Cumartesi Anneleri: Tüm sorumlular yargılansın!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Eylem/etkinlik
  • |
  • 07 Nisan 2012
  • 13:20

(07.04.12) – Cumartesi Anneleri, kayıpları için yine Galatasaray Lisesi önünde biraraya geldi. Kayıp yakınlarının akıbetini soran ve sorumluların yargılanmasını isteyen anneler, 12 Eylül davasına dikkat çekerek, sadece iki generalin yargılanmasını yetersiz bulduklarını, tüm sorumluların yargılanması gerektiğini dile getirdiler.

Galatasaray Meydanı'nda oturma eylemi yapan aileler, bu hafta 1 Nisan 1996 tarihinde kaybedilen Talat Türkoğlu'nun dosyasını açıkladılar.

Eylemde, Talat Türkoğlu'nun kaybediliş öyküsü şöyle aktarıldı: "İstanbul'dan Edirne'de oturan annesini ziyarete gider. Yolda telefonla alilesine sürekli siviller tarafından takip edildiğini söyler. Ziyaret sonrası İstanbul'a dönmek için yola çıkar ve bir daha kendisinden haber alınamaz. Resmi kurumlara yapılan tüm başvurularda gözaltında olmadığı cevabı verilir. 10 Eylül 1997 tarihinde JİTEM mensubu itirafçı Kasım Açık, Gebze hapishanesinde el yazısı ile yazdığı itirafta Tala'ın kendisi gibi JİTEM mensubu olan Murat Demir ve Murat İpek tarafından öldürüldüğünü ve verilen görev üzerine, cesedinin Meriç nehrine attıklarını krokileriyle açıklar."

Bu hafta ilk konuşmayı Cemil Kırbayır'ın yakını Mikail Kırbayır yaptı. Kırbayır, bu coğrafyanın anaların mücadeleci olduğuna değinerek, göstermelik 12 Eylül davasını yeterli bulmadıklarını, o dönem kamuda görevli müdür, işkence yoktur diyen doktor, mağdurların haklarını savunmayan avukatların, Valilerin, bakanların, savcıların yargılanması gerektiğine işaret etti.

Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de, 2 darbecinin yargılanması ile bu davanın bitmeyeceğini vurguladı. 12 Eylül'de görev yapan darbecilerin şu an bakan, vali olduğunun altını çizen Yedigöl, vicdanların rahat olabilmesi için, Mehmet Ağar, Nevzat Ayaz gibi bütün sorumluların yargılanması gerektiğini dile getirdi. Kayıpların mezarını bulana kadar da göz yaşlarının kurumayacağını söyledi.

Türkoğlu'nun yakını Müsibe Türkoğlu, annesinin ölürken gözleri oğluna ait bir şey bulunana kadar açık olacağını söyleyerek, “Sorumluların yargılanması için 90 yaşına gelmeleri mi beklenecek?” dedi.

Talat Türkoğlu'nun avukatı Gülizar Tuncer bir konuşma yaparak, dava süreçlerinde yaşananları aktararak, Talat'ın devrimci kimliğinden dolayı katledildiğini ve “Dava kapansada bizim için dava bitmedi hesap soracağız” ifadelerini dile getirdi.

Kayıp yakınları adına basın açıklamasını sanatçı Nur Sürer okudu. Açıklamada 12 Eylül davasının “insanlığa karşı suç” kapsamında değilde “anayasayı ihlal ve darbe yapmaktan” açılarak yanlızca Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yargılanacağı bir davaya indirgendiği dile getirildi. Başbakanın “12 Eylül'ü yargılayamazsınız diyordunuz bakın nasıl yargılıyoruz” sözünü hatırlatarak şunları söyledi; “Siyasetçiler, akademisyenler, öğrenciler, sendikacılar, gazeteciler, çocuklarla dolu hapishaneleriniz. Çocuklarımız F tipi hapishanelerinizde çürümeye terk ediliyor, ilköğretim çağındaki yavrularımıza hapishanelerde tecavüz ediliyor. Yayın politikasını beğenmediğiniz gazeteyi kapatıyor, sizi eleştiren gazetecileri işsiz bırakıyorsunuz. Toplantı ve gösteri hakkını gazla copla bastırıyorsunuz. Savaş uçaklarınızla katledilen evlatlarımız için adalet talebimize “Devletin güvenliği açıbından ifşa edilmemesi gereken” damgalı cevaplar veriyorsunuz. Sizin gibi düşünmeyenleri tasfiye edilmesi gereken düşmanlar olarak görüyorsunuz. Zulüm politikalarınıza itiraz eden herkes, terörist sayılarak ağır hapis cezalarına çarptırılma tehlikesi ile karşı karşıya. 12 Eylül'le hesaplaştığınıza inanmamızı mı bekliyorsunuz."

Açıklamanın ardından gelecek hafta gerçekleştirilecek eylemin çağrısı yapılarak program bitirildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul