Filistinli tutsakların açlık grevlerinin yeni raundu – Fadi Ebu Saada

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • Filistin
  • |
  • 23 Aralık 2012
  • 10:34

20 Aralık 2012

Ramallah – Filistinliler İsrail zindanlarındaki Filistinliler için sıklıkla şöyle der: “Onlarsız biz onursuzuz”. Kötü tutukluluk koşullarını, özellikle İsrail'in tutsakların yargılanmaksızın tutulmasına müsaade eden “idari gözaltı” uygulamasını protesto için açlık grevine giden tutsaklar için bu bilhassa doğrudur.

2012 yılında İsrail zindanlarında yaklaşık 2 bin Filistinli tutsak açlık grevine gitti. 2012 Mayısı'nda bu grev sona erdiğinde birçok tutsağa serbest bırakılacağı güvencesi verildi, fakat İsrail harfi harfine yerine getirmedi.

Şimdilerde İsrail hapishanelerinde açlık grevine devam eden beş Filistinli tutsak bulunuyor: el-Halil civarındaki Dura'dan Ayman el-Şaravne (36), Doğu Kudüs'teki İssaviye'den Samir el-İssavi (33) sırasıyla 174 ve 143 gündür açlık grevindeler. Her ikisinin de durumu kritik. Her ikisi de Arrabe'den olan Cafer Azzedin (41) ve Tarık Kaadan (40) ve Cenin bölgesindeki Anin köyünden Yusuf Şaban Yasin (29), İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik son saldırısından sonra Batı Şeria'da İsrail tarafından göz altına alınan Filistinliler arasındaydı.

2011 yılında Şaravne, Birseba'da 24 İsraillinin yaralandığı bir operasyona katıldığı için aldığı 38 yıllık cezanın on yılını yattıktan sonra hapisten salıverildi. Fakat 31 Ocak'ta İsrail işgal kuvvetleri onu yeniden tutuklamadan önce özgürlüğünü kutlayacak pek zamanı olmadı.

Eşi Nebile, El-Ahbar'a askerlerin evlerine nasıl baskın düzenlediğini, kendisini ve çocuklarını onu alıp gitmeden önce nasıl yağmurda tuttuklarını anlattı. Daha önceki tutsaklığında Nebile'nin yılda sadece bir 40 dakikalık ziyaretine izin verildi.

Şaravne'nin kardeşi Cihad, kardeşinin fiziki şartlarının kötüye gittiğini dile getirdi. Avukatı aileye artık gövdesini taşıyamadığını ve sadece soluk alıp verebildiğini bildirdi. Şaravne 1 Temmuz 2012'den beri besin almayı reddediyor, fakat halen yargılanmadı, hatta mahkeme için bir tarih bile verilmedi.

İssavi 17 Aralık 2012 tarihinde mahkemeye çıkarıldı. Mahkeme salonundaki aile fertlerini selamlamak isteyince İsrail güvenlik muhafızları tarafından darp edildi ve tekerlekli sandalyesi devrildi. Sonrasında avukat kız kardeşi Şirin tutuklandı.

“Onu böyle bir durumda görmeyi beklemiyordum” diyor annesi. “Sağlığının çok kötü olduğunu görebildim. Bir deri bir kemik kalmış. Mahkeme Samir'i selamlamamıza bile izin vermedi.” Anne, Filistin Yönetimi yetkililerini açlık grevindeki tutsakları desteklemek için elinden geleni yapmamakla suçladı.

Cafer Azzedin'in morali yüksek ve zihni açık, ancak ayak üstü zar zor duruyor ve ayakta ibadet yapamıyor. Aile fertleri El-Ahbar'a Azzedin'in grevinin sadece kendi davası ve özgürlüğü ile ilgili olmadığını, aynı zamanda tüm idari gözaltındakilerin davasını savunmayı ve bu adaletsiz ve keyfi uygulamaya bir son vermeyi amaçladığını söyledi.

Azzedin'in ömür boyu hapse mahkum edilen kardeşi Tarık, son esir takasında Gazze Şeridi'ne salıverilen tutsaklar arasındaydı.

Tarık Kaadan İsrail tarafından 11 kez tutuklandı, çeşitli İsrail zindanlarında ve gözaltı merkezlerinde toplam on yıl geçirdi. Bilgi sahibi kaynaklar, Tarık'ın artan ağrılar yaşadığını ve durumunun gittikçe kötüleştiğini söyledi.

Açlık grevindeki tutsaklar yalnız değiller. Pazartesi günü onlar adına yüzlerce sosyal medya sayfasının ve web sitesinin katılımıyla büyük bir internet kampanyası başlatıldı. Kampanya, onların davasını kamuoyuna mal etmeyi ve onlar için dünya genelinde destek sağlamayı amaçlıyor. Düzenleyiciler onlarca Filistinli, Arap ve Avrupalı online grubun kampanyaya katıldığını ve bunların Facebook sayfalarının 10 milyondan fazla takipçisi olduğunu söyledi.

Kampanya, dikkatleri yeniden tutsakların davasına çekmek ve son aylarda sönümlenmekte olan resmi ve kamuoyu ilgisini yeniden canlandırmak için bir girişimdi.

Filistin Yönetimi'nin tutsaklardan sorumlu bakanı Issa Karaki, tutsakların haklarını savunmak için Filistin'e çeşitli uluslararası insan hakları sözleşmelerine taraf olma hakkını veren BM'nin Filistin'i gözlemci devlet olarak tanımasını kullanmanın yollarını planlamak için bir hukuk ekibini oluşturulması çağrısını yaptı.

Karake, BM Genel Kurulu'ndan İsrail'in elinde tutsak olan Filistinli tutsakların hukuki statüsü ve uluslararası topluluğun tutsakların haklarının ihlaline ilişkin yükümlülükleri üzerine Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'ndan istişare görüşü talep etmesinin istenmesini önerdi.

Lübnan merkezli El-Ahbar gazetesinin ingilizce sitesinden kizilbayrak.net tarafından çevrilmiştir.