Bir sınıfın başka bir sınıf üzerindeki tahakkümü - Umur Talu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 13 Ocak 2013
  • 12:33

Ana fikir budur:

Madende 8 işçinin daha öldüğü gün…

Kömür İşletmesi ilan ediyor:

Bundan kelli, ücretinde icra takibi olan borçlu işçi, bir yılda borcunu ödeyemezse, işten atılacak.

Çünkü kafası borca takılı kalıyor; dikkat dağılıyor; kaza oluyor!

***

Kapital filan okumak şart değil.

Onca zaman aynı dersi darbeciler de cumhuriyetçi, liberal, merkez vesair hocalar da vermişti; “muhafaza-kâr” devir de böyle güzel ölümleri güzel güzel anlatıyor.

Sanmayın ki bir işletmenin tesadüfi halt etmesi. Bu bir sınıf siyaseti!

Bakın; bu iş kazalarını, kaza işlerini önlemekle, cinayetleri, katliamları durdurmakla sorumlu kurumun başında beş yıldır Kasımbey bulunuyor!

(Müjde: Başbakan’ın protestocular için, “böylelerini yetiştiriyorsa” diye kızdığı ODTÜ’den o da!)

Yerde yatan onca işçinin üstünden yürüyerek adeta, şu sözlerle tarihe geçmişti. Hem de göreve yeni başladığında:

“Tersane işçisi köylü. Toprağa basmaya alışmış. Yükseğe çıkınca düşüyor, ölüyor.”

Birçoğu yılların kaynak, elektrik ustası işçiler de öldüğü sırada hem.

Beş yılda beş bin işçi daha “kaza”yla can verdiği halde, onun iş güvenliği yerinde olduğuna göre, bu esasında yaygın bir ahlak, pişkin bir politika, şişkin bir kapital ideolojisi!

***

Ordudan da “ahlak” gerekçesiyle filan atılıyor onca asker.

İşte Nazlı Üsteğmen öyle atıldı, intihara sürüklendi ama dosya kapatıldı; kimse onu intihara sürüklememiştir, diye.

İki ayda öyle böyle 150 subay, astsubay atıldı. Önemli bir gerekçe de, “borç, haciz, icra”.

Geçinemeyen insanlar, hele bir de asker, madenci gibi ölüm kıyısında dolaştırılanlar, bir de o yüzden infaz ediliyor!

İktidar ve milletvekilleri de, demokrasi bu ya güya, kastların astları daha da ezmesi, haysiyeti ve hayatıyla oynaması için yargısız ceza ve infaz kanunu çıkarıyor.

***

Bunu medya nasıl sorgulayacak peki?

“Etik ilkeler” ilan edenler de, önemli hata ve yanlışlarda sadece muhabiri sorumlu ilan eden, onun ipini çekmeye hazır kurallar koymuşken.

Kömür şirketinden, iş güvenliği müdüründen, alay komutanından çok mu farklı!

“Sermayenin militerleşmesi” dediğim biraz bu.

Eğer kast-ast sistemini biliyorsanız; zaten çoktan bunu da biliyorsunuzdur.

Sermaye, işyeri, itaat-biat kültürü, gündelik hayat ve onları çerçeveleyen hukuk, yargı militerleşmişse, istediğiniz kadar askeri vesayetten kurtulduğunuzu sanın, bizatihi gündelik hayatı anti-demokratik, militer ruhlu vesayete esir etmişsiniz demektir.

Madenden tersaneye, medyadan dershaneye, kışladan Şarkışla’ya kadar öyle!

Ayıptır, insafsızlıktır, günahtır.

Kendine demokrasi, kendine hukuk, kendine cumhuriyet, kendine zam, kendine nizam!

Bir sınıfın başka bir sınıf üzerindeki tahakkümü esas budur!

Not:  O beş yıl önceki vakitten bir “İş Güvenliği” yazısı…   http://arsiv.sabah.com.tr/2008/05/11/haber,38C54C04B30D4026940098B0E47C1124.html

Hiç mi olmadı!

Kimi tartışma tek göz, tek pencere.

Hiç de basit olmayan bir tarihin basit soruları şöyle:

1. PKK’da hiç mi iç infaz olmadı?

2. Devlet, derin devlet, devlet birimleri; hiç mi infaz yapmadı?

3. Provokasyon, bir sürece darbe, tarihin seyrine manipülasyon, önemli isimleri öldürerek rejim, balans ayarı, darbe hazırlığı hiç mi olmadı?

Ve elbette… 4. Yabancı servisler, ABD, Fransa, Almanya, İngiltere, İran, Suriye, Irak, İsrail böyle işler hiç mi yapmadı?

Birine Hayır diyebiliyorsanız…

Hayırlı fikirler o zaman!

***

Yok, diyemiyorsanız; o vakit aklınızda barış, kalbinizde bir umut, hakikate hakiki hakkaniyet mevcuttur.

Darbe davalarının nice insanın hayatı ve haysiyetinden de çalan ciddi önyargıları ve hukuk kusurları, kusursuz nice darbe olduğu gerçeğini, başka darbelerin ihtimalini siler mi?

Şimdi “Arınç Suikastı- MİT Raporu”.

Ciddi olmama ihtimali, ciddi olma ihtimalinden daha mı yüksek bu memlekette?

Yani tarih boyunca hiç mi olmadı böyle işler?

6-7 Eylül, Maraş, Çorum, Beyazıt, 1 Mayıs, 33 er… Hala yere uzanmış yatan onca insan.

12 Eylül öncesi… Bugünün öncesi… Dedenizden sonrası… Sizden öncesi.

Linçle yakılan Tan, kundaklanan Özgür Gündem, bombalanan Cumhuriyet, bombalanan Akit.

Hiç mi yani, hiç mi olmadı!

Haber Türk / 13.01.13