ÇHD İstanbul Şube yöneticisi Av. Gülvin Aydın ile devlet terörünü konuştuk...

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 24 Ocak 2013
  • 12:11

“ÇHD bildiği yolda ilerlemeye devam edecektir!”

- Son günlerde gerçekleşen polis saldırısında özellikle derneğiniz ve ÇHD üyesi avukatlar hedef alındı. Yaşanan bu saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Derneğinizin neden hedef alındığını düşünüyorsunuz?

- Derneğimize yönelik saldırıyı esasen işçilere, emekçilere, öğrencilere, devrimcilere ve diğer toplumsal muhalefete yönelik herhangi bir saldırıdan ayırmak mümkün değil. Çünkü ÇHD, çokça söylendiği gibi hem bu kesimlerin gerektiği zaman savunmanı olmuş hem de bu kesimlerle çeşitli platformlarda ortak çalışmalar yapmış bir dernektir.

Gerçekten de takip edilen Bayrampaşa davası, Engin Ceber davası, yargısız infaz dosyaları, işkence davaları gibi toplu dava dosyaları, işçi direnişleri, işçi davaları, öğrenci davalarında çok açıkça tutum almıştır. ÇHD’nin bu tutumu tüzüğünden kaynaklanmaktadır. Biz, ÇHD’nin bu tutumunun operasyona neden olduğunu, egemenleri rahatsız ettiğini düşünüyoruz.

- Siz de bu operasyon sürecinde önce gözaltına alındınız ancak sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldınız. Öncelikle gözaltı sürecinde yaşadıklarınızı anlatır mısınız?

- Öncelikle operasyonun tamamen hukuka aykırı kararlarla yürütüldüğünü belirtmek gerekir. Arama, yakalama ve gözaltına alma kararları ile tükürük, kan ve kıl örneği alınması, parmak izi alınması kararları tamamen hukuka aykırı olarak verilmiştir. Bizlerin avukat olduğu, hemen her gün adliyelerde duruşmalara girdiğimiz gözetildiğinde emniyet müdürlüğünde tutulmamız, üstelik de avukatların yasa gereği emniyette ifade vermiyor oluşları birlikte değerlendirildiğinde, kesin olarak eziyet etme amaçlıdır.

Emniyette tutulduğumuz süreçte soruşturmayla hiçbir ilgisi olmadığı halde zorla tükürük örneği alınması, parmak izimiz olduğu halde zorla parmak izi alınması bize göre işkencedir. Yine gözaltında iken en insani taleplerimizin karşılanmamış olması, su ve şeker gibi yaşamsal ihtiyaçlarımızın karşılanmamış olması yine yasak sorgu yöntemleri arasında değerlendirilebilir.

- Polis sizin için “düşman ajanı” gibi ilginç bir iddiada bulundu. Bu konuda savcılıkta/mahkemede sorulan bir soru var mı, genel olarak ne gibi suçlamalarla karşılaştınız?

- Savcılıkta bana bununla ilgili herhangi bir soru yöneltilmedi. Yine bildiğim kadarıyla diğer avukat arkadaşlarıma da bununla ilgili hiçbir soru yöneltilmedi. Ancak buna rağmen basına bu şekilde bilgiler verilmesi her zamanki karalama ve yıpratma, böylece bizi kitlelerin gözünde küçültme kampanyasının bir aşamasıdır. Bana göre bunun gibi karalama girişimlerinin devamı gelebilir. Bu durumda da şaşırmamak gerektiğini düşünüyorum.

- Son olarak ekleyeceğiniz bir şey var mı?

- Baskı ve yıldırma politikalarının, hiçbir zaman işe yaramadığı tarihe bakan herkes tarafından açıkça görülebilir. ÇHD daha da büyümüş ve genişlemiş olarak bildiği yolda ilerlemeye devam edecektir.