Erdoğan’dan ODTÜ demagojisi

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 22 Aralık 2012
  • 13:34

(22.12.12) – Erdoğan “biz taşla sopayla öğrencilik yapmadık” dedi. Oysa Cemil Çiçek bir kaç ay önce “kalem, çanta yerine, keser sapı, sopayla bir yerlere gitmeye çalıştık” itirafında bulunmuştu.

Erdoğan her konuya değindiği konuşmalarında ODTÜ’ye de özel bir yer ayırdı. Basının ve polisin kullandığı argümanların dışına çıkmayan AKP şefi işi ileri götürerek öğretim üyelerine de “yazıklar olsun” dedi.

Erdoğan’ın gerekçeleri ise hiç ayaratıcı değil. Bugüne kadar bütün eylemlerin ardından “ortalığı karıştıranların” başka üniversitelerden geldiği söylenir ancak o “başka üniversite”nin neresi olduğu bir türlü söylenmez. İstanbul Üniversitesi’nde de DTCF’de de ODTÜ’de de çatışma çıktığında diğer üniversitelerden gelenlerden bahsedilir. Erdoğan da bildik gerekçeye sarılarak “bir kısmı o üniversitesinin öğrencisi ama büyük çoğunluğu başka üniversitelerin öğrencileri, bazıları ise öğrencilikle alakası yok terör gruplarının içinde dolaşan takımlar” sözlerini sarfetti.

AKP şefi ayrıca öğrencilerin sırtında Molotof kokteylleri olduğu yalanına da başvurdu. Kuşkusuz ki kendilerine yönelik bir saldırıya karşı gençlik molotof da dahil her tür uygun aracı kullanabilir ancak ODTÜ de bunun kullanılmamış olması Erdoğan’ın söylediğinin demagojiden öte anlamı olmadığını göstermektedir. Erdoğan polisin kullandığı yüzlerce gaz bombası, ses bombası ve plastik mermiye nedense hiç değinmemektedir.

Erdoğan, “Hiç kimsenin bu nasıl öğrenci, bu nasıl bir yönetim ve rektör demiyor” ve “"Eğer bu hocalar öğrencilerini böyle yetiştiriyorsa onlara da yazıklar olsun” sözleriyle Rektöre ve akademiklere de çatmaktan geri kalmadı. Dahası Erdoğan CHP’yi kastederek muhalefetin de olaylarla bağı olduğunu iddia etti.

Son olarak ise AKP şefi “Neymiş, protesto hakkıymış. Biz de öğrencilik yaptık ama biz taşla sopayla öğrencilik yapmadık. Biz bu ülkede atılan her adıma destek olan gençlik olarak yetiştik” diyerek kendi öğrenciliğini örnek verdi. Erdoğan’ın bu sözleriyse hiç inandırıcı değil zira daha birkaç yıl önce AKP’nin has adamlarından Cemil Çiçek 68 kuşağını karalamak için kendi kirli icraatlarına dair de itirafta bulunmuştu: “kalem, çanta yerine, keser sapı, sopayla bir yerlere gitmeye çalıştık. Bu işlerin yanlış olduğunu fazla söyleyen olmadı. Tam tersi, 'O taraftan, bu taraftan ol' diye söyleyenler olurdu. O sopa kafi gelmedi, sonra silahlar konuşmaya başladı.”

Çiçek’in bu sözlerine de gerek yok zira bugün AKP kadrolarının büyük kısmının Milli Türk Talebe Birliği bünyesinde yetişmiş isimlerden oluştuğu, devrimcilere karşı gerçekleştirilen kanlı eylemlerde faşist parti ile birlikte imzalarının olduğu bilinmekte.

Erdoğan’ın bu sözleri ODTÜ direnişinin toplumsal anlamda kazandığı meşruluk ve desteği ortadan kaldırmayı amaçlıyor. Ancak bu kez işi o kadar kolay olmayacak gibi gözüküyor zira 2500 polisle zar zor girdiği ODTÜ’den kaçar gibi çıkan Başbakan’ın sözünün değeri de savurduğu tehditler kadar geçerli.