Güneşi balçıkla sıvayamayacaksınız! - Ekim Gençliği

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Ekim Gençliği
  • |
  • Değerlendirme
  • |
  • 25 Aralık 2012
  • 13:15

Geçtiğimiz hafta AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’ye gelmesi gençliğin tepkisi ve ODTÜ direnişi ile karşılanmıştı. Bu tepki ODTÜ’de Göktürk 2 uydusunun fırlatılmasına değil bizzat AKP eliyle uygulanmaya çalışılan emperyalist savaş politikalarına ve üniversitelerde verilen eğitimin tamamen ticarileştirilme çabalarına karşı gençliğin öfkesinin dışa vurumuydu.

AKP hükümetinin sermayenin direktifleri doğrultusunda uyguladığı politikalar artık arsızlık boyutuna varmış bu da hem gençlik kitleleri hem de genel muhalefet cephesinden ODTÜ süreci ile büyük bir tepkinin açığa çıkmasını sağlamıştır. ODTÜ bütün bileşenleri ile direnişi sahiplenmiş ve bir gün sonra kitlesel bir okul boykotu ile direniş bir adım ileriye taşınmıştır. Tüm bunlar ise ülke gündeminde oldukça etkili olmuş ve bizzat medyanında eliyle karalama çalışmaları başlamıştır.

İlk başta eylemi "yasadışı örgütler yaptı" diyerek eylemin amacını saptırmaya çalışmış, daha sonra yaralanan öğrenciyi arkadaşlarının attığı taş yaraladı diyerek karalamalarına pervasızca devam etmiştir. Orantısız polis terörünü bakan bile kabul etmek zorunda kalırken medya uygulanan şiddetin orantılı olduğunu ispatlama çabası içerisine girmiştir.

Gençlik ODTÜ’de AKP şefi şahsında sermaye sözcülerinin kolay kolay üniversitelere giremeyeceğini bir kez daha dosta düşmana göstermiştir. Her ne kadar "öğrenciler taş attı", "molotof attı" gibi söylemlerle gençliğin haklı ve meşru mücadelesi terörize edilmeye çalışılsa da bu direniş tamamen meşrudur. ODTÜ 3600 polis, 8 TOMA ve binlerce gaz bombası ile çıkarma yapan sermaye iktidarına karşı kullanılan tüm araçlar meşrudur.

Sıra ODTÜ’yü yalnızlaştırmakta...

ODTÜ'de yaşanan direniş ülkenin birçok alanında gerçekleşen eylemlerle selamlanmış, sahiplenilmiş ve her yeri ODTÜ’ye çevirme çabaları başlamıştır. Tüm bu yaşananlar sermaye iktidarının çıkarlarına birebir aykırı. Özellikle YÖK Yasa Tasarısı'nı meclisten geçirmeye çalıştığı bir evrede militan bir gençlik hareketinin yaratılması işlerine gelmiyor. Tıpkı 2 yıl önce ‘Başkaldırıyoruz’ eyleminde olduğu gibi karalama çalışmalarını sürdürüyorlar. Ancak bu sefer daha kapsamlı bir saldırı ile karşımızdalar. 10’a yakın üniversite ODTÜ’de yaşananları kınamış ve protesto hakkının şiddetten uzak yapılması gerektiğini savunmuştur.

Sırça köşklerinde oturanlar bir kez daha sermayenin çıkarları doğrultusunda kalemlerine sarılmış ve ODTÜ’de yaşananları kınadıklarını açıklamışlardır. ODTÜ’de kınanan yaşanan şiddet değil tam da geleceksizleştirme çalışmalarına karşı gelişen muhalefettir. ODTÜ’yü kınayan birçok üniversitenin BOLOGNA sürecini desteklediğini de görmekteyiz. İkiyüzlü tutumlar açıklamalarda da devam etmektedir. Bir tarafta ODTÜ’de yaşanan şiddeti kınayanlar buna karşı demokratik bir protesto gerçekleştirilmesini savunanlar, polisin öğrenciler yaklaşmadan gaz bombası atmaya başladığını görmezden gelmekte, diğer taraftan ise kendi üniversitelerinde afiş asan öğrencilere ayları bulan cezalar vermektedir.

Geçtiğimiz günlerde Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde açlık grevine destek vermek isteyen onlarca öğrenciye polis saldırmış ve gözaltına almıştır. Hacettepe Üniversitesi’nde geçtiğimiz günlerde eli kanlı Anadolu Gençlik Derneği'ne çalışma yaptırılmaya çalışılmış, buna izin vermeyen, demokratik taleplerini afişlerle gençliğe ulaştıran devrimci ve ilerici öğrenciler ise soruşturma terörü ile karşılanmıştır. Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Buradan da görebileceğimiz gibi kınanan öğrencilerin polis terörüne karşı kullandığı araçlar değil bizzat direnişin kendisidir. Ancak bir kez daha vurguluyoruz ki emperyalist savaş çığırtkanlığı yapanlara, bilimi meta haline getirenlere, işçi ve emekçileri kölelik koşullarında yaşamaya mahkûm edenlere karşı her yerde ODTÜ ruhunun kuşanılması ve direnişlerin güçlendirilmesi gerekir.

Gençliği öfkesini zapt edemeyeceksiniz!

Gençlik geçtiğimiz hafta ODTÜ’de barikatlarda bir direnişin ateşini yaktı. Bugün bütün hazırlıklarımızı bu direnişin ateşini harlamak ve direnişi bulunduğumuz alanlara yaymak için yapmalıyız. Sermayenin sözcüleri üzerine düşeni yapmakta ve direnişi karalamaya devam etmektedirler bizler ise buna karşı ulaşabildiğimiz bütün kitlelere direnişin meşruluğunu anlatmamız gerekmektedir. Bugün üniversite senatolarının ODTÜ direnişine yaptığı açıklamaların hiçbir geçerliliği yoktur. Onlara verilecek en iyi cevabı gençlik kitleleri KTÜ, Eskişehir, Ankara, İstanbul, İzmir ve daha birçok ilde alanları doldurarak ve ODTÜ’yü sahiplenerek vermiştir.

ODTÜ ruhunu kuşanalım ve her yerde tüm karalama çalışmalarına karşı direnişi yükseltelim.

Ekim Gençliği
25 Aralık 2012