AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik Amerikan elçisine diyor? “Siz nasıl bir ülkenin içişleriyle ilgili ahkam kesersiniz?”
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Cumhuriyet’e ne demişti geçen yaz:
“İçişlerimize karışan herhangi bir davranışı kabul etmeyiz.”
Pozisyonlar farklı, yaklaşımlar aynı...
Türkiye, Esad’ın zulmünü Suriye’nin iç işi saymayacak, ama kendi hukuksuzluğunu kimsenin karışamayacağı iç meselesi sayacak.
Çifte standart değil mi bu?
* * *
Ne diyor Amerikan Büyükelçisi?
“Çok uzun süredir, belirsiz suçlarla hapiste tutulan milletvekilleri, askerler, profesörler var.”
Ne cevap veriyor Türkiye:
“Sen işine bak, karışma...”
Oysa aynı Büyükelçi, bir süre önce Türkiye’nin Ortadoğu’daki artan etkisini öve öve bitirememişti.
O zaman kimse “Sen bu konulara girme” dememişti.
Översen serbest, yerersen derdest...
Çifte standart değil mi bu?
* * *
“Sen önce Guantanamo’yu izah et” diyor Hüseyin Çelik...
Silivri eleştirisini, Guantanamo toplama kampı hatırlatmasıyla karşılamak...
Buradaki hukuksuzluğu, oradakiyle kıyaslamak...
Bunu yaparken Silivri’yi “toplama kampı” statüsüne sokmak...
Guantanamo’yu (“Amerika’nın iç işi” filan demeden) hatırlatırken Silivri’yi dokunulmaz saymak...
Çifte standart değil mi bu?
* * *
Bir de karşı cepheye bakalım:
Orhan Kemal Cengiz’in Radikal’de isabetle hatırlattığı gibi, aynı Büyükelçi 28 Şubat sürecinde de Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’nde görevliydi.
Asker siyasete müdahale ederken, hukuk çiğnenip hakimler karargahta hizaya çekilirken, gazeteciler işinden edilirken gıkı çıkmadı.
Daha önceki müdahalelerde olduğu gibi onayladı.
Çifte standart değil mi bu?
* * *
Sözün özü şu:
Evrensel hukuk, insan hakları, özgürlükler, artık “evin iç işi” sayılmıyor.
İnsanlık, sınırları aşıp her coğrafyada “ahkam” kesebiliyor.
Dolayısıyla Suriye’deki vahşeti eleştirmek Türkiye’nin ne kadar hakkıysa, Türkiye’deki hukuksuzluğu eleştirmek de Ricciardone’nin o kadar hakkı; dahası, büyükelçi, eleştirilerinde de haklı...
Ama önceki haksızlıklarda sustuğu için, bugünkü eleştirileri, Türkiye’nin adalet uygulamalarından çok, Suriye, Irak ve İsrail politikalarına tepki izlenimi veriyor.
Daha üç gün önce, ABD Dışişleri Sözcüsü, İsrail’in Suriye saldırısına Türkiye’nin tepkisini eleştirirken, “Tahrik edici yorumlar bizi çok rahatsız ediyor” demişti.
Bu, son üç aydaki üçüncü uyarıydı.
Anlaşılan o ki, Silivri temalı elçi polemiği, buz dağının görünen ucu...
Derinde daha kronik sorunlar var.
Ve bizim evin iç işleri, dış işlerine karışmış durumda...
Milliyet / 09.02.13