(09.02.13) - HEY Tekstil işçileri direnişlerinin birinci yılını Makine Mühendisleri Odası Toplantı Salonu'nda yaptıkları etkinlikle karşıladılar.
HEY Tekstil işçilerinin birinci yıl toplantısında sınıf dayanışması vurgusu öne çıkarken eski Paşabahçe direnişçisi Türkan Albayrak, eski Teknopark direnişçisi Burçin Kuz, 50d kapsamında direnen İTÜ asistanları, eski Çapa Hastanesi taşeron sağlık direnişçileri katıldı. Ayrıca devrimci güçlerden Devrimci İşçi Hareketi ve Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu da toplantıda yer alarak işçileri yalnız bırakmadı.
“Ne yorgunuz ne yılgınız, mutlaka kazanacağız!”
Etkinlik ilk olarak HEY işçileri adına bir yıllık sürecin değerlendirildiği açıklamanın okunmasıyla başladı. Açıklamayı direnişçi işçilerden Zeki Gördeğir okudu. “İşçi sınıfının ve mücadelesinin bir parçasıyız, uzun zamandır direnişteyiz, sınıfımıza karşı, emekten yana herkese karşı başarmakla sorumluyuz” diyerek açıklamaya başlayan Gördeğir, mücadele azimlerinin geçen süre boyunca bilendiğini belirterek “ne yorgunuz ne yılgınız, mutlaka kazanacağız!” dedi.
Açıklamada Türkiye genelinde yer alan 8 HEY Tekstil fabrikasından son iki yıl içerisinde 3600 işçinin hiçbir hakkı ödenmeden çıkarıldığı bilgisi sunuldu. HEY Tekstil direnişinin de son yaşanan işten çıkarmalar üzerine başladığı ifade edilerek 9 Şubat 2012'den itibaren başlayan direniş süreci aktarıldı.
HEY Tekstil patronu Aynur ve Süreyya Bektaş'ın servetini nasıl kazandığını ifade eden Gördeğir, “Anadolu'da istihdam yaratma” adı altında Bektaş ailesinin palazlandırıldığını ifade etti. Gördeğir, Aynur Bektaş'ın Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve AKP hükümeti ile sıkı bağları olduğunu vurguladı. Bektaş ailesinin düzen partisi CHP ile de ilişkilerinin olduğu aktarıldı.
Direniş sürecinin başında hatalar yaptıklarını “çeşitli garabetlere uğradığımız oldu” diyerek ifade eden Gördeğir, bu hatalar ve zaaflar üzerinden bugün dersler çıkarıp yeni sonuçlara vardıkların söyleyerek şunları ifade etti: “Bir direnişi yürüten işçiler, direniş iradelerini, kararlarını, kendileri aralarında kuracakları en geniş, açık, görüşme ortamında, kendi meclislerinde oluşturmayı bilmelidirler.”
“Direniş meclisi hayal ediyoruz!”
Direnişler arasında dayanışma ve birlikte mücadelenin önemine değinen Gördeğir, Teknopark işçilerinin zaferine ve karşılıklı gösterilen dayanışmaya dikkat çekti.
Gördeğir, açıklamayı “dileğimiz ve çağrımız budur” diyerek şu vurguyla bitirdi: “Bizler bütün işçi direnişlerini kapsayacak, direnişlerin birbirleriyle iletişimini, karşılıklı güç birliğini sağlayacak, içinde bunlarla beraber en geniş destekçi güçleri barındıracak, içinde dar grupçuluktan uzak, sadece imece ve dayanışmanın yaşanacağı bir işçi direnişleri meclisinin oluşmasını hayal ediyoruz, istiyoruz.”
Açıklamanın ardından toplantıya katılanlara söz verilerek direniş sürecine dair soru ve görüşler alındı.
BDSP'li bir sınıf devrimcisi Kayseri'de CEHA metal işçilerinin de benzer bir süreç yaşadığını ifade ederek yaşanan zaaf ve hatalara rağmen direnişle öğrenildiğini vurguladı.
Çağdaş Hukukçular Derneği'nden Av. Gülbin Aydın ise yapılan konuşmalar arasında olumsuz yorumların ön plana çıkmasına dikkat çekerek önemli bir noktaya gelindiğini vurguladı. Aydın, üstü örtülen sınıf mücadelesinin bu direnişlerle görünür olduğunu ifade etti. Aydın, sözlerini direniş sürecinde gelinen mesafeye dikkat çekerek sürdürürken direnişle öğrenildiğini ifade etti.
“Dağılan eylemde işçiye polis neden saldırır?” sorusunu soran Aydın, sınıf çelişkisi ve kimliğinin direniş sürecinde açıkça görüldüğünü, kimin hangi safta yer tuttuğunun daha iyi anlaşıldığını belirterek “örgütlü işçiden korkuyorlar” dedi.
DİH'den Avukat Behiç Aşçı da söz alırken direnişe dair yapılan konuşmalarda geçmişi konuşmanın ötesine geçip neler yapılabileceği, direnişin nasıl büyütülebileceğinin konuşulması gerektiğini söyledi.
“EMEP adındaki emeğin içini boşalttı”
Yapılan konuşmalar arasında HEY Tekstil işçileri EMEP'in direnişe zarar veren tutumuna değinerek “EMEP adındaki emeğin içini boşalttı” dendi. Direniş sürecini güçlendirmeye çalışan her adımı sekteye uğrattıkları ifade edilerek BDSP tarafından sunulan direniş çadırına karşı takınılan tutum aktarıldı. EMEP avukatının direnişi “gereksiz” gösterme ve hukuki sürece sıkıştırma çabası teşhir edildi.
Sanatçılar da toplantıda yer aldılar. Bilgesu Erenus ve Mehmet Esatoğlu söz alarak direniş selamladılar. Esatoğlu HEY Tekstil işçilerinin direnişini anlatan bir tiyatro oyunu hazırladığını ifade ederek sanatçılar olarak direnişçi işçiler için ellerinden gelen desteği sunmaya çalıştıklarını ifade etti.
“Hata da bizim, zafer de bizim olacak”
Teknopark direnişini zaferle sonlandıran işçilerden Burçin Kuz ise “kendi direnişimiz gibi sahiplendiğimiz HEY Tekstil işçilerinin yanındayız” diyerek söze başlarken birlikte mücadelenin önemine değindi. “Hata da bizim, zafer de bizim olacak” diyen Kuz, direnişte önemli olanın hatalardan ders çıkarak kararlılıkla mücadelenin sürdürülmesi olduğunu ifade etti. Teknopark işçileri olarak sadece bir kez TOBB önündeki eyleme desteğe gidebildiklerini fakat her röportajlarında, her açıklama yaptıklarında HEY Tekstil işçilerine destek çağrısı yaptıklarını söyledi.
BDSP temsilcisi, HEY Tekstil işçilerinin direnişine destekçi olarak değil parçası olarak baktıklarını söyledi. Direnişçi her bir işçinin direnişi büyütmek için sorumluluğu taşıdığına dikkat çekip destek için yapılan vurgulardan çok buna değinilmesi gerektiğini söyledi. Direniş kararlılığı korunduğu sürece mücadelenin er ya da geç kazanacağını belirterek sözlerini tamamladı.
Hemen hemen tüm katılımcıların söz aldığı toplantı yapılan konuşmaların ardından sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul