’ler ile 0.60’lar arasında seyrediyor. Gelir eşitsizliğini ölçmede kısıtlılıkları olsa da (örneğin farklı nüfus dilimlerinin gelirden aldığı payı göstermemesi) Gini katsayısı, gelir eşitsizliğini ölçen yaygın göstergelerden birisi.
Vergi gelirleri ve transfer harcamaları öncesinde (piyasa dağılımı aşamasında) OECD ülkeleri de parlak bir sicile sahip değil. Bu aşamada OECD’nin Gini katsayısı 0.46. Ancak vergi gelirleri ve transfer harcamaları sonrasında (devlet müdahalesi ile) OECD’nin Gini katsayısı 0.31’e iniyor. Bazı ülkeler OECD ortalamasının oldukça üstünde bir düzeltme sağlıyor. Örneğin vergi ve transferler öncesinde Gini katsayısı 0.47 olan Finlandiya’da, vergi ve transferler sonrasında Gini katsayısı 0.26’ya geriliyor. Finlandiya sosyal politikalar yoluyla Gini katsayısında 0.21’lik bir iyileştirme sağlıyor.
Türkiye sosyal harcamalar ve vergiler yoluyla gelir eşitsizliğini düzeltme açısından OECD ülkelerinin en kötüleri arasında. Türkiye bu alanda 34 OECD ülkesi arasında 30. sırada. Vergi ve transfer öncesi Gini katsayısı 0.47 olan Türkiye, sadece 0.06’lık bir iyileştirmeyle Gini katsayısını 0.41’e indirebiliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri Türkiye’nin sosyal amaçlı kamu harcamalarının yetersizliği. Türkiye milli gelir içinde yüzde 13’lük kamu harcamasıyla yüzde 22 olan OECD ortalamasının çok çok altında (Tablo).
Tablo: Bazı OECD Ülkelerinde Sosyal Amaçlı Kamu Harcamaları
Kaynak: OECD (2009 verileri)
Sosyal amaçlı kamu harcamaları bazı OECD ülkelerinde yüzde 30 civarında seyrediyor. Türkiye’de sosyal amaçlı kamu harcamalarının payının düşüklüğü gelir eşitsizliğinin en önemli nedeni olarak öne çıkıyor. Kuşkusuz kamu sosyal harcamalarının kompozisyonu da son derece önemli. Ancak çıplak veriler dahi Türkiye’nin nahoş durumunu, sosyal harcamaların sefaletini gözler önüne seriyor.
Anayasada “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” yazsa da veriler tersini söylüyor. Türkiye kamu sosyal harcamalarının en düşük olduğu ülkelerden biri. OECD’nin en asosyal ülkeleri arasında. Türkiye’nin dünyanın kaçıncı büyük ekonomisi olduğuna ve 1970 model Ford’a değil, Türkiye’nin sosyal harcamalardaki sıralamasına bakın asıl.
Birgün / 08.02.13