Filistin'in 2012 Yılı – Maan Haber Ajansı

  • Arşiv
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • 06 Ocak 2013
  • 12:13

Ortadoğu'nun yeni siyasi manzaraya alışmaya çalıştığı bir yılda 2012 yılı Filistinlilere daha az rahatlama getirdi. Mısır'da yeni seçilen devlet başkanı, Suriye'de süren iç savaş ve İran-İsrail yenişememesi dünyanın dikkatini uzun zorlu bir bağımsız Filistin arayışından başka tarafa çekti.

Fakat Filistin'in çalkantılı bir yılı olan 2012'de kendi savaş, büyük oynanan diplomasi, mali kriz ve kitlesel halk protestoları tadı vardı.

Ocak

Filistinli ve İsrailli yetkililer 2010 yılı sonundan beri ilk kez doğrudan müzakerelere girdiler. Uluslararası Ortadoğu Dörtlüsü'nün (ABD, AB, BM, Rusya) barış görüşmelerini yeniden canlandırma yönündeki baskılarına karşılık olarak temsilciler, topraklar ve güvenlik üzerine öneriler için Ocak ayında Ürdün'ün başkentinde beş kez bir araya geldi. Nihayetinde görüşmelerden bir şey çıkmadı. Filistinli yetkililer, kendilerine İsrail tarafından uluslararası hukuku ve iki devletli çözümü baltalayan tamamlanmamış teklifler verildiğini söyledi. İsrail ise Ortadoğu Dörtlüsü'ne olan yükümlülüklerini yerine getirdiğini söyledi.

Ortadoğu Dörtlüsü barış elçileri, Filistinli ve İsrailli delegeler Amman'da görüşmelere katılıyor. (Reuters/Jordan News Agency, HO)

Şubat

El-Fetih lideri Mahmud Abbas ve Hamas'ın sürgündeki başkanı Halid Meşal, Doha'daki görüşmeler sırasında Abbas başkanlığında bir birlik kabinesi kurulması üzerinde anlaşmaya vararak partileri arasındaki dokuz aylık uzlaşma anlaşmasına biraz ivme kazandırdılar. Bu geçici ortak hükümet, yeni seçimler için hazırlıklar yapacaktı, fakat Abbas'ın başbakanlığı önerisi Hamas saflarında gürültü kopardı. Diğer siyasi liderler de başkanın ikili rolünün güçler ayrılığına aykırı olduğu yönünde kaygılarını ifade etti, fakat yüksek mahkeme Doha anlaşmasının kendi görev alanına girmediğine hükmetti. Çekişmelerin ortasında her iki parti diğerinin kabineyi oluşturmak için erteleme talep ettiğini söyledi ve Mayıs ayında Abbas birlik sürecinin “dondurulduğunu” ilan etti.

El-Fetih'ten Abbas ve Hamas'tan Meşal anlaşma imzalamak üzere geldikleri Doha'da Katar Emiri ile birlikte yürüyorlar. (Reuters/Stringer)

Mart

Birlemiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Filistin topraklarındaki İsrail yerleşimleri hakkında uluslararası bir soruşturma başlattı, bu 47 üyeli forum 36 devletin lehte, ABD'nin aleyhte oy verdiği bir oylamayla bu girişimi kabul etti. Aralarında Avrupa Birliği üyesi İtalya ve İspanya'nın da olduğu on ülke bu oylamaya katılmadı. İsrail bu karara BM İnsan Hakları Konseyi ile tüm ilişkilerini kopararak karşılık verdi, BM gerçekleri araştırma ekibinin Batı Şeria'ya ve İsrail'e girişine izin vermeyeceğini söyledi.

Batı Şeria Yahudi yerleşimi Maale Adumim'in dışarısında bir dur levhası görülüyor. (Reuters/Ammar Awad)

Nisan

2 binden fazla Filistinli tutsak İsrail zindanlarında daha iyi koşullar talebiyle 17 Nisan'da süresiz açlık grevi başlattı. Tutsakların talepleri, tecrite, Gazzeli tutsaklara aile ziyareti yasağına, gece baskınlarına ve İsrail'in Filistinlileri yargılamaksızın hapis tutması uygulamasına son verilmesini içeriyordu. Mayıs ayında Filistinli tutsak temsilcileri ile İsrail hapishane makamları arasında varılan anlaşma ile son verilen bu şiddet içermeyen protesto hareketini desteklemek için işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki neredeyse günü birlik düzenlenen gösterilere binlerce kişi katıldı.

Hana Şalabi ve Hadir Adnan, bu şiddet içermeyen protesto hareketine ilham vermişlerdi, her ikisi de İsrail makamları ile anlaşmalara varılmadan önce uzun süreli açlık grevine gitmişti. Adnan, 66 günlük açlık grevinin ardından Nisan sonunda serbest bırakılırken, Şalabi, İsrail makamları ile üç yıllığına Gazze Şeridi'ne sürgün edileceğine dair bir anlaşmaya varılmasının ardından Mart ayı sonlarında 43 günlük açlık grevini sonlandırdı.

Protestocular, Ramallah yakınlarındaki Ofer hapishanesi önündeki bir protesto sırasında tutsak Hana Şalabi'nin fotoğraflarını tutuyorlar. (Reuters/Mohamad Torokman)

Mayıs

Cenin Valisi Kaddura Musa evinde uğradığı silahlı saldırının tetiklediği kalp krizinden hayatını kaybetti. Filistin Yönetimi güçleri, saldırının ardından Cenin bölgesinde geniş çaplı sıkı güvenlik önlemleri aldı, suça karıştığı şüphesiyle bir dizi FY güvenlik memurunu sorguladılar ve yasadışı silahlara el koydular. İlk tutuklama furyasında onlarca kişi Filistin hapishanelerinde tutuldu, daha sonra tutuklamalar Batı Şeria'nın diğer bölgelerine yayıldı ve insan hakları grupları, tutukluların gördükleri muameleye ilişkin kaygılarını ifade ettiler. 2012 yılında Cenin'de bir Filistinli milletvekilinin hayatta kaldığı ve bir güvenlik şefinin öldürüldüğü diğer iki silahlı saldırı, FY'nin bu yoksul bölgenin kontrolünü geri alma ve iktidarına meydan okuyan mahalli ağları ezme mücadelesine dikkatleri çekti.

Beytüllahim'de görev sırasında görüntülenen FY güvenlik güçleri. (MaanImages/Eleonora Vio)

Haziran

UNESCO, Beytüllahim'in Doğuş Kilisesi'nin ve civarındaki hac bölgesinin Dünya Mirası olarak ilan edilmesi lehinde karar verdi. 21 uluslu Dünya Mirası Komitesi'nin on üç üyesi Filistin başvurusunun lehine oy verdi, kabul için gerekli oy sayısını sağladı. İki ülke oylamaya katılmadı ve altısı teklife karşı oy verdi. İsrail ve ABD, oylamadan sonra BM kültür kurumunu suçladı, Filistin'in UNESCO'ya tam üye olarak kabul edildiği 2011 yılındaki benzer kınamaları anımsattı.

Filistinliler, Dünya Mirası listesine dahil edilmesini kutlamak için Beytüllahim'in Doğuş Kilisesi'nde toplandı. (MaanImages/Jenny Baboun)

Temmuz

Filistinliler İsrailli politikacı Şaul Mofaz'ın planlanmış ziyaretini protesto etmek için Ramallah sokaklarına döküldü ve Filistin Yönetimi güvenlik güçleri tarafından zor kullanılarak püskürtüldüler. Sonraki gün protestocular gene toplandılar, bu sefer polisin zorbalığını kınamak için eylemdeydiler. Üniformalı ve sivil güvenlik memurları tarafından yine dövüldüler. İnsan hakları grupları ve bazı Filistinli yetkililer bu şiddete karşı seslerini yükselttiler ve üçüncü bir gösteri güvenlik güçlerinin müdahalesi olmaksızın yapıldı. Bu sıkı önlemler hakkında hükümet emriyle yapılan bir inceleme, Ramallah polis şefinin ve diğer polis yetkililerinin savcılar tarafından sorgulanması gerektiğini tavsiye etti. İnsan hakları grupları tarafından ayrı bir araştırma, polis şefinin ve yardımcısının gösterilerin dağıtılmasına katıldıkları ve Başkan Abbas'ın makamındaki danışmanların emirleriyle hareket ettikleri bulgularına ulaştı.

Filistin güvenlik güçleri Ramallah'ta protestocular ile çatışıyor. (Reuters/Muhammad Torokman)

Ağustos

Maskeli silahlı kişiler İsrail sınırındaki bir Mısır karakoluna saldırdı ve oradaki 16 sınır muhafızını öldürdüler. Bu saldırı, Sina yarımadasındaki silahlı gruplara karşı beklenmedik bir Mısır askeri operasyonunu tetikledi. İsrail, Gazze'deki militanların Mısır topraklarındaki saldırıyla bağlantılı olduğunu söyledi. Bu iddia, saldırıyı şiddetle kınayan Hamas hükümeti tarafından reddedildi. Mısır hemen Gazze Şeridi ile olan sınırını kapattı ve İsrail'in ablukasından kaçınarak mal getirmek için kullanılan sınır altındaki tünellerin çoğunu yıktı. Hamas kendi sınır güvenliğini sıkılaştırdı ve saldırının ardından Gazze Şeridi'ndeki Selefi militanları topladı.

Gazze'nin Mısır sınırında devriye gezerken görüntülenen Hamas güvenlik güçleri. (Reuters/Ibraheem Abu Mustafa)

Eylül

Sendikalar Batı Şeria genelinde kitlesel grevler düzenledi, protestocular ise işsizliğe ve hayat pahalılığına karşı yürüdüler. Batı Şeria'da ulaşımı ve ekonomiyi felç eden protesto hareketinin kıvılcımını, başlıca ürünlerin maliyetini artıracak mazotun fiyatına yüzde beşlik zam çaktı. Gösterilerse giderek aynı zamanda Maliye Bakanlığı görevini de yürüten Filistin Yönetimi Başbakanı Selam Feyyad'ı hedef aldı, istifa etmesi istendi. Bakan Abbas, yanı sıra birçok önde gelen el-Fetihli protestoculara sempatilerini dile getirdi, hareketi “Filistin Baharının” başlayışı olarak adlandırdılar. Daha sonra Feyyad mazot fiyatlarında indirimi de içeren bir ekonomik önlemler paketi ilan etti, fakat protestocular ve bazı siyasetçiler, önlemlerin yeterli olmadığını söylediler. Batı Şeria hükümetini mali krizi 2012 yılı boyunca derinleşerek sürdü.

Filistinliler hayat pahalılığına karşı El-Halil'de bir protestoda başbakan Selam Feyyad'ın temsili bir kuklasını yakıyorlar. (Reuters/Mussa Qawasma)

Ekim

Katar Emiri, Gazze Şeridi'ne tarihi bir ziyaret yaptı, 1999'dan beri Gazze'ye giren ilk devlet başkanı oldu. Gazze'nin Hamaslı yöneticileri Şeyh Hamad bin Halife el-Sani'nin ziyaretinin İsrail ablukasını kırdığı söylediler ve Filistinliler emiri karşılamak için sıraya girdiler. Katar ziyareti ülkenin finanse ettiği 400 milyon dolar tutan yeniden inşa projelerini resmen başlatmak için insani bir jest olarak niteledi. Ziyarete ilişkin Hamas için Batı Şeria hükümetini zayıflatacak bir siyasi darbe olarak görüldüğüne dair bazı kaygılar varken Emir, Gazze'deki konuşmasını Hamas ve Fetih'i farklılıklarını arkalarında bırakmaya çağırmak için kullandı. Gazze'deki kalabalığa “Umarım bölünmüşlüğünüzün davanıza ve tüm Arapların davasına büyük bir zararın kaynağı olduğunun farkına varırsınız” dedi.

Hamas Başbakanı İsmail Haniye Gazze'deki karşılama töreninde Katar Emiri ile birlikte yürüyor. (Reuters/Mohammed Abed, Pool)

Kasım

İsrail, Gazze Şeridi'nde Hamas askeri komutanı Ahmed el-Cabari'ye suikast düzenledi, sınırda birden alevlenen şiddetten sonra Mısır'ın arabuluculuğunda 48 saat öncesinde varılan ateşkesi bozdu. Bu hedef gözetilerek işlenen cinayet sekiz günlük bir savaşı tetikledi, İsrail tankları, jetleri ve savaş gemileri Gazze Şeridi'ni dövdü, geride yarısından fazlası sivil 170 Filistinli ölü bıraktı. Gazzeli askeri fraksiyonlar tarafından fırlatılan roketler Tel Aviv ve Kudüs'e ulaştı ve dördü sivil altı İsrailli roket ateşiyle öldürüldü. Ağır can kaybına karşın savaş Hamas'ın canlanması olarak görüldü, çünkü ateşkes anlaşması İsrail'in bu kıyı şeridi üzerindeki sınır kısıtlamalarını kaldırdı ve bir ay sonra parti şefi Halid Meşal Gazze'ye kutlama ziyareti ile sürgününü sonlandırdı.

Filistinliler Gazze Kent'teki bir eve düzenlenen İsrail hava saldırısından sonra enkazdan bir çocuğun cesedini çıkarıyorlar, 18 Kasım. (Reuters/Ahmed Zakot)

BM Genel Kurulu Filistin'in Birleşmiş Milletler'de statüsünü “gözlemci devlet” statüsüne yükseltme kararını ezici çoğunlukla onayladı, dolaylı olarak Filistin devletini tanıdı. Lehte 138 oy vardı, aleyhte dokuz ve 41 çekimser oy. Oylama öncesinde New York'ta BM Genel Kurulu'na seslenen Başkan Mahmud Abbas BM teklifinin iki devletli çözümü kurtarmak için son şans olduğunu söyledi. İsrail ve ABD'nin karşı çıktığı oylama, İsrail'in Filistin vergi gelirlerine el koymasıyla ve dünyanın tepkisini çeken kitlesel bir yerleşim inşaatı hamlesi başlatmasıyla Filistin Yönetimi'ne yeni yaptırımlar getirdi.

Filistinliler, BM Genel Kurulu'nun Filistin'i gözlemci devlet statüsüne yükseltmesinin ardından Ramallah'ta kutlama yapıyorlar. (Reuters/ Marko Djurica)

Aralık

Suriye'de tırmanan şiddet, Filistinli mülteci nüfusa büyük bir zarar verdi. Suriye ordusu jetlerinin  Şam'daki Yermuk bölgeyi bombaladığında mülteci kampında kalan Filistinliler kampı neredeyse tamamen boşaltmıştı.

Yermuk'taki bir camiye yapılan ve 25 kişinin öldüğü saldırı, Filistin Yönetimi'ni Suriye rejimini şimdiye kadarki en ağır şekilde kınamaya itti. Savaş Suriye'nin başkentine sokulurken Filistinlilerin ve Suriyelilerin sığındığı kampın kontrolünü Özgür Suriye Ordusu ele aldı. Binlerce kişi komşu ülkelere kaçtı yahut Şam'da sığınacak yeni yerler aradı. Başkan Beşar Esad'ı destekleyen bir Filistinli fraksiyon, FHKC-GK, Batı Şerialı yetkililer tarafından Filistinlileri iç savaşa bulaştırmakla suçlandı. İsyancılar arasında silahlı sempatizan Filistinliler de var. İnsanlar dünya genelinde yeni yıla hazırlanırken BM yardım tesisleri Yermuk'ta halen kapalıydı ve şiddetten kaçanlara ev sahipliği yapan tesisler tam kapasite doluydu.

Filistinli aileler Yermuk'taki yoğun çatışmaların ardından Suriye'den Lübnan'a kaçıyorlar. (Reuters/Jamal Saidi)

Filistin Maan Haber Ajansı'ndan kizilbayrak.net tarafından çevrilmiştir.