NATO kirli bir iç savaş örgütüdür! /KB

  • Arşiv
  • |
  • Kızıl Bayrak
  • |
  • 22 Aralık 2012
  • 11:13

İşçi sınıfına, emekçilere, halklara karşı bir savaş örgütü olan NATO, kurulduğu andan itibaren emperyalist bir suç makinası olarak çalışmıştır. Emperyalizmin dünya egemenliği uğruna, merkezi NATO karargahının denetiminde ve direktifiyle kurulan yerel savaş örgütleri, üye ülkeler başta olmak üzere dünyanın sayısız ülkesinde sayısız suça imza atmışlardır.

NATO’nun kurduğu bu taşeron örgütlerin ortak adı “Süper NATO”dur. Bununla birlikte Türkiye’de kontrgerilla olarak adlandırılırken, her ülkede başka bir isim verilmiştir. Fakat isimleri farklı olsa bile icraatları değişmemiştir. Bu eli kanlı savaş çeteleri işkence, cinayet ve provokasyonları sistematik bir şekilde örgütlemişlerdir.

Bu kirli savaş örgütünün elemanları, çekirdeğinde ABD’nin gizli servisleri ve askeri güçlerinin yer aldığı özel karargahlarda yetiştirilmiştir. Oluşturulan özel eğitim kamplarında suikast düzenleme, bomba yapımı ve işkence yöntemleri, sessizce insan öldürme teknikleri öğretilmiştir. Bu örgütlerin işkence uzmanları Panama’da eğitilmişlerdir. Washington’daki Uluslararası Polis Akademisi’nde illegal savaş örgütüne özgü askeri eğitimin yanı sıra anti-komünist ideolojik ve siyasal eğitim ile donatılmışlardır. Türkiye’deki kontrgerilla elemanları da bu kamplarda eğitimden geçirilerek katliamlara hazırlandılar.

CIA ve Pentagon’un besleyerek yönettiği bu yerel iç savaş örgütleri kurulduğu ülkelerde tekelci sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda tüm iktisadi-siyasal süreçlere müdahale etmişlerdir. Bu örgütle bir biçimde bağantılı olarak, tekelci sermaye grupları, medya, milliyetçi gerici odaklar, paramiliter güçler, paralı askerler, ajan-provakatörler vb. gibi sayısız unsur, toplumsal mücadele odaklarını bastırmak için elbirliği yapmıştır.

NATO’nun terör örgütlenmesinin omurgasının şekillendirilmesinde ABD belirleyicidir. ABD’de 1947 tarihli Ulusal Güvenlik Yasası ile başka ülkelere yönelik gizli savaş örgütlerinin oluşturulmasına girişildi. Bu amaçla örtülü faaliyetler devreye sokuldu, özel projeler üretildi. Daha sonraki yıllarda adı değiştirilerek görevini sürdüren bu büroya “anti-komünist örtülü faaliyetleri örgütleme” görevi verilmiştir. Ancak ABD bu katliam örgütlerinin kirli icraatlarında her hangi bir resmi sorumluluk kabul etmiyordu. ABD’nin kuklası olan ya da stratejik ortaklık içinde hareket eden NATO üyesi ülkelerde karda yürüyüp izini belli etmeyen bu örgütlenmelerin varlığı işbirlikçi hükümetler tarafından biliniyor, yer yer finanse ediliyor ancak tüm icraatları son derece gizli biçimlerde yürütülüyordu.

Emperyalist metropollerdeki örgütlenmeler İtalya, Fransa, Almanya, İsviçre, İspanya, Belçika, Hollanda, Yunanistan’ı bir örümcek ağı gibi sarmalayarak soğuk savaş döneminde faaliyetlerini yürüttüler. Ancak Sovyetler Birliği’nin dağılması ve “Doğu Bloku”nun çözülmesinin ardından bu örgütlenmeler kısmen de olsa deşifre olmuştur. Bugün dağıtıldığı söylenmiş olsa da bu örgütlenmelerin emperyalist hegemonya ve egemenlik savaşında, ayrıca başta üye ülkeler olmak üzere dünyanın dört bir yanında sosyal mücadelelere karşı varlıklarını sürdürdükleri kesindir. Bunu doğrulayan veriler de vardır.

İtalya’da toplumsal muhalefetin basıncıyla 72’de yaşanan bir siyasal cinayetin soruşturulmasıyla başlayan yargılama süreci Avrupa’nın emperyalist metropollerindeki kontra örgütlenmelere ilişkin sahip olduğumuz sınırlı bilginin temel kaynağıdır. Buradaki eski Gladio elemanlarının ifadeleri “Süper NATO”nun faaliyetlerine ilişkin bir fikir vermektedir.

İspanya’da CIA tarafından eğitildiği bilinen  “Anti-terör kurtarma grubu”nun (GAL) ‘83-87 yılları arasında  Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele veren ETA üyelerini kaçırarak işkencelerle katlettiği açığa çıkmıştır.

Almanya’daki kontra örgütlenmenin adı “Anti komünist saldırı Birliği” idi. Bu örgütün başkanı aynı zamanda Alman istihbarat örgütünün de şefliğini yapan emekli Nazi generali Reinhard Gehlen’di.

İtalya’da Gladio örgütü, ‘Süper NATO’nun sicili kabarık gizli savaş örgütlerinden biridir.

Belçika’da Glavie (Kılıç), Hollanda da “Operasyon ve keşif” isimli gizli silah depolarına sahip olan gizli örgütlerin savunma bakanlıkları ve orduyla organik bağları olduğu ve üstü örtülü bir şekilde finanse edildiği bilinmektedir.

İsviçre devleti’nin NATO üyesi olmamasına rağmen ‘50’li yıllarda “Gizli Müdafaa Örgütü” isimli kontrgerilla örgütü kurduğu ve İsviçre vatandaşlarının altıda birini fişleyerek haklarında rapor tuttuğu bilinmektedir. 

NATO’nun Yunanistan’daki taşeron örgütlenmesi “Sheepskin” ismiyle faaliyetlerini sürdürmüştür. “Sheepskin” Yunanistan’ın NATO üyesi olduğu 1952 yılından kısa bir süre sonra, 800 gizli silah deposunun ve binlerce gizli savaş elamanın görev yaptığı bir iç savaş örgütü biçiminde organize edilmiştir.

Türkiye’de ise ‘60’lı yılların sonundan itibaren yüzünü gösteren kontrgerilla örgütlenmesi, sayısız cinayet, katliam, provokasyona imza atmıştır. 12 Eylül’e giden süreçte ’77 1 Mayısı’ndaki provokasyon ve katliamda, Çorum’daki kanlı provokasyonda ve Maraş katliamında, bu aynı dönemdeki sayısız cinayet bizzat bu örgüt tarafından gerçekleştirilmiştir.

(Sosyalizm İçin Kızıl Bayrak, 21 Aralık 2012, Sayı 17-50)