Belediye başkanının baskıları ve savcılığın devreye girmesine karşın Çemişgezek'teki muhtarların çoğunun şikâyetlerinin arkasında durduğunu belirten avukat Cengiz Gülaç, "Küçük bir ilçe ve halkı şu an korku içinde" dedi.
Tunceli’ye bağlı Çemişgezek ilçesinde AKP’li belediye başkanı Metin Levent Yıldız hakkında şikâyet dilekçesi vermek isteyince savcı-polis marifetiyle evleri basılarak “suç delili” dilekçelere AKP Genel Merkezi’ne ulaşmadan el konulan ve haklarında “iftira ve hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlatılan muhtarların büyük çoğunluğu dilekçedeki imzalarına sahip çıkıyorlar. AKP’li başkanın Alevi-Sünni ayrımcılığı yaptığı iddiasıyla şikâyet dilekçesini hazırlayan Köy Muhtarları Derneği Başkanı Ali Haydar Polat’ın avukatı Cengiz Gülaç, “Küçük bir ilçe ve halkı şu an korku içinde” dedi.
Cumhuriyet’in belgeler ışığında kamuoyunun gündemine taşıdığı Çemişgezek’teki gelişmeleri Köy Muhtarları Derneği Başkanı Polat’ın avukatı gazetemize değerlendirdi. Gülaç’ın açıklamaları özetle şöyle:
• İftira suçunda arama yapılmaz - Çemişgezek Cumhuriyet Savcılığı’nın yürütmüş olduğu soruşturma kapsamında müvekkilim olan Ali Haydar Polat’ın evi, bilgisine başvurulan İsmail Öztürk’ün işyeri ile Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı, “iftira” suçu kapsamında aranmıştır. İftira suçu TCK 267. maddesinde belirtilmiştir. “Yetkili makamlara yapılmış bir ihbar veya şikâyette bulunarak” diye başlayan iftira suçunun belgesi için hiçbir medeni ülkede arama yapılamaz.
• Muhtarlar dilekçenin arkasında - Çok ciddi siyasi baskılara rağmen birkaç muhtarın haricinde bütün muhtarlar eleştirilerinin ve imzalanan metnin arkasında durmuştur. Belediye başkanının ilçe halkı arasında Alevi-Sünni ayrımı yaptığını düşünen muhtarlar arasında imzası olanlar, faklı farklı mezheplerde olsalar bile aralarındaki kardeşliği metne ortak imza atarak gösterdiler.
• Yapılmamış şikâyetin belgesini aradılar - Olay yargıya taşındığı için soruşturma dosyası hakkında detaylı bilgi vermek istemiyorum. Artık, bir hukuk adamı olarak, eleştiri niyetinin baskınla karşılık bulduğu bir ülkede, bir soruşturma dosyasının konusunu ve taraflarını dahi belirtmenin TCK’nin hangi maddesini ihlal etmiş olabileceğini öngöremiyorum.
Yazılmamış kitaptan örgüt üyeliği icat etmiştik. Bugün ise yapılmamış şikâyetin “iftira belgesini” sabahın köründe insanların evinde arıyoruz. Yapılan hatadan dönülerek şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verileceğine olan inancımı her şeye rağmen taşıyorum, taşımak istiyorum.
Aykut Küçükkaya / 09.02.13