RedHack’ten güncel yargıya... – Özlem Yüzak

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 16 Ocak 2013
  • 11:56

Topu topu 12 kişi... Bir süredir sanal âlemin Robin Hood’luğuna soyunmuş durumdalar. Son bir haftadır ise YÖK’ün içine sızarak gizli belgelere ulaştılar ve üniversitelerdeki yolsuzlukları, olan biteni göz önüne serdiler. Vikipedi RedHack’leri şöyle tanımlıyor: “Kızıl Hacker’lar, Kızıl Hacker’lar Birliği; 1997 yılında kurulan, kendilerini Marksist ve sosyalist olarak tanımlayan hacker grubu. Şubat 2012’de Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün internet sitesini çökerterek adlarını duyuran grup, aynı zamanda Türkiye genelinde yaklaşık 350’ye yakın emniyet müdürlüğü sitesini geçici bir süreliğine çalışamaz hale getirdi. Grubun çekirdek kadrosunu oluşturan üye sayısı 12’dir.”

Emniyet’in ardından Kızıl Hacker’lar hedef büyüterek Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) ziyaret ettiler. Geçen iki aylık dönemde eylemlerine devam eden grup, sosyal olaylara verdikleri tepkiler ve Twitter üzerinden verdikleri mesajlarla kamuoyu üzerinde sempati toplamaya devam etti ve kendilerine olan desteği artırmayı başardı. Bugüne kadar İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, AKP, THY (greve destek amacıyla), ÖSYM’nin resmi internet sitelerini hack’ledi ve mesajlar bıraktı. Kimilerini kısa süreliğine çalışamaz hale getirdi.

RedHack ‘terör suçu’ kapsamında yasal takipte. 5 Temmuz’da Özel Yetkili Ankara Başsavcılığı kararı ile RedHack hakkında “bölücü silahlı terör örgütü” kapsamında değerlendirilmeleri için başvuruda bulunuldu. Anlayacağınız Kızıl Hacker’lar Türkiye’de faaliyet gösteren en etkili sanal korsan örgüt. Tek silahları ise önlerindeki bilgisayarları.

Yurt gazetesi yazarı Hakan Gülseven RedHack’le, geçen mart ayında internet üzerinden temasa geçtiğini ve RED dergisine bir yazı yazmalarını istediğini söylüyor. “Yolladılar” diyerek kısa bir bölümü yazısına almış; ben de ondan alıntılayarak aktarıyorum:

Bize yönelik iddianamede geçen ‘terör örgütü’ tespitinin asıl nedenini yine gazetelerden öğrendik: ‘Devletin otoritesini sarsmak ve devleti küçük düşürmek’miş! Ayrıca tüzüğümüzde yazılı şeyler de terör örgütü olduğumuzu ‘kuşku götürmez’ şekilde ispatlıyormuş. Eğer devlet otoritesini sarsıp devleti küçük düşürmek ‘terörist’ olmaya yeterli bir sebep ise halkının üstüne bombalar atan; sivilleri katlederek iç savaşa sürükleyen; hakkını isteyen emekçiyi, işçiyi coplatan; gazetecileri, öğrencileri, kendine muhalif her kesimi hapse yollayan; ABD’nin projesi BOP doğrultusunda ‘ılımlı İslam’ faşizmini inşa eden Fethullah örgütlenmesi ve siyasi iktidar bir numaralı terörist örgüt, başındakiler de kalburüstü teröristlerdir! Eğer söz konusu suç ‘devleti küçük düşürmek’ ise bunlar her dakika bu suçu işlemektedir! Eğer bilgi sızdırmak suç ise kendi ‘yandaş, candaş’ basınları bunu her dakika yapmaktadır, onlar da teröristtir o vakit!..”

Grubun 6 Şubat 2012’de açtığı Facebook hesabının bugün itibarıyla 28 bin 478 takipçisi bulunuyor. Grubun Twitter hesabındaki takipçi sayısı ise 85 bin düzeyinde...

RedHack’in son bir yıldır gerçekleştirdiği faaliyetler şunları gösterdi:

- Kendini en güvenli konumda gören kurumların bile sanal ortamda bir bir devrilebileceğini gördük. Sanal ortamın sanıldığı kadar güvenilir olmadığı ortaya çıktı.

- RedHack’in açıkladığı belgelerdeki yolsuzluklara değil RedHack haberlerine soruşturma açıldı. Kapalı kapılar ardındaki gizli anlaşmalar ile devletin milyonlarının çalınmasına neden göz yumulsun ki...

- Halka zarar veren eylemi oldu mu? Hayır. Tam tersi halka zarar verenleri teşhir ettiler bugüne kadar.

- Medyada gerekli ilgi ve desteği görmedi. Bu çok vahim ama medyanın geldiği durumu birkaç kez daha gözler önüne sermesi açısından da önemli. WikiLeaks ve Julian Assange tüm dünyada yankı bulmuştu.

- En küçük soruşturmada bile artık kişilerin bilgisayarları en önemli bilgi kaynağı olarak karşımızdayken, Odatv, Ergenekon ve Balyoz davalarında onlarca insanın bilgisayarlarındaki belgelerin kopyalanmış olduğu tespit edilmesine karşın yıllardır hapiste yatarken, “benim özel hayatım” ya da “haberleşme özgürlüğüm”, “ifade özgürlüğüm” ya da “bilgisayar benim malımdır” gibi sözlerin hiçbir anlamı kalmamışken, RedHack’in üzerine gidilmesi ne kadar anlamlı? Neden açıkladığı belgeler üzerine gidilmiyor. Yoksa RedHack’e açılan davanın asıl amacı sanal ortamda oluşmaya başlayan muhalif, eleştirel, özgürlükçü hareketlere gözdağı vermek mi?

- CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ve 20 milletvekili, “Redhack”in YÖK’e ait elektronik paylaşım sistemini hack’lemesi ve binlerce belgeyi ele geçirdiğine ilişkin iddialarla ilgili Meclis araştırması açılmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinde RedHack’in, TÜBİTAK tarafından kurulup özel bir sistemle güvenliği sağlanan belgelere nasıl ulaşıldığının yanı sıra mal alım yolsuzluğu, AOÇ iddiaları, araç alımları, rektörler hakkında suç duyuruları, sahte belgeyle akademisyen alınması, harçlar ve harçlara bankaların verdiği promosyon gelirlerinin farklı amaçlarla kullanıldığına ilişkin iddiaların araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla Meclis araştırması açılması istendi.

Bakalım bundan sonra neler olacak?..

Cumhuriyet / 16.01.13