Düzen cephesinden yansıyan riyakarlık tablosu

  • Arşiv
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • 12 Ocak 2013
  • 10:31

(12.01.13) – Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez’in Paris’te katledilmeleri başta Kürt halkı olmak üzere tüm kamuoyunun tepkisi ile karşılandı. Düzen cephesinin açıklamaları ise ikiyüzlülüklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Arınç “barış” mesajları vererek üzüntüsünü belirtirken Erdoğan Fransa’yı “terör”e destek vermekle itham etti.

Çelik’ten “samimi” değerlendirme!

Cinayetlerin ardından ilk açıklama AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’ten gelmiş ve belli ki Çelik AKP’lilere en yakışanı yaparak gerçek yüzlerini ortaya koymuştu. Henüz ortada hiçbir somut bilgi olmamasına rağmen suçu PKK’nin üzerine atan Çelik, bu açıklamayla medyaya da yön vermiş ve tüm ajanslar birbiri ardına bu yönlü haberler geçmeye başlamıştı.

Asıl amacının Kürt hareketini tasfiye etmek olduğunu her fırsatta söyleyen Erdoğan da bir yandan “iç hesaplaşma” iddialarını daha temkinli bir dille yenilerken “provokatif bir girişim de olabilir. Sabırlı olup aydınlanmasını beklemekte fayda var” şeklinde konuşmuştu.

Arınç’tan utanmazca açıklamalar!

Düzen cephesinden yapılan yumuşak ve temkinli açıklamalara dün Bülent Arınç’ın Diyarbakır’da yaptığı konuşma da eklendi. Daha önce de yaşananı “vahşet” olarak niteleyen ve üzüntü duyduğunu belirten Arınç sözlerini yineledi ve şunları söyledi:

“Yaşanan olay bir vahşettir. Kim yaparsa yapmış olsun, bu ölen kişiler hangi vasıflarla hangi suçlamalarla anılıyor olurlarsa olsun insan hayatına bu şekilde son vermek kimsenin hakkı değildir.

Onlar böyle bir ölümü hiçbir zaman hak etmemişlerdi. Suçlu olan insana yapılacak tek şey yargı önüne çıkarılması ve adaletin vereceği cezaya razı olmak gibi bir keyfiyet. Yoksa kimse kimsenin hayat hakkını böylesine hoyratça, böylesine vahşice elinden almak tasvip edilir bir davranış değildir.”

Arınç’ın açıklamalarının ikiyüzlülüğü insanın kanını donduracak cinsten. Zira daha bir kaç ay önce olsaydı “üç beş terörist öldü” diye alkış tutacak olan ve yaptıkları açıklamalarla “kadın çocuk gereğini yapın” diyecek kadar pervasızlaşan devletliler bugün Kürt hareketini tasfiye için daha kapsamlı bir plan ortaya koymanın gereğini yaparak göz boyamak amacıyla böyle açıklamalara sarılıyorlar.

Bu ikiyüzlülüğü görmek için çok değil bir yıl önce aynı Arınç’ın Roboski katliamı üzerine söylediklerini hatırlatmak yeterli olacak...

“Özür dilemek bu aşamada olumsuz bir beklenti olur” sözleriyle gündeme gelen Arınç sürece dair şu yorumu yapmıştı:

“Nereden bakarsanız bakın, terörle mücadelenin en başarılı ve en sonuç alıcı zamanında, halkla hükümetin kucaklaştığı, bir güven havasının oluştuğu, terör örgütünün eylemlerinin neredeyse durma noktasına geldiği bir zamanda, böylesine masum.. Yani kaçakçı olabilir ama kaçakçılığın cezası ölüm değil, öldürme hiçbir zaman kabul edilemez, sivil yurttaşlarımızın diyelim, bombalanmış olması bence o sürecin de önüne geçmek için, o süreci boşa çıkarmak için, o sürecin olumlu olarak devam etmemesi için kurulan bir tuzak, yapılan bir yanlış, yönlendirme...”

Erdoğan’ın derdi Fransa!

Başbakan Erdoğan ise ASKON Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada bir kez daha aşina olunan pervasızlığına bürünerek gündemi farklılaştırmaya çalışan açıklamalar yaptı. Konuşmasında ağırlıklı olarak “terör” demagojisi yapan ve bol bol medyayı suçlayan Erdoğan, Fransa hükümetine çatmaktan da geri durmadı.

Dün Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande yaşanan cinayete dair yaptığı açıklamada katledilenleri tanıdığını belirterek şunları söylemişti: “Dehşet verici bir olay. Öldürülen üç kişiden biri sık sık bizimle görüşmeye geldiği için hem benim hem de birçok siyasi aktörün tanıdığı bir isim. Şimdilik soruşturma başlatıldı. Olayın nedenlerini ve faillerini bilmemiz için sanırım en doğrusu beklemek.”

Olayın mahiyetinden ziyade Hollande’ın sözlerine takılan Erdoğan, Cansız’ın Türkiye’ye iadesi için Fransız Interpol’üne başvurduklarını ancak yanıt alamadıklarını söyledi ve yanıt istedi, Ayrıca Erdoğan Hollande’ın sözlerine dair de “Fransız devlet başkanı bu teröristlerle ne görüştüğünü açıklamalı” biçiminde konuştu.

Amaç Kürt hareketinin tasfiyesi

Erdoğan’ın açıklamaları belli ki yine konunun özünü saptırmayı amaçlamakta. Zira daha bir kaç gün önce kiminle gerekirse görüşüleceğini söyleyen Erdoğan’ın, çıkıp da Fransa’ya neden görüştüğünü sormasının bir mantığı bulunmamakta.

Ancak düzen cephesinden yapılan açıklamaların bütününe bakıldığında daha anlaşılır bir tablo görmek mümkün. Bir yanda Kürt hareketini tasfiye etmeyi amaçlayan bir plan yürürlüğe konurken tüm açıklamalar bu süreci sürdürmeyi amaçlıyor. Ancak bir yandan da Kürt hareketini en küçük kırıntılara razı etmek için en küçük bir yumuşama göstermekten uzak duruluyor, taviz veriliyor havası yaratılmamaya çabalanıyor.

Devletliler aynı amaç için birbirinden farklı üslupla açıklamalar yaparak bir tür denge sağlıyor. Her şekilde ortada düzen cephesinden yansıyan rezil bir riyakarlık tablosu var ve bir kez daha saldırıların hedefinde Kürt halkı ve Kürt özgürlük hareketi bulunuyor.