Dağda ‘İmralı süreci’ ve ‘Kandil’ - Erdal Er

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • Kürt Sorunu / Azınlıklar
  • |
  • 16 Şubat 2013
  • 10:08

AKP Kürt sorununu çözüyor mu?

Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve yandaş medyasına bakılırsa ‘evet’ çözüyor.

Peki, nasıl çözecek?

Orasını kimse bilmiyor ve muamma.

Muamma çünkü AKP hükümeti’nin şuana kadar sorunun çözümü için belirlenmiş ve kamuoyuna açıkladığı bir yol haritası yok.

Sorun da burada başlıyor.  Bilinen ve sakız gibi çiğnenen tek açıklama  ‘PKK sınır dışına çekilsin ve silah bıraksın!’

Sonra? Sonrası yok.

Bu tablo içinde Türk tarafı ‘Kandil ne yapacak?’ diye soruyor. Bir süredir Medya Savunma Alanları’nda bulunuyorum. Gözlemlerimi şöyle özetleyebilirim;

En merak edileni en başta söyleyeyim. Gerillalar geri çekilmeyecek, silah bırakılmayacak.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan dağa ulaşmış bir mektup yok.

Hewler’de ya da başka bir yerde devlet yetkilileriyle KCK yetkilileri arasında yapıldığı iddia edilen görüşmeler yalanlanıyor.  KCK yönetimi istihbarat ile değil siyasilerle görüşmeyi tercih ediyor ve muhatabın Sayın Öcalan olduğunu yineliyorlar.

Çözüme ‘evet’ tasfiyeye ‘hayır’ cümlesinin altını çiziyorlar. Erdoğan’a güven olmadığı gibi, beklenti de yok. Erdoğan’ın kullandığı nefret dili, tehdit, şantaj ve yaptığı hakaretler çözümü sadece zorlaştırmıyor, neredeyse imkansız hale getiriyor. Oysa çözüme giden yolda öncelikli atılması gereken adımlar var.

Bir, Erdoğan parlamentoda basın toplantısı düzenleyip, Kürtlere karşı yürüttüğü savaşı durdurduğunu açıklamalı.

İki, Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK), dolayısıyla silahlı mücadelenin varlık nedeni olan Kürt inkarına son verdiklerini, Kürtlerin ulusal ve demokratik haklarının kabul edildiğini; Kürtlerin bütün haklarının anayasal ve hukuki olarak güvence altına alınacağını açıklamalı.

Üç, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan başta olmak üzere, rehin tutulan on binlerce Kürt siyasetçi serbest bırakılmalı.

Dört, kısa-orta ve uzun vadede izlenecek yol takvime bağlanmalı ve demokrasi programı açıklanmalı.

Görünen şu; AKP bunların hiç birine ‘evet’ demiyor. 

Peki, bunlara evet demeyen Erdoğan neye evet diyor?

Erdoğan’ın çözüm dediği ‘PKK sınır dışına çekilsin ve silah bıraksın’, sorun çözülecek. Bunun karşılığında lütufta bulunup 1999 yılında olduğu gibi operasyon yaptırmayacakmış! Erdoğan’ın ‘çekilsinler’ dediği yerler en son kendisinin talimatıyla 9-10 Şubat tarihleri arasında savaş uçakları tarafından bombalandı ve biz gazeteci olarak bombardımanlara tanık olduk. Peki, sormazlar mı insana; bombaladığın yerlere gerilla neden, hangi amaçla çekilsin? Kürt sorununu mu çözmek istiyorsun, yoksa toplu katliam ayinleri mi düzenlemek istiyorsun? Ya da ‘Sri Lanka modeli’ denilen katliam modelini uygulaman için mi çekilmelerini istiyorsun? Çözüme giden yolda çözümsüzlüğün kanlı Berlin Duvarı’nı bizzat Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ‘askeri operasyonlar “devam edecek’ diyerek kendi elleriyle örüyor. Kendi siyasi geleceği, hırsı için Türkiye ve Kürdistan’ı felakete sürüklediği artık bir sır değil. Dolayısıyla Erdoğan Kürt sorununu değil, PKK’yi çözmek istiyor. PKK, şunun farkında; AKP önünde üç yol var. Çözüm, tasfiye, oyalama. AKP çözümün yakınında değil, niyeti de yok. PKK’ye karşı iki aşamalı bir plan uyguluyor; mümkünse PKK’yi ezmek, değilse oyalayarak zaman kazanmak. Zaman kazanmak Erdoğan için hayati öneme sahip ve altın değerinde. Zira önünde iki önemli seçim ve masada bekleyen anayasa var. Dolayısıyla her iki seçimin sonucu, istediği bir anayasanın yapılması, başkanlık sistemi ve siyasi geleceği PKK’ye karşı sürdürdüğü savaşın sonucuna bağlı. Çankaya yolunda tek engel PKK kaldı. Bundan dolayı Erdoğan önce PKK’yi tasfiye etmek istedi bunu başaramayınca yeniden Kürt sorununu çözüyor gibi yapıp zaman kazanmak istiyor. Böylece PKK engelini aşarak Çankaya’ya sorunsuz çıkacağının hayalini kuruyor. Ancak PKK’nin Erdoğan’ın bu planını gördüğünü, ‘hodri meydan’ dediğini rahatlıkla söylemek mümkün. Erdoğan bu kafayla sorunu çözmenin zeminini değil kendi siyasi sonunu hazırlıyor. Zira ‘askeri operasyon devam edecek’ demesi bir çözüm politikasının olmadığının somut kanıtı. PKK’nin de bu reste boyun eğmesi düşünülemez. Hatırlatmaya gerek var mı bilmiyorum ama yaşanmışlıklar öğreticidir. KCK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan bir yıl önce bu zamanlar ‘bize karşı operasyon yapacaklarını söylüyorlar. Ya biz de operasyon yaparsak ne olur’ diye karşı soru sormuştu.  Ardından Halk Savunma Güçleri (HPG) Devrimci Halk Operasyonu başlatmıştı ve gerilla geniş bir alanı kontrolüne almıştı. Bu yıl da geçen yılı aşan bir operasyon olursa Erdoğan ne yapar? O zaman bırakın Çankaya’ya çıkmasını, hayalini bile kuramaz. O da selefleri gibi Ankara’daki siyasi mezarlıkta yerini alır. PKK de yoluna devam eder. Gidişatın yönü şimdilik çözümü değil, büyük bir savaşı gösteriyor.

ANF / 16.02.13