2012’ye ait veriler birbirinin peşi sıra tamamlanıyor. Geçen hafta cari işlemler açığının 2012 yılında 48.8 milyar dolara gerilediğini öğrendik. 2011’de cari işlemler açığı 77 milyar dolara ulaşmış idi. Dolayısıyla 2012’de cari dengede, 2011’e görece 30 milyar dolara yakın bir iyileşme sağlanmış olduğunu gözlüyoruz.
Söz konusu “iyileşme” ekonomide bir sorunun daha geride kaldığı şeklinde yorumlanabilir mi?
“Cari işlemler dengesi” kavramının ulusal ekonominin bütünüyle olan etkileşimini bir arada değerlendirirsek bu soruya olumlu yanıt vermenin mümkün olmadığını görürüz. Zira cari denge kavramı tek başına bir anlam taşımayan, ancak ulusal ekonominin makroekonomik genel dengesi çerçevesinde yorumlanabilen bir gösterge. Bu haliyle de biraz “mistik” öğeler barındırmakta. Bu “mistisizm” konuya yabancı olan okurlar için çok kolaycı (medyatik) yorumların cazibesine kapılma tehlikesi içeriyor.
Cari işlemler açığının (ya da kaba bir genellemeyle dış açığın) ulusal ekonomiye olan en büyük tahribatı finanse ediliş biçiminde gizlidir. Cari açığın kendi başına büyüklüğü değil, finanse ediliş biçimindeki sağlıksızlık reel üretim sektörlerinde istikrarsızlık ve belirsizlik olarak yansımaktadır. Cari açığın aşırı oynak ve aşırı akışkan sıcak para girişleriyle finanse edilmesinin sonuçları, ulusal ekonominin reel üretim sektörlerinde istikrarsızlık ve istihdam kayıpları olarak yaşanmakta. Türkiye ekonomisinde özellikle sanayi sektörleri bu sürecin en yakın tanıkları olarak görülüyor. Aşağıda TÜİK’in resmi verilerine dayanarak derlediğimiz sanayi üretim endeksleri bu savı açıklıkla gözler önüne sermekte.
Kaynak: TÜİK Sanayi İstatistikleri
Şekilde sanayi üretiminin yılın ikinci yarısında inişli-çıkışlı sert dalgalanmalar yaşandığını ve sanayide reel üretimin aşırı oynaklık ve belirsizlik ortamı nedeniyle sektörün istihdam yaratmakta da zorlandığını gözleyebiliyoruz. Nitekim, sanayi sektörü 2012’nin son ayını yüzde 3.7’lik bir reel daralmayla tamamlamış durumda. Sanayi sektörünün ithalat bağımlılığı, cari işlemler açığının finanse ediliş biçimlerindeki sorunları sektöre birebir taşımakta olduğunu vurguluyor.
Peki, 2012 yılında cari işlemler açığının finansman biçimlerindeki temel unsurlar nelerdi? Aşağıdaki tablo bu konuyu özetlemekte.
2012’nin 48.8 milyar dolara ulaşan cari işlemler açığının yüzde 91’i portföy yatırımları net girişleri ve net hata ve noksan diye anılan kayıt dışı sermaye girişleri ile finanse edilmiş olduğu TC Merkez Bankası verilerinden okunabiliyor. 2010 ve 2011’de ise söz konusu kalemlerin cari işlemler açığına oranının yüzde 40 civarında olduğunu gözlüyoruz.Portföy yatırımlarına ve kayıt dışı sermaye akımlarına dayalı sıcak para hareketleri, günlük faiz-borsa-döviz spekülasyonuna en duyarlı ve en oynak sermaye biçimlerini sergilemektedir. Spekülatif unsurlara dayalı bu tür sıcak para akımlarının yarattığı sermaye finansmanı, ulusal ekonominin reel sektörlerinde istikrarsızlığın ve belirsizliğin ana nedenlerini oluşturmaktadır.Cari açıkta gözlenen gerilemeye sadece rakamlar düzeyinde bakarak sorunun ulusal ekonomide yaratmakta olduğu tahribatı algılama olası değildir. Cari işlemler açığının ana kaynaklarında yatan yapısal nitelikli sorunları çözebilmek ise tek başına mikro reformlar ile aşılabilecek konular hiç değildir.
Cumhuriyet / 20.02.13