(08.02.13) – İstanbul Barosu yaptığı açıklamayla Olağanüstü Genel Kurul’a gittiğini duyurdu.
İstanbul Barosu başkanı ve yöneticileri, yaptıkları basın toplantısı ile haklarında açılan ceza davasını değerlendirdi. Açılan davanın, barolar üstünden savunma hakkının gaspedilmesi olduğuna vurgu yapılarak, haksızlığa boyun eğilmeyeceği vurgulandı.
İstanbul Barosu Orhan Adli Apaydın Salonu'nda gerçekleştirilen, basın toplantına Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Sanatçılar Girişimi ve çok sayıda avukat katıldı. Salonda Baro Başkanı Kocasakal ve yönetimin desteklendiğini ifade eden ozalitler asıldı. Toplantıda ayrıca “İstanbul barosu yalnız değildir!”, “Devrimci avukatlar yalnız değildir!”, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz!” sloganlarıyla tepkiler ve destekler dile getirildi.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal toplantıyı haklarında açılan davanın kamuoyuna açıklanması ve anlamı üzerine düzenlediklerini ifade ederek konuşmasına başladı. Haklarında Ceza Kanunu'nun 282. madde olan “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten” ve 277. madde olan “Yargı mensubunu etkilemeye teşebbüsten” dava açıldığını belirtti. '80 darbesinden sonra ilk defa baro başkanı ve yöneticilerine dava açıldığı ve sürecin “ileri faşizm” dönemi olduğu vurgulandı.
Siyasi iktidarın yeni hedefinin barolar ve avukatlar olduğunu vurgulayan Kocasakal, baronun seçimlerle ele geçirilemediği için, darbe yöntemleri ile ele geçirilmeye çalışıldığını ifade etti. Bunun ise toplumun savunmasız bırakılarak, tamamen teslim alınması için yapıldığını söyledi. Kocasakal baronun “yemeye hazır kurum” değil, “boğaza takılacak kurum” olduğunu vurguladı.
Kocasakal, bu saldırılara boyun eğmeyeceklerini, direneceklerini belirterek, ilk cevabı ise yeniden genel kurul yaparak vereceklerini belirtti. Yönetim olarak “Olağanüstü Genel Kurul” kararını aldıklarını açıklayan Kocasakal, tüm baro başkanları, avukatlar, Uluslararası hukukçular, hukuk profesörlerini genel kurula çağırdıklarını dile getirdi.
Baro’dan genel kurul açıklaması
7 Şubat’ta avukatlara ve baroya yönelik saldırılar gündemiyle toplanan baro yönetimi aldığı kararları yazılı bir açıklamayla duyurdu.
Baro açıklamasında toplumu dönüştürmenin bir adımı olarak yargı mekanizmasının ele geçirildiği belirtilerek “muhalif ve yurtseverlerin susturulması, sindirilmesi, tasfiyesi, yargı aracılığı ile yapılmaktadır” denildi. Bunun bir sonraki aşaması olarak da sıranın avukatlara geldiği ifade edildi. Avukatların “örgüt” suçlamalarıyla arama, gözaltı, tutuklama, dava furyası ile karşı karşıya kaldığı, yapılan yayınlar ile avukatların “terörist” ilan edilerek “kriminalize” edildiği belirtildi. Avukatlara yönelik son saldırılar ve Erdoğan’ın açıklamaları hatırlatıldı.
İstanbul Barosu Başkan ve yöneticilerine yönelik son suçlamalar ve “düşme” tartışmalarına da değinilerek bunun 12 Eylül dönemi ile benzer bir uygulama olduğu söylendi. “Amaçlanan; susan, susturulan, hukuksuzluklara boyun eğen, avukata ve mesleğe sahip çıkamayacak barolar yaratmaktır” denildi.
“Kısaca Türkiye ileri faşizmi yaşamaktadır. Mücadele yeni bir dönemece girmiştir” sözleriyle saldırının önemi ve boyutuna dikkat çekilen açıklamada avukatlar ve baroların bu saldırılara boyun eğmeyeceği, sonuna kadar direneceği vurgulandı.