Sermaye devletinin Hatay tahammülsüzlüğü

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 04 Eylül 2012
  • 10:11

(03.09.12) - Sermaye hükümetinin savaş çığırtkanlığına Hatay'daki emekçilerin kitlesel mitingle verdiği cevap burjuva basında yer alan haberlerle karartılmaya çalışılıyor.

1 Eylül Barış mitinginin bölgedeki son yılların en kitlesel katılımlı eylemi olmasından ve emperyalizm ile işbirlikçi AKP karşıtı sloganların öne çıkmasından duyulan tahammülsüzlüğün ardından kirli senaryolar devreye sokuldu. Emperyalistlerin işbirlikçi takımında yer alan bir ismin asılsız açıklamalarına dayanılarak Antakya'daki 1 Eylül mitingine yönelik karalama kampanyası başlatıldı.

Burjuva basın, 1 Eylül'ün ardından yaptığı haberlerde Esad'ın gizli istihbarat örgütü El Muhaberat ve milis kuvveti olan Şebbiha'nın eylem için günlerce hazırlık yaptığını iddia etti. Burjuva basının sözde “kanıtı” ise “Türkiye'de bulunan ünlü muhalif aktivist” Dr. Muhammed Rahhal oluyor.

Haberlerin “tüm somut kanıtları” ise Ranhal'ın açıklamaları ile Facebook ve Twitter gibi internet ortamındaki yorum cümleleri oldu.

Kara propagandanın boyutu Hataylı emekçilerden alınan görüşlerin yayınlanış biçiminde de kendini gösterdi. Aksaray Mahallesi Muhtarı Burhan Çetin'in, Alevi dedesi Nasrettin Eskiocak'ın ve esnaf Ali Çağlar'ın görüşlerine yer veren gazete, eylemi savunan ve kardeş halkların katlini kabul etmeyen görüşleri bile kendi yalan haberini destekler bir nitelikle sundu. Aksaray Mahallesi Muhtarı Burhan Çetin'in “Esad lehine sloganların atılmasını büyük çoğunluk yanlış ve anlamsız buluyor. O grubun Hataylı olmadıkları söyleniyor. Ne olursa olsun kardeşliğimizi asla bozamazlar” sözleri Esad yanlısı sloganların açıkça kitle içerisindeki azınlığın bir hareketi olduğunu belirtse de basın, eylemin bütününü Şebbiha ve el Muhaberat'ın eylemi olarak lanse ediyor.

Alevi dedesi Nasrettin Eskiocak ise kardeş halklarla savaştırılmak istenmelerine ilişkin şunları ifade ediyor: “Bu topraklarda yıllardır kardeşçe yaşıyoruz. Ve yıllardır süren bu barış ve hoşgörü ortamı kolay kolay bozulmaz.”

Esnaf Ali Çağlar'ın işbirlikçi silahlı çetelerin hareketlerinden duyulan tedirginliği ifade ettiği cümleler de haberi destekler nitelikte sunuluyor. Çağlar, gazeteye şu görüşlerini ifade ediyor: “Hatay olarak hepimiz tedirginiz. Bizi asıl endişelendirense sokaklarımızda dolaşan ve kim oldukları belli olmayan insanlar.”

'Suriye Emperyalist Müdahaleye Hayır Platformu' ve Mihraç Ural'ı hedef alan açıklamalarla devam eden haberin devamında, polis eliyle servis edilen iddiaları gerçekmiş gibi yansıtarak Ural hakkında ithamlarda bulunuluyor. Ural'ın “Şubat ayından itibaren Adana, Mersin, İskenderun ve Hatay'da Şebbiha unsurlarıyla toplantılar düzenlediği”, hatta “PKK unsurlarının Suriye sınırına yerleştirilmesinin altında da” onun olduğu iddia ediliyor. “Esad'a Kürtlerle işbirliği yapma fikrini bile veren” Ural, herşeyin sorumlusu ilan ediliyor. Kirli propaganda, THKP-C Acilciler örgütü üzerindeki iddia ve ithamlarla sürdürülüyor.

Asılsız iddialar ve soyut aktarımlara yaslanarak Hatay'daki emekçi halkın tepkisini etkisizleştirmek isteyen sermaye hükümeti bir yandan işbirlikçi çetelerin Hatay'daki faaliyetlerini sansürletip “Esad'ın katliamları” haberleri yaptırırken diğer yandan mülteci kampları üzerinden “yardımseverlık” temalı propaganda haberleri servis ediliyor.

Anadolu Ajansı eliyle hazırlanan Suriye haberlerinde “Özgür Suriye Ordusu” bilgileri kesin veri sayılırken, Hataylı emekçilerin açıklamaları haber dahi yapılmıyor.

Vali emekçilerin tepkisini hazmedemedi

Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz de Hataylı emekçilerin emperyalist savaş ve saldırganlık karşısında ortaya koydukları tepkiyi hazmedemediğini gösterdi. Lekesiz, 1 Eylül mitingini kastederek, “Bundan sonra basın açıklaması adı altında yapılan yasadışı eylemlere izin vermeyeceğiz” dedi.