Devlet tecavüzcüleri korumaya devam ediyor!

  • Arşiv
  • |
  • Kadın Sorunu
  • |
  • Kadın-Türkiye
  • |
  • 08 Eylül 2012
  • 11:52

Gün geçmiyor ki taciz-tecavüz haberleri duymayalım. Son dönem mahkeme sonuçları utanç davalarının beraatıyla dolu. Bunların son örneği ise Sakarya’da Haziran ayında ortaya çıkan, aralarında 2 Emniyet Müdürü ve 18 yaşından küçük öğrencilerin de olduğu 34 kişinin tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki Ö.C. ile ilgili.

Davanın son duruşması Sakarya Adliyesi’nde görüldü ve 19 sanık tahliye edildi. Bu durum ise büyük tepkilere neden oldu. Konuyla ilgili açıklama yapan Ö. C’nin avukatı Harika Günay Karataş “Bazı tahliyeler bekliyordum ancak bu kadarını beklemiyordum. Vicdanımız sızlıyor. Mağdurun mağdurluğu katlanarak devam ediyor. Suça sürüklenen çocuklar tahliye oldu. İtiraz edeceğiz. Benim müvekkilim devlet korumasında ve açık cezaevi hayatı yaşıyor. Kimseyle görüşemiyor. Burada cezalandırılan tek kişi Ö. C.’dir.” dedi. Müvekkilinin kendisine ‘Serbest kalanların ayaklarına bari kırmızı halı da serselermiş’ dediğini belirtti.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden avukat Gülen Köse ise konuyla ilgili olarak şunları ifade etti: “Müdahil olma talebimiz bir sonraki celseye ertelendi ama sanıkların tahliyesi ertelenmedi. Davadaki en büyük skandal, tutuksuz sanık olan Sakarya Emniyeti’nde amir olan polisin serbest bırakılması ve bir gün sonra da yurtdışına kaçmasıdır.”

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay “Bu olayı yok sayarak üzerini örterek hiçbir çocuğumuzu koruyamayız. Mahkemenin koyduğu yayın yasağıyla sanıkları korumak amaçlanmıştır. Özellikle olaya karışan kamu görevlisi olan kişilerin korunması anlamanı geliyor.” diyerek tepkisini ortaya koydu.

Bu kararla davada tutuklu sanık kalmazken düzen yargısı, bir toplu tecavüz davasında daha tecavüzcüleri akladı. Sanıklardan birinin babası “Oğlum sporcu idi. Bugün futbol oynaması gerekirken cezaevinde. Olaya tek taraflı bakılmaması gerek. Bu kız okulda, sınıfta herkesle beraber olmuş. Bu kız mağdur oluyor, bizim çocuklar tecavüzcü oluyor. Onun anne babasının da sorumluluğu var” diye konuşarak saldırgan açıklamalarda bulundu.

Bu açıklamayı rahatça yapabiliyor çünkü Türkiye’de tecavüz suç sayılmıyor. Hatta devlet eliyle destek gördüğü için tecavüzcünün babası böyle konuşabiliyor. Zira devlet her zamanki umursamaz ve faşizan tavrını devam ettirmiştir ve suçu sosyal medyaya yüklemiştir. ‘’Dava süreci göstermiştir ki 14 yaşındaki çocuğun bu elim duruma sürüklenmesine başlangıç noktası, sosyal medya üzerinden sağladığı iletişimdir. Sosyal medya bilinçli kullanıldığında çok önemli sosyal faydalar sağlayabildiği gibi özellikle çocuklar tarafından (örnek olayda olduğu gibi) kullanıldığında istismar ve istenilmeyen durumlarla karşı karşıya kalınabilmektedir. Bu bağlamda ailelerin çocuklarının sosyal medya kullanmaları noktasında özel bir hassasiyet göstermeleri büyük önem arz etmektedir. Sonuç olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hukuki çerçevede konuyu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olması ilkesi doğrultusunda yakından ve hassasiyetle takip etmekte, gerekli girişimlerde bulunmaktadır.’’

Devletin Ö.Ç. davasındaki tutumu, tecavüz karşısındaki tavrı başka bir dizi olayla birlikte devam etmektedir. Örneklersek; Bursa’da cezaevinden bir ay önce tahliye olan Ersel Argun, otobüs duraklarında bekleyen aralarında çocukların da bulunduğu dört kadına cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. Ama iyi halden kısa bir süre içerisinde serbest bırakıldı. Adapazarı’nda lise öğrencisi kıza “cinsel istismar” soruşturmasında yakalama kararıyla aranan Sakarya Emniyet Müdürlüğü Basın ve Protokol Şube Müdürü N.S.’nin yurt dışına “kaçtığı” ileri sürüldü. Siirt’te Nisan 2010’da 2’si kız kardeş 4 kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları gerekçesiyle 10 sanığın tutuklu yargılandığı davada karar çıktı ve sonuç yine beraat.

Bu ve bunun gibi tecavüz davalarını sıralayabiliriz. Ve hemen hemen hepsinin sonucu Sakarya’da Ö.Ç, Siirt’te N.Ç ve Fethiye davaları gibi beraatla sonuçlanmıştır. Ve suçlu, mağdur olarak gösterilmiştir. Bu düzen sürdükçe taciz-tecavüz olayları devam edecek ve ne yazık ki suçlular serbest dolaşacak. İşçi ve emekçi kadınlar tacize-tecavüze, şiddete, aşağılanmaya uğramak istemiyorsa sermaye düzenine karşı mücadele etmelidir.

Z. Can