ODTÜ’yü Sivas’a benzettiler!

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 26 Aralık 2012
  • 10:37

(26.12.12) – Dinci gericiliğin koçbaşı Akit bu kez de ODTÜ direnişi ile Sivas Katliamı'nın bağını kurmaya çalıştı. İsmini dahi anmaya gerek görmediğimiz Akit yazarlarından biri aşağılık diliyle Sivas’ta 35 kişiyi yakan dinci gerici güruh ile ODTÜ’nün ilerici ve devrimci öğrencilerini bir tutarak eşi görülmemiş bir çarpıtmaya imza attı.

ODTÜ’ye dair bir dizi karalamayı sayfalarına taşıyan ve bu konuda en bayağı yalanları, en arsız iftiraları atmaktan geri durmayan yandaş basın bu kez işi iyice ileri götürerek ODTÜ öğrencilerini Sivas Katliamı’nın sorumluları ile kıyasladı.

Öğrenciler katliam yapacakmış!

Akit gazetesinin yazarlarından birinin kaleminden dökülen ve her satırı başta Sivas’ta katledilen Alevilere ve aydınlara hakaret içeren yazı, dinci gericiliğin pervasızlığını da gözler önüne serdi. “Sivas olaylarının, ODTÜ'ce yorumlanması!” başlıklı yazıda yazar ilk olarak ODTÜ ile bağ kurarak “Sivas hep direndi”, “Sivas, isyancı bir geçmişten geliyor”, “İtiraz etme, tepki verme, Sivas'ın genlerinde var” şeklinde sözler söylendiği taktirde kamuoyunun tepki göstereceğini ancak ODTÜ için bunlar söylendiğinde herkesin destek olduğunu söyledi.

Sanki ters ironi yapıyormuş havasıyla yazılan bu satırların yazarın gerçek düşüncelerini yansıttığına ise şüphe yok, zira yazının geneli Sivas Katliamı'nı meşru bir eylem gibi gösterme ve ODTÜ ile bağını kurma çabasıyla kaleme alınmış. Belli ki “bir Alevi öldüren beş sefer hacca gitmiş gibi sevap kazanır” zihniyetine sahip yazar bununla da yetinmeyerek ODTÜ’de de bir katliam gerçekleşeceğini, ancak polisin müdahalesi sayesinde bunun önlendiğini iddia etmekten geri durmadı. “Evet, ODTÜ'deki olayların sonucunda ölüm gibi üzücü sonuçlar yaşanmadı ise, bunun başarısı öğrencilere ait değil. Polise ait...” diyen yazar bunu da Sivas’a bağlayarak, polisin Sivas’tan ders aldığını ve oradaki hatayı yapmayarak ölümlerin önüne geçtiğini iddia etti.

Yazarın okunmaya dahi zor tahammül edilen yazısında ironi yapma kisvesiyle yazdığı kimi cümleler ise şunlar:

“Sivas halkı, Aziz Nesin'e tepkisini dile getirmek, dine hakaret boyutuna varan konularda endişelerini en üst düzeydeki yöneticilere iletmek istemişlerdir.”

“Sivas halkı bu amaçla gösteri hakkını tam kullanacağı sırada, otel içindeki Aziz Nesin ve adamları, halka karşı taşlı saldırılarda bulunmuşlar, Madımak Oteli önündeki yaşam hakkı böylece tehdit edilmiştir.”

Alevi düşmanlığı yeni değil!

Her yanından irin akan bu satırların yazarı geçmişte de özellikle Alevilere ve yahudilere karşı bir dizi nefret içerikli yazının da sahibi. Ahmet Necdet Sezer’in “teröristleri affettiği” gerekçesiyle “vatan haini” ilan edilmesini isteyen, İlker Başbuğ’un Ağlama Duvarı ziyaretinin ardından anti-semitik açıklamalar yapan yazarın Alevi düşmanı açıklamaları ise saymakla bitmiyor. En öne çıkanları ise yüksek yargıda Ali isminin çokluğundan yola çıkarak Alevilerin yargıyı ele geçirdiği iddiası, “Sivas olayları kınanırken, niçin tahrikçi Aziz Nesin unutturuluyor da, tüm fatura mütedeyyin insanlara çıkartılıyor?” sözleriyle katliamı savunması, her Alevi bir milyon versin kendi müzelerini yaptırsınlar diyerek müze talebine dair yorumu... Bu gibi daha onlarca örnekle yazar gerici basının Alevi düşmanı duruşunun tipik bir örneği.

Yazar’ın öğrencilere dair şu satırları da aslında resmi ideolojinin samimi bir itirafı: “ama klasik laflarla, ‘üniversiteler bizimdir, akp’ye teslim etmeyeceğiz’ pankartı açarsanız, ‘gerici iktidar’ sloganı atarsanız; ‘hak arayışı’ değil, siyaset yapmaya kalkışırsanız, kusura bakmayın, dayağı da yersiniz!"