ODTÜ yalnız değildir – Özgür Mumcu

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 27 Aralık 2012
  • 05:47

Özetle ne oldu? Başbakan Erdoğan ve diğer devletliler Göktürk-2 uydusunun uzaya gönderilmesini izlemek üzere ODTÜ’ye teşrif eylediler. Arada Cumhurbaşkanı’nı çağırmayı unuttular. Bazı bakanlar gecikecekleri için uydunun fırlatılmasının geciktirilmesini talep ettiler. İyi ki Çin’de uydunun yörüngeye oturtulmasından sorumlu olanlar, “Bekleriz de o zaman uydu nereye gider belli olmaz” diyerek bu talepleri geri çevirmeyi becerdiler. Keşke bu yazdığım kötü bir ironi denemesi olsaydı fakat maalesef gerçek.

Erdoğan, son zamanlarda aklını Kanuni Sultan Süleyman’ın televizyon dizilerinde yeterince at sırtında gösterilmediğiyle bozmuş olsa gerek, ODTÜ’ye sefere çıkan ecdadımızı anarcasına geldi. Seferde 8 TOMA, 20 zırhlı araç, 105 koruma ve iddialara göre 3600 polis vardı. Kanuni döneminde olsak ufak bir kasabayı rahatlıkla ele geçirecek bir küçük ordu yani.

Bu küçük orduyla Göktürk-2’yi değil ama birinci Erdoğan’ı protesto etmek isteyen öğrenciler karşı karşıya geldi.

Öğrenciler henüz sadece slogan atarken ve polisle aralarında yüz metreden fazla mesafe varken birdenbire gaz bombardımanına tutuldu. Bütün kayıtlar ve tanıklıklar bu yönde.

ODTÜ yönetimi polisin orantısız kuvvet kullanımını kınadı. Sefere çıkan ordunun morali her şeyden önemlidir bilirsiniz. Bu sebeple Erdoğan da ordusunun moralini korumak için açıklama üzerine açıklama yaptı. ODTÜ öğretim elemanlarını istifaya davet edecek kadar haddini aştı.

Olaylar burada kalacak gibiydi. Ancak durumdan vazife çıkaran İstanbul’daki bazı üniversiteler Erdoğan’ın fikirlerine paralel bir metin ilan etti. Ancak bu ortak açıklamadan rektörler hariç üniversitelerde kimsenin haberi yoktu. Zaten açıklamayı imzalayan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Rektörü, ODTÜ’de olanların video kaydını izlemediğini ve gelen hazır metne imza atıverdiğini söyledi. YÖK ise talimatı hemen kavrayıvermiş ki ODTÜ’yü denetlemeye karar verdi.

Bu işaret fişeğini alan irili ufaklı birçok üniversite yönetimi sıraya girerek, ODTÜ’yü kınayan açıklamalar kaleme alıp, bunları duyurdular. Vaktiniz varsa hepsini okumanızı dilerim.  Mesela bir üniversite şunu dedi: “Devlet büyüklerimizin yüksek şahsiyetlerini hedef alan bu müessif olaylar küresel aktörlerin ülkemiz aleyhindeki emellerine hizmet etmiştir”.

Bir diğeri neden Başbakan’ın söylediklerini bir dua gibi tekrar etmesi gerektiğini açıklamasının şu satır arasında ilan etti: “Mali sıkıntılar, kadro ihtiyaçları gibi hususlarda hükümetlere ihtiyaç duyan üniversiteler, kendilerine sağlanan imkânlar karşısında en azından bir teşekkür sunmak durumundadır.” Bir diğer üniversite ise tavrını çok net koydu: “Özellikle de Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz.” Bu sonuncu üniversitenin adı Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi.

Yani Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği şekilde ODTÜ’yü kınayıp Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarını sundu. İşte cesur yeni Türkiye.

Galatasaray Üniversitesi öğretim elemanları rektörlerinin kendilerine haber dahi vermeden ODTÜ’yü kınayan bir açıklamaya imza atmasını protesto etti. 130’un üzerinde öğretim elemanı şöyle seslendi: “ODTÜ’de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis şiddetini kınıyoruz. ODTÜ’lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı, olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç kullandığı gerçeğini göz ardı etmelerini manidar buluyoruz. Polis şiddeti karşısında tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ’lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.”

Yani sözün özü: ODTÜ, yalnız değildir.

Herkes aynaya iyi baksın. Tarihe geçerken çektirdikleri pozda nasıl çıkacaklarını o aynada görecekler.

ODTÜ’yü yalnız bırakan iktidar muhipleri cemiyeti üyelerini tarihin aynası unutmayacak.

Radikal / 27.12.12