Berlusconi’nin dönüşü - Nilgün Cerrahoğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 17 Ocak 2013
  • 05:30

Dünyanın en dehşetengiz despotlarından biri olan Korkunç İvan da meğerse vaktiyle çağının “güçler ayrılığına” karşı savaş açmış…

Bir İtalyan dostum kütüphanesindeki raflardan birinden, Bizans tarihi ile ilgili bir kitap indiriyor, aradığı sayfayı bulup hemen bana gösteriyor:

“Konstantinapol’un düşmesi gibi akıl almaz bir olay nasıl gerçekleşebildi? Bu, hâlâ sorulan bir soru” diyor kısaca işaretli olan sayfa:

“Korkunç İvan’ın bu soruya net bir yanıtı vardı. Ona göre

Konstantinapol, dini sebeplerden değil, siyasi sebeplerle düşmüştü. Korkunç İvan’a göre Bizans imparatorları, valiler ve senatoya aşırı kulak asarak yönlerini yitirmişti. Korkunç İvan, her kafadan ses çıkmasına sebep olan ve çöküş getiren bu felaket yönetimi modelinin (Rusya’da) önüne geçilmesi gerektiğini söylüyordu.” (Siegmund Ginzberg, “Jüstinyen Bizans’ında Stadyum Kavgaları/Risse da stadio nella Bizanzio di Giustiniano”)

Korkunç İvan refleksi

“Berlusconi’nin Korkunç İvan’la ilgisi ne” diye sorduğumda dostum yanıtı yapıştırıyor:

“Berlusconi de beş asır öncesinde Rus despotun yaptığı gibi şimdi güçler ayrılığına savaş açıyor!”

Önümüzdeki ay sandık başına gidecek İtalya’da, eski Başbakan Berlusconi’nin şapkasından çıkardığı son tavşan bu: “Güçler ayrılığını” hedefe oturtmak ve Başbakanlık yetkilerini artırmak için oy istemek!

Gönlünde yatan gerçek arslan başkanlık sistemi olsa da parlamenter demokrasi ile yönetilen İtalya’da, milyarder politikacı henüz bu ölçekte köklü bir rejim değişikliğini ağzına almaya cesaret edemiyor ve şimdilik sadece başbakanlık yetkilerinin artırılmasını talep etmekle yetiniyor.

Bu “güçler ayrılığı tartışması” Çizme’de durduk yerde nereden çıktı derseniz…

Yerle bir olmuş prestiji, yıpranmış adına rağmen, siyaset arenasına sürpriz bir hamleyle geri dönen Berlusconi’ye en sık sorulan soru bir süredir hep şu:

“Vaat ettiğiniz konuları niçin iktidarda bulunduğunuz on yılı aşkın sürede halletmediniz?”

Bu ısrarlı soruya Berlusconi de şimdi birdenbire piyasaya soktuğu şu yakınmayla yanıt veriyor:

“İtalya’da başbakanın eli kolu bağlı. Kabine değişikliği için dahi cumhurbaşkanı onayına ihtiyaç var. Reformlar için gereken yasa değişiklikleri meclisin alt kanadında konuşulup sonra senatoya gidiyor. Bu süreçler aylar alıyor. Yasamanın sınırlamaları yanı sıra komünist yargıçlar ve yargı da bana huzur vermiyor. Başbakanlığım sırasında hakkımda yaklaşık 40 dava açıldı. Gereken icraatları yapabilmek için anayasayı değiştirmemiz şart!”

Berlusconi’nin yeni seçim kampanyasının favori konusu işte böyle bir “anayasa değişikliği” oluyor… Art arda katıldığı TV programlarında medya patronu-kurt siyaset adamı dur durak bilmeden; hükümet ve özellikle de başbakanın elini kolunu serbest bırakacak bir anayasa değişikliği istiyor.

İşin ilginç yanı İtalya’nın yaşlı “cavaliere/şövalyesi”, iktidar arayışından başka hiçbir temeli olmayan bu söylemlerle, katıldığı her TV programında oyunu artırıyor.

Fareli Köyün Kavalcısı’

Vaatlerinin gerçekte boş olduğu, hakikatleri çarpıttığı, göz kırpmadan yalan konuştuğu, verdiği sözü tutmadığı, popülizm araçlarını devreye soktuğu tecrübeyle sabit olsa da İtalya’da belli bir seçmen kitlesi rakip tanımayan bir iletişim ustası sayılan “şövalye” lakaplı politikacının hâlâ ağzının içine bakıyor.

Başbakan Monti bu sebeple Berlusconi için “Fareli Köyün Kavalcısı” teşbihini kullanıyor.

“Fareli Köyün Kavalcısı”nın göz boyamacılığının son örneği, medya patronu politikacının en acımasız düşmanlarından biri sayılan TV programcısı Michele Santoro’nun geçen haftaki yayınında yaşandı.

Genelde Berlusconi sistemine muhalefet yapmakla ünlü gazetecileri çatısı altında birleştirmekle tanınan “La 7”de program yapan Santoro, tüm siyasi liderlere birer birer davetiye uzattı.

Tüm beklentilerin aksine, Santoro’nun davetini tereddütsüz kabul eden “İtalya’nın kavalcısı”, korkmadan azılı muhalif Santoro ve “La 7” izleyicilerinin karşısına çıktığı gibi, şov tadındaki 3 saatlik gösterisinin sonunda, enkır’ı da tuş etti.

76 yaşında sayısız skandala imza atan politikacının, TV kameraları önünde pes edeceğini bekleyenler yanıldılar. Program ertesinde kamuoyu yoklamaları, bir “iletişim sihirbazı” sayılan işadamı siyasetçinin oy potansiyelinde 2.5 puanlık artış kaydetti.

Benzer şekilde yoklamalar, Berlusconi’nin potansiyel oy grafiğindeki artışın son bir ayda 10 puana vardığını gösterdi.

Seçmenlerin bugün sandığa gitmesi halinde Berlusconi ile ittifak yapan sağ partiler yüzde 26 oranında oy alacak.

Monti listesiyle seçime giren merkezin oyu yaklaşık yüzde 15; halihazırda birinci güç olan Bersani liderliğindeki sol koalisyonunun oyları da yüzde 38 civarında olacak.

Cumhuriyet/ 17.01.13