(21.01.13) – İTO ve Toplumcu MMŞP yaptığı açıklamalarla saldırıları kınadı.
Tutuklama saldırısının ardından yazılı bir açıklama yayınlayan İstanbul Tabip Odası yaşanan hukuksuzluk için “hiç kimseyi şaşırtmadı” diyerek bu kez “başka ülkeler adına ajanlık”, “kozmik bilgileri yurtdışına çıkarmak” gibi suçlamalar eklenmesini de eleştirdi.
Açıklamada şunlar söylendi:
“Her an herkesin “terör örgütü üyeliği” gerekçesi ile tutuklanıp yıllarca cezaevlerinde tutulabildiği bir rejimde bu yetmezmiş gibi demokrasi ve insan hakları mücadelesi yürütenlerin avukatlığını yapanlara “ajan” muamelesi yapılması, sadece yargıya inancı değil, bu ülkeye, rejime, bir arada yaşamaya dair inancı da sarsmaktadır.
12 Eylül askeri darbesinin faşizan rejiminde bile avukatlara yapılamayan bu baskı, gözaltı ve tutuklamaların sahibi AKP hükümetinin temsil ettiği rejime faşizm tanımı yetersiz kalacaksa ne ad verelim?”
TMMŞP: Zorbalığa karşı mücadeleye!
Toplumcu Mühendis, Mimar & Şehir Plancıları da “Zorbalığa karşı mücadele!” başlıklı bir açıklama yaparak devlet terörünü lanetlediler. Açıklamada ülkenin dört bir yanında herkesin gözü önünde pervasızca süren saldırı fırtınasının bir yandan ilerici-devrimci güçlerin etrafındaki çemberi daraltırken bir yandan da işçi sınıfı ve emekçilerin haklarının tırpanlanmasının önünü açtığı vurgulandı.
Daiyang-SK metal işçileri, Teknopark işçileri, devrimci avukatlar ve Gebze’de BDSP’liler’in polis saldırısına maruz kaldığı hatırlatılarak bu saldırıların devletin acizliğini gösterdiği belirtildi.
Açıklamada şunlar söylendi:
“Devlet terörü tırmanırken bir yandan da savaş naralarının dozu her geçen gün artmaktadır. Bizzat başbakanın ağzından “fetih” çağrıları yapılırken NATO füzelerinin yerleştirilmesine başlanmış durumdadır. Emperyalizmin taşeronluğunda yeni bir çağ açmaya hazırlanan AKP hükümeti, dışarıda uşaklık ettiği emperyalist odakların tetikçiliğini yaparken, içerde de yeni dönem için mevzi almaktadır. Diğer bir deyişle hedef dışarıda Ortadoğu’nun kan gölüne dönmesi içerde de tam bir kontrol AKP’nin rotasını çizmektedir. Tüm bunlar için toplumsal muhalefetin ileri unsurlarının ve örgütlerinin hedef tahtasına çakılması ve karalanması gerektiği açıktır.
Burjuvazinin pervasızlığına kendi güdük hukukunun bile kılıf uyduramadığı bir dönemden geçerken zorbalığa karşı direnmek tek seçenektir. Toplumcu Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları olarak bir kez daha devlet terörünün hedefi olan işçilerin, emekçilerin, devrimci ve ilerici güçlerin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz.”
