DTK: Müzakereler için Öcalan’ın koşulları uygun hale getirilmeli

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • 07 Ocak 2013
  • 16:03

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Türk devleti ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan arasında yapılan görüşme ile başlayan süreci desteklediklerini belirterek, “Devlet ve iktidarı Kürt sorunun müzakereyle barışçıl çözüm için samimi davranmaya davet ediyoruz” dedi. DTK, Müzakerelerin başlaması için ise “Öncellikle Sayın Abdullah Öcalan'ın koşullarının buna uygun hale gelmesi ve İmralı sisteminin lağvedilmesi gereklidir" diye belirtti.

DTK Daimi Meclisi, 6 Ocak'ta Diyarbakır’da düzenlediği 3'üncü ara dönem 4'üncü toplantısının sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, toplantıda yoğun siyasi gelişmeler, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeler ve Rojava'da yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği belirtildi. Yıllardır imha ve inkâr politikaları karşısında varlığını koruma özgürlüğünü sağlama mücadelesi veren Kürt halkının, 2012 yılında da aynı politikalar karşısında tarihi bir direniş ortaya koyduğu vurgusu yapılan bildirgede, "Bütün kurumları ile ortaya koyulan mücadelede her defasında sorunun sayın Öcalan ile yürütülecek diyalog ve müzakerelerle çözülebileceği net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunun farkında olan devlet 90'lı yıllardan bugüne kadar Sayın Öcalan ile bir dizi temaslarda bulunmuş ancak her defasında bu süreç provokasyonlarla heba edilmiştir. Bunun son örneği de Oslo görüşmelerinde yaşanmıştır. Cezaevlerinde açlık grevleri ile başlatılan ve sokağa taşan direniş ile sorunun çözümünde bir kez daha Sayın Öcalan'ın olmazsa olmaz olduğuna işaret etmiş ve devlet bir kez daha İmralı'da görüşmeler gerçekleştirmiştir" diye kaydedildi.

‘GÖRÜŞMELERİN BAŞLAMASIYLA BU OYUN BU KEZ LİCE2DE DENENDİ’

"Devlet yetkililerinin Kürt Halk Önderi sayın Abdullah Öcalan ile yapmış oldukları diyalogu ve Eş Başkanımız sayın Ahmet Türk ve BDP Milletvekili Ayla Akat'ın görüşmesini anlamlı buluyor ve değer veriyoruz. Başlayan bu süreci DTK olarak öncellikle desteklediğimizi belirtmekte yarar görüyoruz. Nitekim yıllardır DTK olarak muhatabın sayın Öcalan olduğunu defalarca vurguladığımız gibi İmralı tecrit sistemine bir an önce son verme çağrısında da bulunduk, bunun için halkımızla birlikte topyekûn direniş içerisinde de olduk" ifadesinin kullanıldığı sonuç bildirgesinde, "Diyalog ve ateşkes süreçlerine ilişkin halk olarak yaklaşık 20 yıllık bir tecrübeye sahibiz. Bu deneyimlerin hemen hepsinde de iktidarların, devletin taktiksel ve samimi olmayan yaklaşımlar sonucu hüsranla sonuçlanmıştır. Yine görüşmelerin başlaması ile bu oyun bu kez Lice'de denenmiş ve 10 HPG'li katledilmiştir. Çözüm çabalarına vurulmuş bu tür darbelere karşı yapılması gereken tüm Kürt halkının ulusal birlik temelinde sahiplenme gerçekleştirmesidir. Ancak Silvan olayında 'tam da barış olacaktı' diyenler Lice'de yaşanan olayı görmemiştir" denildi.

‘DEVLETİ VE İKTİDARI SAMİMİ DAVRANMAYA DAEVET EDİYORUZ’

"Bu nedenlerle DTK olarak öncellikle devletin ve iktidarın Kürt sorunun müzakereyle barışçıl çözüm için samimi davranmaya davet ediyoruz" çağrısında bulunulan bildirgede, "Müzakerelerin başlaması için öncellikle sayın Abdullah Öcalan'ın koşullarının buna uygun hale gelmesi ve İmralı sisteminin lağvedilmesi gereklidir" diye kaydedildi. Diyalogun, müzakereye dönüştürülmemesi durumunda Kürt halkı da kuşkulu ve temkinli olmaya devam edeceği belirtilen bildirgede, "DTK olarak diyalogun müzakereye dönüşmesi için her türlü güç ve desteği vereceğimiz gibi başta bileşenlerimiz olmak üzere Kürdistan'daki tüm ulusal ve toplumsal kesimlerinin örgütlenerek birlik içerisinde sürece karşı duyarlı-sorumlu davranmaya ve katkı sunmaya çağırıyoruz" denildi.

‘SOMUT ADIMLAR SÜRECİ HIZLANDIRIR’

Devletin de artık çözüm ile ilgili söylemlerinin sözde kalmaması için somut adımlar atması gerektiğine vurgu yapılan sonuç bildirgesinde, karşılıklı olarak atılacak somut adımların çözümü daha da hızlandıracağına inandıklarını belirtildi. Türkiye halklarının geleceği açısından önemli olan bu gelişmenin barışçıl bir sürece ve demokratik zemine evrilmesi için tüm kesimlere büyük bir görev ve sorumluluk düştüğünü dile getirilen bildirgede, "Bu açıdan böylesi süreçlerin gelişmesi, umutların büyütülmesi için yol haritası belirlenerek, açık, şeffaf bir şekilde ciddi samimi, iyi niyetli ve güven verici adımlar atılmalıdır. Sadece Kürtler tarafından adımlar atılmasını beklemek, pratikleşme yerine söylem düzeyinde kalmak gerçekçi bir yaklaşım olmadığı gibi çözüm geliştirici bir yöntem de değildir. Dünyada böylesi örnekler olmadığı gibi dünyanın birçok ülkesinde de benzer sorunlar karşılıklı ve güven verici adımlarla çözülmüştür" hatırlatmasında bulunuldu.

‘ROJAVAYA DESTEK KAMPANYASINA HIZ VERİLECEK’

Rojava'da yaşanan sorunlara da değinilen bildirgede, şunlara yer verildi: "Bu parçada yaşanan süreç doğrudan tüm Kürt halkını etkilemektedir. Bu gerçekten hareketle duruma bakmak ve ulusal birlik ışığında da hareket etmek tüm Kürt kurumların sorumluluğudur. Siyasi desteğin yanında insani yardımında çok önem kazandığı açıktır. Bu noktada DTK üzerine düşen rolü mutlaka oynayacaktır. Her iki konuda yapılan çalışmalar daha da ivme kazanacaktır. Kürdi oluşumlarla başlatılan yardım kampanyasına hız verilecektir. Ayrıca Kürdistan Federal Bölgesinin takındığı tavırda Daimi meclisimizde yoğunca tartışılmıştır. Böylesi bir süreçte Federal Kürdistan bölgesinin üzerine düşen tarihi sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği açıktır. Oysa Bölge yönetimi sınırlar kapattığı gibi geçişleri olabildiğine zorlaştırmıştır. Bu tutum ulusal birlik noktasında doğru olmayan bir tutumdur. Bu noktada DTK olarak var olan girişimlerimiz sürecektir. Bir kez daha Bölge yönetimine pratikte uyguladığı ambargoya son vermeye ve Rojava sınırlarını açmaya çağırıyoruz."

‘KÜRTLER TALANCI ZİHNİYETLE YENİDEN GÖÇE ZORLANMAKTADIR’

Bir diğer önemli konunun da Kürt halkının karşı karşıya kaldığı linç girişimleri olduğu belirtilen sonuç bildirgesinde, "Geçmiş süreçlerde yerinden yurdundan zorunlu göçe tabi tutulan Kürtler bu kez ırkçı ve faşist saldırılarla, talancı zihniyetle yeniden bir göçe zorlanmaktadır. Bu tür saldırılar karşısında Kürt halkının evrensel, demokratik ve hukuki bir hakkı olan meşru savunma hakkı kaçınılmazdır. Bundan sonraki süreçlerde yaşanabilecek olumsuzlukların sorumlusu da Hükümetin cesaret verici açıklamaları, güvenlik güçlerinin çanak tutan yaklaşımları, yargının ödül verici sessizliği olacaktır" denildi.

Aralık ayı boyunca 11 il ve bir çok ilçede yapılan “Demokratik Özerklik” panellerinin halkın yoğun ilgisiyle karşılaştığı belirtilen bildirgede, "Yine Kürdistani oluşumlarla Rojava’ya yardım kampanyası başlatılmıştır. Bu kampanyaya tüm halkımızı duyarlı olmaya çağırıyoruz" denildi.

DTK Daimi Meclis toplantısında bu dönem yapılacak olan planlama ise şöyle sıralandı: "9 ilde 'Demokratik Özerklik' panellerinin devam etmesi, 26-27 Ocak günleri Diyarbakır'da Sağlık Kongresi'nin yapılması, 2-3 Şubat günleri Diyarbakır'da Alevi Konferansının yapılması, 9-10 Şubat günlerinde Yerel Yönetimler Çalıştayının yapılması dır."

ANF / 07.01.13