“Kadının özgürleşmesi, ancak ve ancak sınıfsız, sömürüsüz bir dünyada mümkün olacaktır!”

  • Arşiv
  • |
  • Kadın-Türkiye
  • |
  • 29 Aralık 2012
  • 12:01

Emekçi kadınlar, iş yerlerinde, evde, sokakta, yani yaşadığımız bütün alanlarda bir kat daha fazla sömürüye, baskıya, şiddete maruz kalıyor. Emeği, bedeni, düşüncesi, sosyal yaşamı elinden alınıp, basit bir metaya dönüştürülüyor. Özel mülkiyetin ve dolayısıyla da sınıflı toplumların ortaya çıkışından bugüne kadar farklı biçimlerde olsa da, kadının karşı karşıya kaldığı hep bu olmuş. Özel mülkiyetin olmadığı ilkel komünal dönem anaerkil dönem olarak da ifade edilirken, sınıflı toplumların oluşmasıyla artık sistem “erkek egemen sistem” olarak ifade edilmeye başlanmış ve bu sistem kadın üzerinde sürekli bir tahakküm oluşturmuş, oluşturmaya devam ediyor.

Bu düzende kadın sermaye karşısında köle, erkek karşısında cinsel bir obje, evde eşi karşısında hizmetçi, toplum karşısında ise her anlamda ikinci sınıf insan olarak görülüyor. Kadına evde, yemek yapmak, temizlik yapmak, çocuk yetiştirmek dışında bir yaşam tanınmıyor. İş yerinde, kreş hakkından yoksun bırakılıyor, ya da aynı işi yaptığı halde erkek işçi arkadaşlarından daha az ücrete çalıştırılıyor. Sokakta, taciz ve tecavüz olayları dinmek bilmiyor, kadın cinayetlerine her gün bir yenisi eklenirken, sermaye devletinin mahkemeleri, katilleri ve tecavüzcüleri aklıyor. 

Örnekler somutlanabilir ve çoğaltılabilir. Fakat önemli olan şu ki, kadın sorunu, toplumsal bir sorundur. Toplumsal bir sorun olması ise, sınıflı toplumlarda sınıfsal bir sorun olması anlamına gelir. Dolayısıyla, kapitalist sistemde bu sorunun gerçek anlamda, kalıcı olarak çözülmesi için sermaye sınıfına karşı kadın erkek bir bütün olarak işçi sınıfının mücadele etmesi gerekir. Kadının özgürleşmesi, ancak ve ancak sınıfsız, sömürüsüz bir dünyada mümkün olacaktır.

Bu yüzden, bu meseleyi sınıfsal bir temelde ele alan ve sorunu toplumsal bir sorun olarak ortaya koyan, çözümü ise toplumsal bir devrimde gören “Devrimci Kadın Kurultayı” oldukça önemli bir yerde duruyor. Kurultay çalışmaları süresince öncelikle kadın işçi arkadaşlarımı olmak üzere tüm işçi ve emekçileri bir adım öne çıkmaya, “Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!” demeye çağırıyorum.

Penta 2. Temsilcisi Özlem Kalaycı