“Gaza gelip” katletmişler!

  • Arşiv
  • |
  • Devlet terörü
  • |
  • 06 Eylül 2012
  • 15:54

(06.09.12) - 18 Nisan 2007'de Zirve Yayınevi'nde yaşanan katliamın 43. duruşması tanıkların trajikomik açıklamalarına sahne oldu. Suçu birbirinin üzerine atmak için çırpınan katiller “saf gençler” olduklarını ve “gaza geldiklerini” iddia ettiler. Hatta bazı sanıklar içkisine ilaç katıldığını dahi söyledi.

Zirve Yayınevi'nde misyonerlik faaliyeti yürüttüğü iddia edilen üç kişi boğazları kesilerek vahşice katledilmiş, katillerin ise faşist beslemeler olduğu kısa süre içinde ortaya çıkmıştı. 5 yıldır süren davanın 43. duruşması Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Davaya tutuklu sanıklar, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger ve Binbaşı Haydar Yeşil, astsubay Abdullah Atılgan, uzman çavuşlar Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Varol Bülent Aral'ın yanısıra müdahil avukatları ve öldürülenlerin yakınları da katıldı.

Davada öne çıkan ise katliamcıların kendileri mağdur saf gençler olarak gösterme çabaları oldu. Savunmalarda genelde suçu diğer bir sanık olan Emre Günaydın'ın üzerine atan sanıklar, kendilerine oyun oynandığını, Günaydın'ın tehditle bu işi yaptırdığını, hatta içkilerine ilaç attığını iddia edecek kadar çaresiz savunmalar yaptılar. Kimi sanıklar AKP'li olduklarını da vurgulamaktan geri durmadılar.

Emre Günaydın ise diğer sanıkların ceza indirimi almak için suçu kendi üzerine attığını söyledikten sonra “allah korkusu'ndan bahsederek demagojik açıklamalar yaptı. Katliamı gaza geldikleri için yaptıklarını iddia eden Günaydın şunları söyledi: “5 arkadaş, 5 tane saf genç bir araya geldik. Kendi kendimizi gaza getirdik, gittik ve olayı gerçekleştirdik.”

Tüm sanıkların savunmalarındaki bir başka ortak nokta ise hepsinin de bu işi bağımsız yaptıklarını ve bir örgütle ilişkileri olmadığını kanıtlama çabalarıydı. Misyoner oldukları iddiasıyla 3 kişiyi vahşice katledenlerin bu savunmaları yapmaları boşuna değil zira bu ülkede bu gibi katliamlara imza atan katillerin çok defa “iyi halden” indirim aldığı, tüm açık bağlantılara rağmen katliamların “münferit” sayıldığı biliniyor. Onlar da bunu biliyor ve belli ki kendilerini katliama sevkeden abilerinin bir kez daha yardımlarına koşmalarını bekliyorlar. Bunun için de burjuva hukuku ile dahi dalga geçmekten geri durmuyorlar.