(05.09.12) – Ülke genelinde artan ırkçı-faşist saldırıların son hedefi Çanakkale'ye bağlı Küçükkuyu beldesindeki Kürt işçiler oldu.

2 Eylül günü Çanakkale Ayvacık-Küçükkuyu beldesinde Kürt inşaat işçilerinin evlerine ırkçı-faşist gruplar saldırdı. Kürt işçilere linç girişiminde bulunan ırkçı-faşist güruh, bölgeden sürgün edilmek zorunda kalan işçilerin otomobille şarampole yuvarlanmasına neden oldu.

Yaşanan saldırıyı, 3 Eylül Pazartesi günü öğrenen İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi ise, ırkçı saldırılarla ilgili rapor hazırladı.

İHD Çanakkale Şube Başkanı Serpil Bayar, Şube Yönetim kurulu üyesi, Hayrettin Pişkin ve Şube Yönetim Kurulu üyesi İhsan Kanat'tan oluşan heyet Küçükkuyu'nun bağlı olduğu savcılık olan Ayvacık Adliyesi önünde mağdurlarla temas kurup, Ayvacık Cumhuriyet Savcılığı'na mağdurların suç duyurusunda bulunmalarını sağladı.

İşçiler saldırıyı anlattı

Saldırıya uğrayan işçilerle yapılmış görüşmeler İHD tarafından rapor haline getirildi. Irkçı-faşist saldırıya maruz kalan işçilerden Esat Okaytu, maruz kaldıkları saldırıyı şu sözlerle anlattı:

“02.09.2012 Pazar gecesi saat: 23.30 sıraları beldemizde yapılmakta olan konserden (Ferhat Göçer'in konseri) evimize döndükten sonra, eve girer girmez evin camları dışarıdan atılan taşlarla kırıldı. Dışarı çıkıp baktığımızda 50-60 kişilik bir grup ellerinde taş, bıçak, sopa, sallama ve benzeri aletlerle bize saldırdılar. 'Pis teröristler', 'PKK'lılara ölüm' gibi hakaret içeren ve sinkaflı sözlerle kalabalık bir grupla karşılaştık. Bu saldırıya komşular da, balkonlarındaki saksılarını üzerimize doğru atarak destek verdiler. Yaralanan arkadaşlarımız oldu. Sezgin Taşdemir omzundan bıçakla yaralandı. 156'yı arayarak yardım talebinde bulunduğumuz Jandarma ilk etapta sadece 3 kişi gelerek saldırganları nazik bir biçimde uyarmaları sonuç vermeyince takviye ekip çağrıldı. Bu arada kalabalık 200 kişiyi buldu. Gelen ekip bizi Küçükkuyu Jandarma Karakolu'na kaçırdı. Bu sefer kalabalık Jandarma Karakolunu bastı ve bizi darp etmeye çalıştı.

Burada bir süre bekletildikten sonra bizi Ayvacık Jandarması'na götürdüler. Yolda bizi götüren Jandarma komutanı 'kalabalık saldırdı demeyin', 'kavga ettik deyin', 'şikayetçi olmayın', 'aksi halde teröristlikten yargılanırsınız', 'pılınızı pırtınızı toplayıp s*** olup gidin buralardan' diye bizi tehdit etti. Ayvacık Jandarmasında 'şikayetçi değiliz' şeklinde ifade tutanağı düzenlediler ve bize imzalattılar. Hastanede tedavi edilip rapor almamızın sağlanması gerekirken alkol muayenesi yapılıp herhangi bir tedavi yapılmadan tekrar jandarma karakoluna getirdiler. Karakolda, halen yarası kanayan arkadaşa bir parça bez bile vermediler, bir bardak su talep ettik içmek için bir bardak su bile vermediler. Sonra bizi Küçükkuyu’ya götürerek taşerona teslim ettiler. Evimizin yağmalanması olayında 230.00-TL param ve kimliğim çalındı.

İHD yöneticilerinin görüştüğü diğer işçiler de benzer biçimde ifadeler kullanarak ırkçı-faşist saldırıyı anlattılar.

İHD'lilere engelleme

Diğer yandan, bölgede incelemelerde bulunmak üzere Küçükkuyu'ya giden İHD yönetimini jandarma engel olmaya çalıştı.

İHD Çanakkale Şubesi'nin raporunun sonuç bölümünde şu ifadeler yer aldı: “Çanakkale il sınırları içerisinde daha önce de benzer olaylar yaşadık ancak bu olayda ilk defa ev eşyalarının yağmalanmasına tanık olduk. Bu durum farklı bir boyuta evrildiğimizin önemli bir işaretidir diye düşünüyoruz. Bu saldırılar tamamen ırkçı ve faşist güdülerle hareket edenler tarafından planlanmaktadır. Çünkü daha önce Bayramiç ilçesinde saldırıya uğrayanlar siyasi eğilim olarak MHP’ye oy verdiklerini ve çocuklarının ülkü ocaklarına gittiğini beyan etmişler ve saldıranların da MHP eğilimli olduğu söylenmişti. Küçükkuyu’da saldırıya uğrayanlar beldeye çalışmak için yeni gelmiş ve hiçbir kimseyle hiçbir husumetleri olmayan işçilerdir. Sadece Kürt oldukları için saldırıya uğramışlardır.”