Liman işçileri sendikaya tepkili

  • Arşiv
  • |
  • Sendika
  • |
  • 12 Şubat 2013
  • 14:36

(12.02.13) – Liman-İş’in TÜRKİŞ’ten ayrılıp Hak İş’e geçme kararı, sendika üyesi işçilerin tepkisi ile karşılandı.

TÜRK-İŞ’e bağlı Liman-İş Sendikası’nın Hak-İş’e geçme planları yapması vebunun için de olağanüstü kurultaya gitmesi, liman işçilerinin tepkisine konu oluyor. “Liman İşçileri” imzasıyla açıklama yapan bir grup işçi de sendikal bürokrasiye tepkilerini dile getiren bir açıklama yayınladılar.

Açıklamada “Sahte ve sarı sendikacılığın demokrasisini de; güdümlü ve yandaş sendikacıların göz boyamalarını da parçalayıp atacağız!” başlıklı açıklamada sermayenin saldırıları, yeni sendikalar yasası ve Liman-İş yöneticilerinin tutumu üzerine bir dizi tespit ve değerlendirme yer aldı.

İşçilerin açıklamasını sunuyoruz: 

Sahte ve sarı sendikacılığın demokrasisini de; güdümlü ve yandaş sendikacıların göz boyamalarını da parçalayıp atacağız!

Biz işçiler fedakârca işyerlerimizde çalışmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Emeğimizi katıyoruz hayata ve geleceğimiz için yaşattığımız hayallerimizi alın terimizle tekrar tekrar kuruyoruz her gün. Biz işçilerin hayalleri öldürülüp, yok ediliyorken; Liman-iş sendikacıları ve tüm yöneticileri bu duruma bakmakla yetiniyor.

LİMAN-İŞ yönetimi 2012 Ocak ayında Antalya’da yaptıkları başkanlar ve temsilciler toplantılarından sonra yayınladıkları yazıda muğlâk da olsa “işbirlikçi” diye niteledikleri

Türk-İş’ den vazgeçmek üzereler. Şimdi ise hükümet yandaşı Hak-İş’ e geçmeleri için yapılan teklifi oylamak ve kabul ettirmek için daha Gemlik ve Mersin’ de toplu sözleşmeler sürerken yangından mal kaçırır gibi olağanüstü genel kurula gitme kararı vermesi yönetimin bu kararında neyi hedeflediğini göstermektedir.

Liman-iş sendikasının yöneticilerinin derdi nedir ki bu kadar hızlı davranıyorlar? Bugün Liman işçilerinin durumu nedir ki böyle hızlıca karar veriliyor? Liman işçilerine ne yararı olacaktır bu geçişin? Neden işçilere açıkça anlatılmamaktadır bu geçiş? Aslında onlar bu yazıyı okuduklarında her zaman yaptıkları gibi bir bahane bulacaklardır bu sorulara. Ki en kolay yaptıkları iş budur zaten başka bir şey yaptıkları da yoktur, en iyi bildikleri işçilerin biriken öfkelerini yatıştırmak ve bahane bulmaktır. Liman-iş sendikasının tarihini yazanlar, sendikacılığın tarihini yaratanlar bahaneler uydurmadılar. Zaten şu andaki yöneticilerde o tarihin yarattıklarını yemekle meşguller. Bu yazı ile o tarihe de selam duruyoruz.

Evet; Hiçbir şey nedensiz değildir. Dost düşman artık herkes çok iyi biliyor ki; hükümet tüm çalışanları güvencesiz, yani taşeron yapmak istemekte ve tamamen yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarına ve piyasacı/neoliberal ideolojiye göre biçimlendirilen iş yasalarıyla çalışanların en temel haklarını yok etmek için yasalar çıkartmaktadır. Yeminli işçi düşmanları, biz emekçilere karşı tarihinin en büyük saldırılarından birini yapmaktadırlar.

Bu saldırılarda bazı işçi Konfederasyonlarını da kullanıyorlar. Bunların başını da HAK-İŞ KONFEDERASYONU çekiyor. Türk-İş' de pek masum sayılmaz. Yine de “kötünün iyisi”  mantığıyla bakarsak; TÜRK-İŞ, HAK-İŞ' in yanında tercih edilebilecek bir konfederasyondur. En azından TÜRK-İŞ' in içinde güçlü bir muhalefet var ve bu muhalefet sayesinde TÜRK-İŞ yönetimi HAK-İŞ gibi pervasızca davranamıyor.

Bu saldırılardan birincisi; 18.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6356 SAYILI SENDİKALAR VE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ KANUNU dur. Bu yasayla sınıf ve kitle sendikacılığını, mücadeleci sendikacılığı tasfiye edip, arka bahçeleri olan yandaş ve güdümlü sendikacılığı palazlandırarak, işçi sınıfı açısından bir kölelik belgesi olan “Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi”ni sorunsuzca ve kolaylıkla uygulamaya koyabileceklerdir.

İşte bu yasa tasarısını yasalaştırmak isteyenlerin asıl niyetleri de, tarihin en büyük saldırısının ikinci ayağını, yani “Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi”ni çıkartmaktır.

“Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi” emeğin kazanılmış haklarına yönelik, Cumhuriyet tarihinin en önemli saldırılarından biridir. Sermaye kesimlerinin bu alandaki beklentilerinin neredeyse tamamı bu belgede kendisine yer bulmaktadır. Amaçlanan şey, kayıt dışı sektörlerdeki kuralsızlığın, sömürünün ve güvencesizliğin, yasal çerçeveye kavuşturularak çalışma yaşamının bütününe yayılmasıdır.
İşte “Taşeron Cumhuriyetinde” anlatılan “İleri Demokrasi” masalının gelip çarptığı ve yaldızlarının döküldüğü yer tam da burasıdır!

Türkiye işçi sınıfını ilgilendirdiği gibi biz Limanlarda çalışan işçileri de ilgilendiren 6356 SAYILI SENDİKALAR VE TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ KANUNU gereğince; iş kollarındaki işçi sayıları ve sendikaların üye sayıları Çalışma Bakanlığınca yayınlandı. Yeni yapılan yasal düzenleme ve sendika sayılarında SGK verilerinin esas alınması ile birlikte, 3 milyon 205 bin sendikalı işçi sayısı 1 milyona düşürüldü. Yetki tespitinde esas alınan işçi sayısı ise 5 milyon 434 binden, 10 milyon 884 bine yükseltildi. Yetki için esas alınan sendikal baraj sayısı 6,5 kat artış gösterdi.

Değişen yasayla; GEMİ YAPIMI VE DENİZ TASIMACILIĞI, ARDİYE VE ANTREPOCULUK iş kolunda Liman-iş sendikası ile birlikte TÜRKİYE DOK GEMİ-İŞ,TÜRK DENİZ-İŞ ,LİMTER-İŞ sendikaları da yer alıyorlar. Bu iş kolunda toplam çalışan sayısı 143.764 dür.

Bu sendikalardan LİMTER-İŞ DİSK'e, diğerleri ise TÜRK-İŞ'e bağlıdır. Görüldüğü gibi HAK-İŞ Konfederasyonuna bağlı bir sendika yoktur. Tam bu noktada LİMAN-İŞ Genel Yönetimi, HAK-İş’e geçmek için Olağan Üstü Genel Kurul Toplantısı yapıyor.

Mersin, Gemlik, Antalya, İzmir, Derince, İstanbul, İskenderun limanlarındaki Liman-İş üyesi işçiler böylesi bir tarihi öneme sahip girişimden haberdar edildiler mi acaba? Onayları alındımı? Liman-İş üyelerini HAK-İş’e peşkeş çekmek bu kadar basit mi?

Bunun tarihi sorumluluğunu üstlenecek olan Genel Merkez, Şube Yöneticilerimiz ve Üst kurul delegelerimiz; alacağınız karar Liman çalışanlarının kaderini belirleyecek bir karardır. Üyelerinizin onayını almadan, sadece delegelerle alacağınız kararın altında ezileceğinizi unutmayın. Şube yöneticilerimiz; unutmayın ki bu kez sadece kendi şubenize bağlı üyeleriniz hakkında karar vermiyorsunuz. Bu T.İ.S. görüşmelerine benzemez. Kaldı ki T.İ.S'lerde bile işçinin onayını almadan imza atmayacağınızı siz beyan ettiniz. İşçilerin haberi bile olmadan, onların görüş ve önerileri alınmadan, tarihi bir sorumluluk altına gireceksiniz.

Geleceğimizi, siyasi iktidara endeksli, tamamıyla işverene teslim olmuş, onların güdümünde kurulan, onlara göre yasa çıkarılan bir konfederasyon çatısında birleşerek mi teminat altına alacaksınız?

Delege arkadaşlar sizlere sesleniyoruz; sizler bizzat işçi arkadaşlarınızın içinden geldiğinizden asıl sorumluluk sizlerdedir. İşyerlerinde ne söyleyeceksiniz arkadaşlarınıza? “Genel Merkez Yöneticilerimiz böyle istedi, bizde onay verdik” deme hakkınız yok. Genel merkez yöneticileri yılda kaç kez aranıza geliyor? Onlar geldiklerinde bu konuları görüşme şansını da bulamayacaksınız. Zira işyerlerimizdeki sorunlardan ve T.İ.S'lerdeki aksaklıklardan başımızı kaldırıp, bu konuları tartışabilme fırsatı bile bulamayacağız. Zaten yeterince sorunla boğuşuyorken derdimizi kimlere anlatabiliyoruz ki, kim anlıyor bizleri? Anlayanları ve çözüm üretmeye çalışanları da, önümüzdeki süreçte çok daha kolay tasfiye edeceklerdir.

Delege arkadaşlar; elinizi kalbinizin üstüne koyun ve öyle karar verin. Geleceğimize ilişkin tarihi bir kararla karşı karşıyasınız. Sadece işyerlerindeki arkadaşlarınıza karşı değil, çoluk çocuğumuzun da geleceği sizlerin elinde UNUTMAYIN!

Genel Merkez ve Şube Yöneticilerimiz; TÜRK-İŞ Konfederasyonu son Genel Kurulunda seçme ve seçilme hakkınızı yok saymışlardır, bu onların ayıbıdır. Kurumlarda ve genel kurullarda bunun hesabını sorabilirsiniz. HAK-İş'e geçerek intikam duygularınızı tatmin etmeniz, liman işçilerine hiç bir şey kazandırmayacaktır. Şu anda bulunduğunuz mevki ve konum sizleri çok önemli bir tarihi misyon üstlenmeye zorluyor. LİMAN-İŞ'in tarihine yakışır bir karar ve duruş sergileyemezseniz; HAİN olarak anılacağınızı unutmayın. Tarihe ve işçi sınıfına hesap vermek zordur. TÜRK-İŞ konfederasyonuyla hesaplaşmak istiyorsanız, genel kurullar niçin yapılıyor? Muhalefetle birlikte Türk-İş yönetimini değiştirin. Bu sizlerin elinde. Kolaycılığı ve teslimiyeti bir kenara bırakın.

Böyle önemli bir karara varmadan önce tekrar düşünün...

 Aksi taktir de tarih karşısında hesap vermek bir yana, doğabilecek olumsuzluklarında sorumlusu sizler olacaksınız. Hiç ummadığınız, küçük gördüğünüz, aynı iş kolumuzdaki bir başka sendika, barajı aşarak bir anda, LİMAN-İŞ'in iki katına ulaşırsa hiç şaşırmayın.

Öfkemiz ve bilincimizle sarı ve yandaş sendikacılığı parçalayıp atmak hiç de zor olmayacak.

Uzlaşmacı işbirlikçi sendikacılığa karşı gücümüz birliğimizdir

İşçiyiz haklıyız kazanacağız...

LİMAN İŞÇİLERİ