CHP’li belediyede taşeron köleliği

  • Arşiv
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 22 Aralık 2012
  • 11:35

Ben bir süre öncesine kadar Altaş Temizlik adlı taşeron firmada çalışıyordum. Çanakkale Belediyesi’nin temizlik işlerini yürüten Altaş Temizlik’te yaklaşık 150 işçi çalışıyor.

Çanakkale Belediyesi’nde taşeronluk sistemi 2004 yılında başladı. Taşeronun gelişiyle herkes çok iyi şeyler olacak sanıyordu. İstihdam sorunun çözüldüğünü düşünenler, Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ı tebrik yağmuruna tutuyorlardı. Fakat güvencesiz ve ucuz işgücü olarak çalışacaklarını hiç bilmiyor, düşünmüyorlardı. 

Henüz ilk günlerde başlamıştı taşeronluğun zararları kendini göstermeye. İşe girdik diye sevinen işçiler, belediyede tanıdıkları var diye amir olan, ciğeri beş para etmez insanların işten atma tehditleriyle yüz yüze kalmışlardı bile. Ama buna karşın kimse kılını bile kıpırdatamıyordu. İşçileri korkutmak için birkaç kişi işten çıkarıldı. İşçilere “sesinizi çıkarırsanız işten kovulursunuz” mesajı verilmeye çalışılıyordu.

Sadece bir sorun değil, sorunlar yığını vardı. 2008-2009 yılları arasında 3 ay ve 2 ay ayrı ayrı olmak üzere maaşlar geç yatırıldı. Düşük maaşları ya da tek gelirleri olan işçiler mağdur edildi. Ev kiralarını, elektrik ve su faturalarını ödeyemediler. Çoğu işçinin evine haciz geldi. Zaten açlık sınırında yaşayan bu insanları, ölümle yüz yüze getirdiler. İşçiler sokağa bile çıkamayacak hale geldi. Çünkü işçiler onurlu oldukları kadar gururlu da olan insanlardır. Bir işçi borçlandığı kişiye borcunu ödeyemezse huzursuz olur. Taşeron işçileri bu zorlukları yaşarken, belediyenin kadrolu memurlarının ve işçilerinin maaşları düzenli bir şekilde yatıyordu.

Biz işçiler tuvalete giderken bile amirlerden izin istemek zorundaydık. Ne kadar komik öyle değil mi? Temizlik arabasını bırakıp tuvalete gitmişti bir keresinde bir işçi izin almadan. Arabasının yanına gelince amirin oraya geldiğini gördü. Ne yapıp ettiyse tuvaletten geldiğini amirine inandıramadı. Bu nasıl bir rezalettir? İşçiler en insani ihtiyaçlarını karşılamak için bile amirlerinden izin istemek zorundalar. İzin verilmediyse tuvalete de gidemezsiniz…

Bu kadar rezaletten sonra Belediye Başkanı işçilerin şantiyesine kadar gidip, sözde özür diliyor, diyor ki: “Sizlere maaşınızı ödeyemedik. Hakkınızı helal edin.” Ama üstü kapalı tehdit etmeyi de unutmuyor; seçimler yaklaşıyor oyunuzu bize vermezseniz işten atılırsınız anlamına gelen nutuklar atıp gidiyor. Şimdi soruyorum size siz nasıl solcusunuz? Sizin bu işçilerin karşısına geçip tüm bunları söylemeye, işçileri tehdit ve taciz etmeye ne hakkınız var?

Geçen ay da işçiler maaşlarını tam 13 gün gecikmeli olarak almışlar. İşçilerle oyun oynamaya ne hakları var? Seçim zamanı gidip yine mi özür dileyecekler? Buna tükürdüğünü yalamak denir.

İşte “sosyal demokratlık” budur. Bir hayli dile getirilen, o sözde “emekten yana olanların” dillerinden düşüremediği “sosyal demokratlık” budur. Azılı emek düşmanlarından tek farkları, işçileri sömürürken onların kulağına güzel sözler fısıldamalarıdır.

Cumhuriyet tarihinden bu yana birçok hükümet gelip geçti. Hepsi de kapitalizme en iyi hizmeti sunmak için vardı. Çünkü bu partilerin hepsi düzen partileridir. Amaçları daima burjuvaziye hizmet edip, alınteriyle emeğinin hakkını arayan işçi sınıfını ezmeye çalışmaktır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin de bir düzen partisi olduğu apaçık görülmektedir. Hiçbir iddia bunun aksini kanıtlayamaz.

Çoğu CHP belediyelerinde taşeronluk sistemi uygulanmaktadır. Maltepe Belediyesi taşeron işçileri, “Taşeron işçisi köle değildir!”, sloganlarıyla kendisini protesto ettiklerinde, “Taşeron işçisi köle değildir yanlış slogan. Taşeronluk köleliktir zaten” ifadelerini kullanan; “Taşeronlaşmaya ilk karşı çıkan, sendikanın hak olduğunu savunan ilk parti kimdi?” diyen Kılıçdaroğlu değil miydi? Madem CHP Genel Başkanı bunu biliyor, neden belediyelerinde taşeronluk sistemi yoğun biçimde sürmekte? Bu ikiyüzlülük değil de nedir?

Biz sosyalistler olduğu sürece siz, işçi sınıfını kandıramayacak ve onların haklarını yiyemeyeceksiniz. Artık yeter! Bu bozuk düzene bir son vermenin zamanı geldi. Bundan sonra maaşlarını geç alıp borçlarını ödeyemeyen işçinin uykuları değil, sizlerin uykusu kaçacak. Çünkü biz sosyalist ideolojiyi kavramaya çalışan ve hakkını arayan işçiler, söylediğiniz yalanları bu insanların gözü önünde teşhir etmekten hiç ama hiç korkmayacağız. Hak arama mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz.

Çanakkale’den eski bir Altaş işçisi