Madenci katliamının nedeni taşeron sistemi!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Sosyal sorunlar/saldırılar
  • |
  • 08 Ocak 2013
  • 09:28

Sorumlusu sermaye ve AKP!

(08.01.13) - 8 maden işçisinin hayatını kaybettiği Kozlu madeninde açığa çıkan tüm gerçekler, nedenin madenlerde kurulan taşeronluk sistemi olduğunu gösteriyor. Ancak bu sistemin bekçisi gibi hareket eden AKP hükümeti taşeron sistemini genelleştirecek adımlar atmaya hazırlanırken, katliamın yaşandığı ocağa giden Çalışma Bakanı Faruk Çelik işçilerin bedenleri soğumadan bu ölüm düzenine sahip çıkan açıklamalarda bulundu.

Katliamın nedeni taşeron sistemi

Zonguldak’ı adeta vahşi kapitalizm çağına götüren taşeronluk sisteminde, kuralsız ve güvencesiz çalışan işçiler ölümle burun buruna çalışıyorlar. Her an bir “iş kazası”nın yaşanma olasılığı yüksek ve zaten madenlerde ölümlü “iş kazaları” rutin olaylar haline gelmiş durumda.

Ama Çalışma Bakanı’nın “bu çok riskli bir sektör” diyerek meşrulaştırmaya çalıştığı gibi işçi ölümleri bir kader değil. Eğer işçi sağlığı ve güvenliğini üretimin merkezine koyan bir yaklaşım olsa, üretim planlamasını ve önlemlerini buna bağlı olarak yapılsa pekala ölüm ihtimali neredeyse ortadan kaldırılabilir. Keza bir dönem kamuoyunun baskısıyla TTK tarafından bizzat işletilen ocaklarda ölümlü iş kazaları neredeyse yok denecek seviyeye indirilebilmiştir.

Taşeronlaştırma sistemi vahşi sömürü sistemidir. Bu sistem ucuz işgücü, düşük üretim maliyetleri üzerine işler. Dolayısıyla sistem işçi kanı ve canıyla işler, bunun dışında çalışması onun mantığına aykırıdır.

Bunun için iki yıl önce yine Zonguldak’ta 30 işçi grizu patlamasında hayatını kaybettikten sonra bu kez de aynı biçimde 8 işçi hayatını kaybetmiştir.

İşçiler uyarmıştı

Zaten katliamın yaşandığı ocakta çalışan işçiler sık sık yaptıkları eylemlerle maruz kaldıkları çalışma koşullarını protesto ediyorlardı. Ancak onları ne hükümet ve ne de devlet duydu.

Kozlu maden ocağında çalışan işçiler geçtiğimiz temmuz ayında iş bırakmışlardı. İşçiler mazeret izinlerinin verilmemesini, rahatsızlıklarına rağmen doktora gitme taleplerinin karşılanmamasını, yedek kıyafet ve çizme verilmemesini protesto etmişlerdi. Ama TTK Kozlu Müessese Müdürü eylemi “yasadışı” ilan etmişti.

Yine aynı madende ve aynı taşeron şirkette çalışan 200 maden işçisi de 2011 Haziran ayında ücretlerinin verilmemesini, çalışma koşullarının kötü olmasını, gaz maskelerinin bile olmamasını protesto etmişlerdi. Eylemde konuşan işçiler “Sonumuz Karadon’da ölen 30 işçi gibi olmasın” demişlerdi.

Bu arada madenlerde örgütlü GMİS de taşeron şirketlerde örgütlenmenin zorluğunu anlatmıştı.

Çalışma Bakanı taşeron sistemini savundu

İşte yaşanan katliam bu kadar açıkken timsah gözyaşlarıyla facianın yaşandığı ocakta boy gösteren Çalışma Bakanı Faruk Çelik 2010’da ne dediyse onu söyledi. Bir yandan ölümleri meşrulaştırmaya çalışırken, öte yandan da teşeronlaştırmayı savunma arsızlığını gösterdi.

Bir gazetecinin Karadon katliamını hatırlatarak taşeron sistemiyle ilgili sorduğu soruya Çelik, asıl ya da taşeron hepsinin işveren olduğunu, asıl olanın kurallara uygun üretimin ve çalışma ortamının olup olmadığı olduğu biçiminde bir yanıt verdi. Ayrıca taşeronlaştırma ile ilgili yeni bir düzenleme yapmak için çalıştıklarını da ilave etti.

Oysa Bakan’ın bahsettiği düzenleme ile taşeron sistemi değil, önündeki son engeller de kaldırılmış oluyor. Durumun böyle olduğu konusunda DİSK başta olmak üzere bir dizi sendika da itirazlarını belirtiyorlar.

Demek ki, işçi katliamının sorumlusu olan AKP hükümeti ölüm düzenini pekiştirmek için çalışmalarını sürdürüyor.