Bayrampaşa Davası'nda son durum

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • 29 Aralık 2012
  • 14:49

12 tutuklunun öldürüldüğü 'Tufan' operasyonu savcısı, 'üst rütbeli askerleri kayırmak', 'bilgi paylaşmayanlar hakkında işlem yapmamak', 'hiçbir şüphelinin doğrudan ifadesini almamak', 'operasyonu gerçekleştiren personelin isim listesini tespit etmemek'le suçlanıyor.

Bayrampaşa Cezaevi’nde gerçekleştirilen 2000 yılında yapılan ‘Tufan’ operasyonunda, 10 yıl boyunca soruşturma yürütüp yalnızca 39 ere dava açan dönemin Eyüp Savcısı Ali İhsan Demirel’e, HSYK’nın izniyle ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan dava açıldı.

HSYK müfettişlerinin soruşturma raporunda, Demirel’in özellikle üst rütbeli askerleri kayırarak soruşturma dışı bıraktığını, evrak ve bilgi paylaşmayanlar hakkında işlem yapmadığını, hiçbir şüphelinin doğrudan ifadesini almadığını, katliama dair kitap yazmış yüzbaşıyı dahi dinlemediğini, operasyonu gerçekleştiren Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’na bağlı personelin isim listesini tespit için çaba göstermediğini savundu. “Görevimi yaptım” diyen Savcı Demirel’in Bayrampaşa Cezaevi’nde uygulamaya konan ‘Tufan Planı dosyaya girdikten sonra bile harekete geçmediğini kaydeden müfettişler, “Suç işleyen kişiyi cezasız bırakma gibi bir takdir hakkı, delilleri yok sayma gibi bir lüksü bulunmayan bir savcının etkin soruşturma yürütmeyerek operasyonda görev alan ve özellikle rütbeli bazı kişileri soruşturmadan vareste tutmaya çalıştığı kanısına varılmıştır” denildi. Halen İstanbul’da cumhuriyet savcısı görevini sürdüren Demirel’in davası, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde görülecek.

Bayrampaşa Cezaevi’nde 12 tutuklunun ölümü ve 70’i aşkın tutuklunun da yaralanmasıyla biten ‘Hayata Dönüş’ operasyonuna ilişkin soruşturmayı yürüten eski Eyüp Savcısı Ali İhsan Demirel hakkında, avukatların şikayeti üzerine HSYK 3. Dairesi 30 Kasım 2011’de soruşturma izni verdi. İzin doğrultusunda HSYK müfettişinin hazırladığı raporda, şu suçlamalara yer verildi:

ÜST RÜTBELİLERİ KAYIRDI

* Soruşturmanın sürdüğü 11 yılı aşkın sürece operasyona katılan askeri personelin kimlik bilgilerinin tespiti hususunda ilgili makamlara yazılan müzekkerelere cevap vermeyen ve olumsuz cevap bildiren, istenilen bilgi ve belgeleri göndermeyen sorumlular hakkında takibat başlatmadı.

* İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nın Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği ‘Tufan’ isimli Bayrampaşa Cezaevi Planı’nı soruşturma sürecinde temin etmeyerek soruşturmanın uzamasına sebebiyet verdi.

* Bir kısım kamu görevlisini korudu. Örneğin, haklarında şikayette bulunulan kamu görevlilerinin savunma ve beyanlarına başvurmadı.

* Operasyon tutanağını imzalamaktan imtina eden ve haklarında şikayette de bulunulan İstanbul Savcısı ve cezaevi savcısının tanık olarak dahi bilgilerine başvurmadı. İmzadan itina gerekçeleri ile bilgi ve görgülerinin tespiti hususunda gayret sarf etmedi.

* Ölüm ve yaralamanın meydana geldiği C Blok’ta konuşlandırılan Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığına ait personelin kimliği ve eylemlerinin tespiti konusunda yeterli hassasiyet göstermedi. Bir kısmının ön soruşturma sırasında alınan beyanlarına itibar ederek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

* 38 askerin ön incelemedeki ifadeleri ile yetindi. Emir komuta zincirinin tespiti ve kimden hangi emri aldıklarına, ölüm ve yaralamalara kimlerin sebebiyet verdiğine dair savunmalarına başvurmadı. Jandarma komutanlıklarına müzekkere yazarak, müdahalede görev alanların isim listesinin gönderilmesini istemekle yetindi.

* Operasyonda görevli askerlerin savunmalarını bizzat tespit etmediği gibi ön soruşturmacı rütbeli askerlerce alınan beyanlarla yetindi. Bir kısım kamu görevlisinin ise ön soruşturmada dahi savunma ve beyanlarına bavşurumadı, dinlenmeleri konusunda çaba göstermedi.

* Asker şüpheliler hakkındaki soruşturmada yine askerler tarafından alınan ifadelere itimat ederek fezleke tanzim etti veya koğuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.

 ‘TUFAN’DAN SONRA İŞLEM YAPILMADI

Müfettişler bu tespitlerin ardından Savcı Demirel hakkında soruşturma izni verilmesini istedi. Demirel, 10 sayfalık savunmasında, suçlamaları reddederek, “Ben görevimi yerine getirdiğim halde görevlilerin isim listesiyle ilgili ayrıntılı bir resmi bilgi elde edilemedi. İlgili yazıları gönderdim. Benim kamu görevlilerini korumam için bir sebep yok” dedi.

Savunmaya karşın müfettişler, 5 Nisan 2012’de sundukları raporda, Savcı Demirel’in savunmasını yeterli görmedi. Raporda, “Sanıkların tespit edilerek soruşturmanın tamamlanması konusunda ciddi bir gayretin gösterilmediği açıktır. Savcının, yazdığı müzekkereye cevap verilmediği yönündeki savunmaları, Tufan olarak isimlendirilen operasyon planının soruşturma dosyasına girmesinden sonra görevliler hakkında bir işleme tevessül etmemesi karşısında bir anlam ifade etmemektedir” denildi. Demirel’in katliam hakkında kitap yazan emekli Yüzbaşı Zeki Bingöl’ün dahi ifadesini almadığını kaydeden müfettişler, “Suç işleyen kişiyi cezasız bırakma gibi bir takdir hakkı, dosyada toplanan delileri yok sayma gibi bir lüksü bulunmayan bir savcının etkin bir soruşturma yürütmeyerek operasyonda görev alan ve özellikle rütbeli olan bazı kişileri soruşturmadan vareste tutmaya çalıştığı, 10 yılı aşkın süredir evrakı bu nedenle sonuçlandırmamasının koğuşturmayı gerektirir olduğu kanısına varılmıştır” denildi.

HSYK 2. Dairesi, rapor üzerine 2 Ekim 2010’da Savcı Demirel hakkında oy çokluğuyla soruşturma izni verdi. Demirel hakkında 6 Aralık 2012’de TCK’nın 257. maddesi gereğince, ‘görevi kötüye kullanma’ iddiasıyla dava açıldı. Yargılama, Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nde yapılacak. Radikal ’in telefonla aradığı Savcı Demirel, sekreteri aracılığıyla, “Uygun değilim, dosyaya dair bilgi veremem” demekle yetindi.

Radikal, İsmail Saymaz / 29.12.12