Özcan Deniz'in yerinde yakarışı – Ezgi Başaran

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 13 Aralık 2012
  • 06:14

Ecdadımızın kurgu eserlerde devletimizin tayin ettiği ölçülerde uygun ve muteber gösterilmesine ilişkin görüş ve emirlerin haftası dolmadan TRT’de yayımlanan ‘Bir Zamanlar Osmanlı’ dizisi yayından kalktı ya… Halkımız şüphelendi. “Acaba” dedi, “Başbakan ‘Muhteşem Yüzyıl’a derken TRT üstüne mi alındı da diziyi uçurdu?!”

Halbuki TRT doyurucu açıklama yapmıştı: “Bütçesi fazla, reytingi azdı.” Bu arada öğrendim bütçe halliceymiş sahiden. Geçen sene bölüm başına 900 bin lira harcanıyormuş, bu sene kısmışlar 750 bin olmuş. Yani tutmuyorsa, 10 bölüm daha tutar belki diye iteklenecek gibi değil maddi açıdan.

Amma velakin, ne gelir-gider tablosu ne de TRT’nin açıklaması kimseyi tatmin etmedi. Dizinin oyuncusu Özcan Deniz dahil.

Demiş ki: “Bu hafta reytinglerdeki kıpırdamalar umut vericiydi. Zamana ihtiyacı vardı ve o zaman tanınmadı. Üzücü ama bu olağanüstü ekiple birlikte beraber çalıştığım için mutluyum. Geçen sezondan küsmüş seyirciyi tekrar diziye çekmek zor bir işti ve zaman gerekliydi. Sayın Başbakanım, bu dizi gerçekten sahip çıkılmayı hak ediyordu.” 

* * *  

Halkımız şaşırdı. “Öyle denir mi Özcan, dizi için Başbakan’a yakarılır mı” dedi. Şaşıran ve böyle diyen halk, Helsinki halkı mı acaba diye de ben şüphelendim.

E çünkü ‘Bu Türkiye’de kime yakaracak bir oyuncu? Devletin televizyonuna mı? Devletin televizyonuna dizi satan yapımcıya mı? Doğrudan devlete yakarıyor. Devlet kim ‘Bu Türkiye’de? He, aynen o: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.
O değil miydi polisle tribün birbirine girince kıyamete dönüşen stadın kapılarını açtıran, keşke ışıkları açtırmasını da söyleselerdi diye bizi ezilmiş bir talep içine sokan…

O değil miydi bir telefonuyla barikatları kaldırmış olabileceğine mutlak kanaat getirdiğimiz, kaldırmadığını söylediğinde bile emme basma tulumba gibi “Hayır hayır kesin o demiştir, yoksa kim cesaret eder de bir 29 Ekim’de halkın Anıtkabir yolunu açar” diye kafa salladığımız…

O değil miydi tiyatro repertuvarına müdahale eden, “Niye Necip Fazıl oyunu yok” deyince Nâzım oyununun buharlaşmasına sebep olan…

O değil miydi bir kelimesiyle dev bir heykeli eritecek kudrete sahip olan…

* * *

Dolayısıyla Özcan Deniz’in Başbakan’dan dizisine şans tanımasını istemesi son derece insani bir reflekstir. Ki bana kalırsa, talebini önceden iletebilseydi, devlet baba (Recep Tayyip Erdoğan olarak okuyunuz) bir hal çaresine de bakardı.

En büyük ve tek merci olan Başbakan Erdoğan’ın bu fiili durumunu dün itibariyle ikrar etmiş Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım: “Türkiye’deki cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören referandumdan sonra aslında fiili bir yarı başkanlık sistemi mevcuttur.” Allah Allah, içimize doğan hisler gerçekmiş meğer. Yarı başkanlıktaymışız biz. Ama böyle olmaz. Zaten Yıldırım’a göre de olmaz: “Yapılacak en doğru iş bu fiili durumu anayasada netleştirmek, adını koymak.” Valla anayasada ne dersiniz bilmiyorum ama siyasetbilimcilerin yukarıda anlattığım tabloya koyacakları ad nahoş ve gayri-muteber olabilir.

Radikal / 13.12.12