Yusuf Demir genç ve idealist bir öğretmen. Bir süre Tunceli’de çalışıyor. Eşi İstanbul’da. Atama istiyor, üç yıl önce tayini Avcılar Firuzköy Cumhuriyet İlköğretim Okulu’na çıkıyor.
Birinci sınıflardan başlıyor. Her öğrenciyle tek tek uğraşıyor. Yavaş gelişen çocukların velilerini çağırıyor. Özel olarak ilgileniyor. Gamze bu çocuklardan biri. Hayata engelli olarak başlıyor. Okulda özel ilgiye ihtiyacı var. Bakarsan bağ olacak.
Yusuf öğretmen bakıyor. Konuşmayı geç öğrenen Gamzecik’e okumayı-yazmayı öğretiyor. Onu hayata bağlıyor. Diğer öğrencileri gibi Gamze’yi üçüncü sınıfa getiriyor. Sonra birden ortadan kayboluyor. Gamze travmatize. Okula gitmek istemiyor. Öğretmeni yok oluyor.
Yusuf Demir mutlu biri. Eşi Sevgi’nin gözlerinin içi gülüyor. Onların da iki hafta içinde Gamze gibi güzel bir kızları olacak. 16 Ekim sabahı Yusuf, Sevgi’ye kahvaltı hazırlıyor. Taze ekmek yok. Sevgi sever. Bakkala gidiyor.
Dönerken üzerine 10 polis atlıyor. Darbeler, üzerine çevrilmiş uzun namlular. Yusuf öğretmen Eğitim-Sen’li solcu bir eğitimci. 4+4+4 tasarısına muhalefet etmiş.
Dosyasında bazı cep telefonu dinlemeleri var:
-N’aber.
-İyi abi.
-Nerdesin?
-Eylemde.
Bir arsaya götürülüyor. Elindeki ekmeğe sıkı sıkı sarılmış. Bir yanlışlık yapıldığından emin. İki saat bir arsada bekletiyorlar. Sonra arama izni ayarlanıyor. Eve baskın. Yine uzun namlulu tüfekler. Sevgi ekmek beklerken terörle mücadele buluyor.
Evden yalnızca kitap ve kahvaltı masası çıkıyor. Sevgi Hanım gece sancılanıyor. Üç gün sonra Yusuf öğretmen bombacılıktan tutuklanıyor. Aynı gün Sevgi Hanım ‘Nora’yı doğuruyor. Yusuf Bey Kürt. Güzel kızına seçtiği isim Ermenice ‘ışık’ demek.
Sabah ve İhlas Haber daha tutuklanma olmadan ‘Bombacı Öğretmen Tutuklandı’ diye diziliyor. Dün Fazıl Say için “Otistik olabilir” diye internet manşeti atan Star da malum...
Yusuf öğretmenin okuldan arkadaşları, öğrencileri, sendikası veryansın ediyor. Muhalif kimliği nedeniyle gözaltına alınan Yusuf Demir’i geri istiyorlar. Okumayı öğrettiği Gamze Saraç’ın annesi gibi birçok veli durumu protesto ediyor. Cemile Saraç, Gamze’yi okula artık eskisi kadar rahat bırakamadığını, Gamze’nin depresyonda olduğunu anlatıyor mektubunda.
Okumayı öğrettiği sevgili öğrencisi Gamze, ilk mektubunu hocasına, cezaevine yazıyor. “Canım Öğretmenim” diye başlayan mektubu “İlk mektubumu size yazdım. Öğretmenim, biliyorum bir gün geleceksin. Ben yürümeyi, koşmayı, arkadaşlarımla oynamayı ne kadar istiyorsam sizin de gelmenizi o kadar istiyorum... Ve seni çok seviyorum. Çünkü sen bana yürüyemediğimi hissettirmedin, ben senin ve arkadaşlarımın yanında çok mutlu oldum” diye bitiyor.
26 Şubat 10.30’da Çağlayan Adliyesi’nde Yusuf öğretmenin ilk duruşması olacak. 4 ay sonra belki, adalet varsa, serbest olacak. Cezaevindeyken doğan kızına ilk kez özgürce sarılacak. Gamze’nin elini tekrar tutacak. Bu anı görme ihtimali dahi orada olmak için yeter. Ben gideceğim. Bir kere daha masumları ‘adalet’ sisteminden korumak için...
Radikal / 19.02.13