İnsancıl operasyon sırası 'Mali'de' – Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 15 Ocak 2013
  • 05:46

Afrika'dan ellerini çekemeyen beyaz adamın üç asırdır dünya kapitalizminin kaynak ve emek deposu olarak kullanıp tükettiği Afrika'yı 'yeniden bölüşüm takvimi', 2013 yılı itibarıyla hızlı başlamıştı.

ABD destekli NATO güçlerinin Libya'ya 'insani müdahale' bahanesiyle Kuzey Afrika'dan giriş yapmaları sonra 'emperyal yedeğe alınan' ve zamanını bekleyen Batı Afrika- Somali hattında ilk militarist gösteri Fransa'dan gelmişti.

Mali'nin kuzeyinde bölgesel kontrolü ele geçiren silahlı Selefi grupları savaş uçaklarıyla cuma gününden beri bombalayan, sivilleri öldüren Fransa, sömürgeci geçmişine dönüş için 'altın' fırsat sunan Selefi isyancılara derin minnet duymalıydı. Libya'nın 'demokrasi devriminde' umduğunu bulamayan Fransa'nın Mali'ye hava saldırısı aynı zamanda Batı Afrika'daki eski Fransa sömürgelerini Afrika'nın göbeğine askeri gücüyle konuşlanmış ABD'ye kaptırmama telaşıydı. Fransa'nın sosyalist Cumhurbaşkanı Hollande'in onayıyla başlatılan Mali'ye militarist müdahalenin amacı, elbette ekonomik krizi muhtemelen 2030'lara kadar aşamayacak Fransa'nın Batı Afrika'ya önce 'askeri güç' sonra Fransız şirketleriyle yerleşmekti.

Günümüzde sömürgeci belleğini dirilten kapitalist yayılmacı model böyle işliyordu, önce 'barışçıl temalı militarist istila', sonra 'iktisadi üşüşme ve paylaşım' gerçekleşiyordu.

Bu arada Afrika'da Selefi grupların nasıl silahlandığı sorusunu sormak 'eşyanın tabiatına aykırıydı', tabii ki Malili isyancı grupların elindeki ağır silahların Libya'daki muhaliflerden aktarıldığı çokça yazılmıştı. Yani Batılı güçlerin 'insani operasyonları', coğrafya ve isyancı grup değiştiren 'silahlardan' da takip edilebilinirdi.

Bu defa Mali'de Selefilerin radikalleşen tavırları, kutsal mekanları yakıp yıkıp, şeriat düzeni talepleri tırmanınca, 'operasyon şartları' olgunlaştırılmış, Suriye merkezli 'müdahale' beklentisine kilitlenmiş küresel kamuoyu Mali'yi ıskalayınca Fransa 'oldu bittiye' getirivermişti.

Öte yandan ABD askeri eğitiminden geçmiş Yüzbaşı Sonogo'nun geçen yıl darbe yapmasından hoşnut olmayan Fransa'nın derdi 'hümanizma' değil, uranyum, altın, doğalgaz, petrol rezervlerine sahip Mali'de ABD varlığının 'siyaseten' yerleşik hale gelme kaygısıydı.

Terörizmle savaş mı kaynak paylaşımı mı?

Pentagon'un demode kurmacası 'Terörizmle savaş, Selefi militan, etnik/dini çatışma' jeneriğiyle Afganistan'dan Yemen'e, Somali'den Mali'ye sahnelenen bu jenerik operasyonlarla aslında 'doğal kaynakların yeniden paylaşım kapışmasını' izliyorduk.

Afrika'daki 18 sömürgesini 'iç pazar' haline getiren, tarım ürünlerinden neyi yetiştireceğine karar veren, mülksüzleştiren, bu ülkelerden gelen göçmenleri yıllarca ucuz emek olarak kullanan, sonra da göçmen karşıtı yasalarla kovmaya kalkan Fransa'yı ABD'nin AFRICOM projesi de endişelendiriyordu.

ABD'nin 'El-Kaide terörüyle savaşmak' üzere Afrika'ya yerleştirdiği, görevi; çeşitli ülkelerde askeri ve siyasi operasyonlar düzenleyip Tuaregler gibi kabilelere 'milis' eğitimi vererek, Fransa gibi çok taraflı kullanan AFRICOM,  bu yılın başında 35 Afrika ülkesine askeri birlik yerleştirme kararı almıştı. Sonuç olarak ABD ile eski sömürgelerinde siyasi ve ekonomik tahakküm peşinde olan müflis Avrupa'nın Afrika'da çıkarları çatışsa da Suudi, Katar destekli Selefilerin değişemez rolü 'istikrarsız-çatışma' bölgesi ve 'cihatçı şiddet' üretmekti.

Ve görünen emperyal güçler, Çin tehdidini bertaraf etmek üzere Afrika içlerine doğru ilerlerken, bu doğal kaynakları bereketli kıtada birkaç tane Somali veya Afganistan'ın yaratılacağı tarihlerdeydik...

Akşam / 15.01.13