Demirtaş: Kılıçdaroğlu'nu cesur buldum – Çiğdem Toker

  • Arşiv
  • |
  • Kürt Sorunu / Azınlıklar
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 09 Ocak 2013
  • 05:36

Selahattin Demirtaş'ın BDP grubundaki mesajlarını da yorumladığımız yayından yeni çıkmıştım. Telefon çaldı. Demirtaş bir süredir kendisine ulaşan talepleri birleştirmiş, bir grup meslektaşla Meclis'te sorulanımızı yanıtlayacaktı. Sonuçta, grup toplantısında verdiği mesajları daha da açan ve ilginç ayrıntılar içeren bir sohbet çıktı ortaya. CHP'nin aldığı riskten, provokasyon ihtimaline; Norveç Büyükelçisi'yle görüşmesine kadar... 

DAHA MÜZAKERE DEĞİL Henüz her aktör usulün tamamlanması için uğraşıyor 'Ne alınacak, ne verilecek?' aşaması değil. Bunlar konuşulmuştur daha önce. Üç yıldır birbirlerini tanıyorlar.  Ama bir kez daha müzakere mantığıyla, 'pazarlık' mantığıyla tartışılmaya başlanacak. Pratik bir sahaya geçmesi başka bir şeydir.  O da müzakerelerle olur. İkinci görüşme 15-20 gün içinde mutlaka olmalı. İçinde başka unsurlar sivil toplum, eşbaşkanlar olmalı.
KCK'YLA TEMAS EDİLMELİ Önce İmralı'daki katı rejimini gevşemesi lazım, kendisinin dışarıyla temasının kolaylaşması lazım.Bana göre ikinci aşama budur. İmralı'da entelektüel bir çalışma yapılmıyor. Silah kimdeyse onlarla da görüşülmesi gerekir. O yüzden KCK da süreçte mutlaka olmalı. Başbakan da bu gerçeği gördüğü içindir ki, 'Oslo mu başka bir yer mi' diyor.
CHP'YE AÇIK OLMALI: CHP 'ben de katılmak istiyorum' derse, mekanizma kapalı olmamalı. CHP vekilleri Silivri'ye, Diyarbakır'a gidebiliyorsa, İmralı'ya da gidebilmeli. Öcalan da, ismen CHP olarak değil ama sürece katkı verecek herkesle görüşebilmeliyim demiş, bunu biliyoruz.
TV'Sİ BİLE YOK: Bir yanda yüzlerce kişiden oluşan bir ekip. Öbür tarafta, Kürt tarafı adına konuştuğunuz kişinin  televizyonu bile yok. Bu orantısız bir durum. Diğeriyle aynı olmasa bile dengelenmesi lazım. Örgütüyle temas kurabilmeli. Mesela, ben Öcalan'a özgürlük de diyebilirdim. Bu tıpkı hükümetin, silahlar bırakılsın demesi gibi bir şeydir. Onu demiyoruz, çünkü bu bir süreçtir. Bunlar hepsi aşama aşama görüşülürse daha mantıklı gerçekçi olur.
ÖCALAN İYİ MÜZAKERECİDİR Öcalan da nabız ölçmek isteyecektir. Sınırdışına çekilme için KCK ile görüşülmesi gerekir. Belki başlamıştır, bilmiyorum. Ama Öcalan şunu yapmayacaktır; daha ilk görüşmede çağrı yapıp, şu şu şu kararları almışım, şunları yapın diye ne örgüte talimat verir ne teklif sunar. Nabzı o da ölçmek isteyecektir. Görüşmeye dışarıdakiler nasıl bakıyor örgüt, halk nasıl bakıyor, hükümetin ekseni nedir görmek isteyecektir. Televizyonu yok ama yanındaki mahkumlar izliyor, ne olduğunu Öcalan'a anlatıyorlar. Kim ne söylüyor, ne istiyor biliyor.
NORVEÇ YİNE YENİDEN Norveç Büyükelçisi Benimle görüşmek istemiş, ertelemek istemedim. Sonuçta ilk Oslo görüşmelerinin evsahibiydiler. Tarafların görüşlerini dinlemek istemişlerdir. Hükümetin de tansiyonunu ölçmüş olabilirler. Tabii anlamaya çalışıyorlar ne olup bittiğini. Yeniden ev sahipliği yapmaya kapalı değiller.
KILIÇDAROĞLU ÇOK CESURDU Başbakan'ın Kılıçdaroğlu'na çıkışı iyi olmadı. Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaklaşımını çok cesur buldum. Başbakan'ın buna verdiği cevap aynı değerde değildi. CHP'siz kesinlikle olmak demiyoruz ama CHP ile birlikte daha iyi ve kolay olur.
OY KAYBETMEYİ GÖZE ALMALI: Bu sorun herkesin aynı anda hem oy oranını, hem gelecek vizyonunu hem de parti programını etkiliyor. Hükümet şöyle bir şey isteyemez: PKK'yı çözeceğim, silahları bıraktıracağım, Kürt sorununu çözeceğim, Türkleri mesut bahtiyar edeceğim. Hiçbir şekilde oyum da düşmeyecek. Bu akıl mantık işi değil. Oy kaybetmeyi göze alacak.
PABUÇ BIRAKMAYIZ DEMELİ Provokasyonu önlemenin tek yolu, tarafların 'biz provakasyonlara pabuç bırakmayız, kendi irademizle bu süreci başlattık, ancak kendi irademizle bitiririz, hiçbir provokasyon bu işi sonlandırmayacak' demesidir. Bu denirse, provokasyonları yapmak isteyenler, beyhude olacağını görüp vazgeçeceklerdir. Ama sürekli tedirginlik olursa herkes bunu kullanmak isteyecektir.

Akşam / 09.01.13