İş sağlığı yasasıyla çocuk işçi arzı...- Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • Gençlik / Kadın
  • |
  • 14 Nisan 2012
  • 04:42

Türkiye, 21. yüzyıl kapitalizm 'vizyonuyla' kendine uydurduğu role ulaşmak için gerekirse irili ufaklı bir dolu 'medeniyet krizini' geçirmeyi göze almış gibi.

Esenyurt'ta beş yıldızlı AVM inşaatındaki çadırlarda 15 işçinin kavrulmasından sonra apar topar Meclis'e getirilen Yeni İş Sağlığı ve Güvencesi Yasa Tasarısı'yla 16 yaşından küçük çocukların 'ağır' ve 'tehlikeli' iş kollarında çalıştırabilmelerinin önü açılıyor.

21. yüzyılda küresel rekabet gücümüzü 19. yüzyıl ilkel birikim modellerinden ilhamla kurabilme dehası da bu olsa gerek...

Ama kaçak doldurulmuş, ruhsatsız LPG gaz tüpü misali döşenmiş kapitalist tesisatımız, ülkenin dört bir yanında patlayarak işçi bedenlerini havaya, suya ve toprağa katarken bize de şimdi toplu çocuk işçi ölümlerine tanıklık mı düşecek...
Kapitalist tarihe geç kalmışlık kompleksini yenemeyen Türkiye'nin çalışma takviminde her gün ortalama ölen dört işçinin adı yazılırken, çocuk işçileştirme düzenlemesini yeni İş Sağlığı Yasa Tasarısı'nın himayesine vermek de nasıl bir iş sağlığı anlayışıydı...

Tabii ki söylediğinin tam tersini eyleyen dil işletilerek, güya cesetlerine ulaşamadığımız işçi kıyımlarına karşı denetim ve önlemler ağırlaştırılıyor denilerek, 16 yaşından küçükleri KOBİ'lerin, organize sanayilerin ve ucuz işçi tüketen tehlikeli sektörlere doğru sevkıyatı başlatılıyordu...

Taş ocaklarından gemi inşasına, demir çelik üretimden kanalizasyon işlerine, her türlü gaz üretiminden bütün inşaat işlerine dek ağır ve tehlikeli işler olarak belirtilmiş sektörlerde şimdiye kadar çocuk işçiliğini yasaklayan 85. madde 'görülen lüzum' üzerine kaldırılıyordu.

Ayrıca İş Kanunu'nun 105. maddesindeki ağır ve tehlikeli işlerde 16 yaşından küçük çocuk ve gençleri çalıştıran işverenlere uygulanan 1358 TL'lik para cezası da tarihe karışıyordu.

İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili tüm tedbirlerin alınıp alınmadığı yükümlülüğünü tamamen işverene devreden, sendika ve meslek örgütlerini denetimde devre dışı bırakan bu yasa tasarısı, iş güvenliğini 'piyasalaştırarak' maliyetini 'düşürücü' vasfı kadar işçi ücretlerini yarıya kıracak çocuk emek arzıyla da göz dolduruyordu.
Uzmanlar ise İş Güvenliği Yasası'yla Cumhurbaşkanı'nın onayladığı 4+4+4 Eğitim Yasası arasındaki kritik organik bağlantıya dikkat çekip, meslek liseleri üzerinden 'işçileştirilecek' çocuklar için bu yasal düzenlemenin yapıldığını söylüyorlardı.
Sanayi bölgelerine kurulacak özel meslek liselerine öğrenci başına bin lira teşvik verecek devlet, elbette istihdam bürosu gibi işletilecek bu okullarda değil işletmelerde 'staj' diye tepe tepe çalıştırılacak bu öğrenci- işçilerle ilgili başı ağrısın istemiyordu...

4+4+4 Eğitim Yasası'nın üçüncü 4 yılındaki açık eğitim seçeneği de piyasaların 'ağır ve tehlikeli' sektörlerine adeta bedavaya teslim genç işçi paketlerinin müjdesini iletiyordu...

15-19 yaş arası 6 milyonluk nüfusun en az 3/2'sinin mesleki eğitimi adı altında ekonomik büyümeyi sırtlamaları bir yana birkaç nesil gencimizi de derme çatma denetimsiz işletmelerde sendikasız, güvencesiz işlerde heder edeceğimizi de bugünden görmek lazımdı...