Gözlerimiz yaşardı!
Aman ne güzel bir haber!
‘Asker dün Hakkari’de Kürtçe açılım yapmış’!
‘Alay komutanı Yüksekova'da ziyaret ettiği kanaat önderi Katırcı'yı "Çawanî başî" diye selamlamış’!
Başka?
Köy girişinde don katı, yalın ayak dolaşan çocuklara şeker dağıtmış. Birde kanaat önderi Katırcı'yı ziyaret ederken botlarını çıkarmış! Ve 81 yaşındaki Katırcı’nın elini öpmüş!
Sonra…?
Sonrası daha önemli. Alay komutanının ‘ziyaret ettiği’ 81 yaşındaki Oramarlı Latifan Katırcı’ya ait. Katırcı komutana sarılarak ‘ben sana kurban olayım’ demiş. Dahası, Katırcı ‘Bu devlete yan bakana, benim canım dahi olsa, Allah cennet yüzü göstermesin’ buyurmuş! Ve eklemiş ‘Geçmişte, gerek asker içinde gerekse sivil içinde yanlış yapanlar olduğunu, ancak bunu bütün topluma mal etmemek gerektiğini ifade’ etmiş.
Cihan haber ajansının geçtiği bu ‘özel haber’e göre Katırcı bir de ‘sık sık yaşanan elektrik kesintisinden de dert’ yanmış!
Son sürecin kendince ‘mihmandarlığını’ yapan Radikal gazetesi bu ‘özel haber’i özel bir manşetle vermiş. Türk komutanının ağzından dökülen iki kelime Kürtçeyi büyük puntolarla‘Çawanî başî’ diye aktaran gazete yıldız işaretinin hemen yanına bunun ‘nasılsın, iyi misin?’ olduğunu yazmış.
‘Özel Haberi’ komutanın 81 yaşındaki Oramarlı köylü ile el ense çeken büyük bir boy fotoğrafla da beslemiş. Gazete internet sitesinde ise hani olurda inanamayız diye birde ‘olayın’ görüntüsünü paylaşmış.
Radikal gazetesi Roboski katliamında kafasını kuma gömen Cihan Haber Ajansı’nın bu ‘özel haberini’ çarpıcı bir cümleyle (!) okuyucusuna sunmuş. Daha doğrusu okuyucusu ve kamuoyu ile alay edercesine ‘Bir zamanlar Güney Doğu’da zorla köy boşaltan askerden el öpen askere…’ sözleriyle olayı bir çırpıda özetlemiş.
Gerçekten göz yaşartıcı bir tablo!
Aman ne güzel! Bu mizanseni kurgulayan, oynayan, çeken, servis eden ve onu manşete taşıyan herkese teşekkür etmek gerekiyor!
Askerde Kürtçe açılım yaptığına göre, köy yakmalarda ‘bir zamanlara’ ait olduğuna göre ‘bundan iyisi Şam’da kaysı’ deyip geçmek gerekiyor. Ancak geçemiyoruz.
Çünkü bu ve benzeri özel kurgulanmış haber ve manşetleri daha önce de çok gördük. Köyler cayır cayır yandığı zaman da gördük. Lice gibi yerleşim yerleri yerle bir edildiği zaman da. Binlerce insan öldürüldüğü zaman da. Hatta Radikal gazetesinin bu özel haberi manşette taşımadan 48 saat önce de.
İşte size Radikal’in manşetinden 48 saat önce servis edilen bir başka ‘Dağlıca’ hikayesi.
Radikal atlamış. Haber internet sitelerine 5 Şubat sabahı zikretmiş. Başlığı Radikal’deki gibi ‘Kürtçe’ değil, ama tahmin edeceğiniz gibi kilo ile minnet dolu: ‘Dağlıca'da yardıma mehmetçik koştu’, ‘Mehmetçik, Dağlıcalılara ilaç oldu.’
Bu kez bu ‘muhteşem haberi’ TRT Haber görüntülemiş! Sözde habere göre üç metre karla kaplı köye Yüksekova 3. Piyade Tümeni 7. Hudut Alayı komutanlığına bağlı helikopterlerle ulaşılmış. Köye bir doktor ve iki hemşireden oluşan gönüllü sağlık ekibi ulaştırılmış. Her ne hikmetse TRT Haber de, tıpkı Cihan haber ajansı gibi ‘olay’ yerindeymiş. Ve görüntülemiş.
Bu örnekleri çoğalta bilir miyiz?
Hem de nasıl. Türk medyası bu tür ‘özel haberlerle’ dolu. Mesele en son Radikal’ın manşetine oturan fotoğraf gibi benzeri bir görüntüyü ajanslar bundan üç beş ay önce Türk genelkurmay başkanı Nejdet Özel’in Kürdistan’ın sınır hattına yaptığı bir inceleme ziyaretinden geçtiler. ‘Özel Doğu halkıyla bütünleşti’ başlığıyla servis edilen fotoğraflarda Özel’in bir vatandaşı el ense kucaklaması en çok rağbet gören fotoğraf oldu.
Hakkını teslim etmek gerekiyor. Bu tek taraflı, kucaklaşma, öpüşme, bütünleşme, yardımlaşma, koşma, yetişme, derman olma, ilaç olma gibi ‘olaylara Radikal’ gibi ‘Radikalca’ yaklaşan, manşet atan bir başka gazete şimdiye kadar çıkmadı.
Ne de olsa gazete -ebadı tabloid olsa- olayı sekiz sütün üzerinden ‘Kürtçe’ gördü. Gazete Türk devletinin itibarının yerlerde süründüğü bir dönemde’ itibarlı’ bir manşet atarak tipik bir ‘halkla ilişkiler çalışmasına’ imza attı. Hem de minnet edercesine.
‘Boyu kısa aklı uzun gibi’ görünen bu gazete sıradan, insana mahsus bir görüşmeyi, bir el sıkışmayı, el öpmeyi, ayakkabı çıkarmayı manşete taşımıyor. Bir keramet peşinde koşarak bu işi yapıyor. Bu nedenle ‘ne var bunda, adamlar ne güzel işte ‘Kürtçe’ manşet attılar’ diyip geçemeyiz.
Geçemeyiz, çünkü bu gazetenin manşetiyle yutturulmaya çalışılan ‘bir zamanlar’, daha tarih olmadı da ondan. Kortek’te bütün ailesiyle birlikte paramparça olan Solin bebek bize bakıyor da, ondan. Kazan Vadisinden yükselen kimyasalın kokusu ciğerlerimiz yakıyor da, ondan. Roboski’de katledilen 34 Kürt gencinin parçalanmış bedenleri ‘geçmiş zaman’ olmuyor da, ondan. Paris’in merkezinde üç Kürt kadının kanı daha kurumadı da, ondan.
Dahası son birkaç ay içinde adı geçen bu gazete başta olmak üzere Türk medyasında ‘çözüme ilişkin’ yapılan haberleri ortaya atılan iddiaları, güvenilir kaynaklara dayandırılarak yazılan senaryoları ve analizleri alta alta, üstü üste, o da olmazsa yan yana koyun, istediğiniz şekilde toplayın, çıkarın, çarpın ve bölün elde edeceğiniz sonuç sıfır olacakta, ondan.
Tabii ki matematikte ‘sıfır’ sayısı oldukça önemlidir. Ama toplumsal ve siyasal olaylarda bir hiçi ifade eder. İşte bu nedenle gerçeği karatmak , tipik, basit ve rüküş bir halkla ilişkiler çalışması olmaktan öteye gitmeyen Radikal’in attığı ‘Çawanî başî’ manşeti Kürtler açısından bir hiçtir de, sıfıra tekabül ederde, ondan.
Kürtler bu manşete ‘Rojbaş’ çeker ve ‘yürüyün işinize bakın’ der de ondan.
ANF / 07.02.13