Kamuda rant işbirliği modeli - Müslim Sarı

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 08 Şubat 2013
  • 10:40

eclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nu son bir aydır bir yasa tasarısı meşgul ediyor: “Sağlık Bakanlığı’nca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarısı”… Tasarı, sağlık sisteminde olduğu kadar, sağlık hizmetlerinin finansmanında da çok ciddi değişiklikler öngörüyor.

Bir kere bu tasarıyı AKP hükümetlerinin başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”nin son aşaması olarak değerlendirmek gerek. Şimdi en son aşamadayız. Kamu eliyle yürütülmesi gereken sağlık hizmetlerinin üçte birinin özel sektör eliyle yapılabilir kılınması…

Sağlık sisteminde çok ciddi değişiklikler öngören bu yasa ne yazık ki Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’na gönderilmedi bile. Gerekçe, ilgili komisyondaki iş yoğunluğu. Ancak bu komisyon son 7 aydır toplanmıyor bile. Bu örnek, AKP’nin yasa yapım sürecine ilişkin tutumunun da bir göstergesi.

Tasarıyla kurulan model şöyle: İhtiyaç duyulan hastane ile ilgili olarak Hazine bir yer gösteriyor. İhaleyi kazanan firma hastaneyi yapıyor ve 25 yıllığına (kanun idareye 49 yıllığa kadar yetki veriyor) işletiyor. Sağlık Bakanlığı bunun karşılığında hastanenin gerekli fiziki yatırımı için yıllık kira ödüyor. Ayrıca sağlık hizmetleri için de yıllık bir bedel ödüyor. Böylece kamu baştan yapması gereken bir yatırımı yapmadan yıllık kira bedelleri olarak ödemeyi yapıyor.

Ancak yapılan hesaplar ve ön fizibilite raporları kamunun bu işten açıkça zararlı çıktığını göstermektedir. Söz konusu yatırımı bu model yerine kamu, geleneksel yöntemlerle yapsaydı çok daha ucuza mal etmiş olacaktı. Örnek vermek gerekirse 600 milyon liralık bir kamu hastanesi yapımı için Sağlık Bakanlığı’nın ödeyeceği yıllık kira 50 milyon lira civarında. Ayrıca kamu yıllık 87 milyon liralık da hizmet alımı için ödeyecek. Yani devletin kasasından yılda 137 milyon lira çıkacak ve bu 25 yıl boyunca devam edecek. Üstelik ihaleyi alan firma hastane içindeki otopark, otel, lokanta, alışveriş merkezi gibi ticari alanları da kendi işletecek.

Bu şekilde yaklaşık 30 civarında hastane yapılması planlanıyor. Toplam yatırım bedelinin 30 milyar lira civarında olması bekleniyor. Böylece 40 bin yatak yapılacak ki bu toplam 120 bin kamu hastaneleri yatak kapasitesinin üçte biri.

İlginç olan noktalardan biri ise şu. İhaleyi alan firma eğer bu hastanenin yapımı için yurtdışından kredi kullanırsa bu kredi için de Hazine garantör oluyor.

Kamu bu model aracılığıyla yapması gereken yatırımları yapmayarak bunu özel sektöre yaptırma yolunu tercih ediyor. Son zamanlarla giderek düşen kamu yatırım harcamalarının milli gelire oranının önümüzdeki dönemde daha da azalacağı anlaşılıyor.

Bu modelin sağlık dışında eğitim, ulaştırma ve enerji alanlarına da yaygınlaştırılması planlanıyor. Böylece orta vadede yaklaşık yüz milyar liralık yatırımın yapılması planlanıyor.

Taslakta yer alan model aslında sonuçları itibarıyla yeni bir özelleştirme modeli. Klasik özelleştirmelerde bugünkü birikmiş varlıkların mülkiyeti el değiştirirken, bu yöntemde bir mülkiyet değişimi söz konusu olmasa da geleceği ipotek altına alan bir yaklaşım içeriliyor. Yani bugünü değil ama geleceği satan bir yaklaşım bu.

Tasarı ile bu alanda çalışacak sağlık personelinin de özel hukuk ilişkileri içinde istihdam edilmesinin yolunu açılıyor.

Tasarı ile yapılan yeni hastanelere ciddi vatandaş talebi olacağından bir müddet sonra kamu hastanelerine talep düşecek ve süreç kamu hastanelerinin atıl kalması ile sonuçlanacaktır. Bir müddet sonra kamu hastanelerinin de özel sektör eliyle işletilmesi gündeme gelecektir.

Bu modelle sadece yataklar yenilenecek olup kamunun yatak kapasitesi artmayacaktır. Çünkü yapılan her yeni yatak karşılığında eski yatak iptal edilecektir. Bunu bizzat Sağlık Bakanı söylemiştir.

Tasarıda, bu model çerçevesinde ödenecek bedellerin önce döner sermayeden onun yetmediği zamanlarda da merkezi bütçeden karşılanacağı hükmü yer almaktadır. Bu hüküm karşısında hastaneler devreye girdikçe artan maliyetlerin bir müddet sonra döner sermayeden kamu çalışanlarının alacağı payları azaltacağı açıktır. Ayrıca artan maliyetlerin sağlıkta alınan katkı paylarını da yükselteceği söylenebilir.

Sağlıkta dönüşümün son aşaması hayırlı olsun.

Yurt  / 08.02.13