Barış listesi kaç para tutuyor? – Ezgi Başaran

  • Arşiv
  • |
  • Kürt Sorunu / Azınlıklar
  • |
  • 27 Aralık 2012
  • 05:44

Hini hacette lazım olur, bir tedavi reçetesi olarak kullanılır diye akıl defterime mot-a-mot kaydettim:

- Devlet dairelerine personel olarak yerleştirilmek.

- Vali ziyaretine maruz kalmak.

- 350 bin liralık taziye ücreti.

- 90’lı yıllarda yerlerinden edilmiş olanların dosyalarının öne alınması.

- Kocasını kaybeden kadınlara iki ayda bir 500 lira maaş bağlanması.

- 3.4 milyon liralık parçalanarak ölme tazminatı.

- Okulların bahçesini ve çevresini düzenleme.

- 87 öğrencinin dershane ücretinin ödenmesi.

- 60 bin liralık fidan hibesi.

- 38 haneye 57 bin liralık güneş enerjisi sistemi.

Oh oh binler, milyonlar, liralar...

* * *  

Bu listeyi nereden çıkardım? Sağ olsun Akşam gazetesi manşetten verdi geçen pazartesi günü. Do’su ve Re’si çalışmayan orgdan sonra bir gazetenin okuyucularına verebileceği en kıymetli promosyon olarak. Başlık şuydu:

“Uludere devletle barıştı.” Haberin devamında TSK’ya ait jetlerin attığı bombayla ölen 34 vatandaşın yaşadığı Roboski Köyü’nün devletiyle nasıl barıştığını da yukarıdaki listeyi dizerek anlatıyordu. Devlet böyle binler, milyonlar, liralar harcamış, Uludereliler de devletiyle barışmış.

Bu listenin çıktığı gün, yani pazartesi, katliamda kardeşini kaybeden Ferhat Encü, Radikal’in Canlı Yazıişleri’ne katılmak için gelmişti. Onun neler hissettiğini anlamaya çalışan Radikal okurlarına şöyle demişti: “Kardeşimin cenazesini görmedim. Aklımı yitireceğimi düşünüyordum. Zaten görenler çok zor günler geçirdiler. Kendi çocuklarının parçalanmış bedenlerini toplayıp katırla evlerine getiren insanların acısı halen devam ediyor. Biz devletten herhangi bir destek göremedik. Böyle bir beklentimiz de yok. Roboski halkı yıllardır yaptığı işi yapıyor. Yani sınır ticareti. Ve adaleti bekliyor.”

* * *

Adalet derken aslında çok daha basit bir talepten söz ediyor. 34 vatandaşın terörist olduğunu kim tayin etti? Onların vurulması emrini kim verdi? Yoksa Roboski söz konusu olduğunda gerçek anlamıyla adalet gelmez. Ancak ve sadece hesap verilebilir. Birinci yılın sonunda verilmiş bir hesap olmadığı gibi, periyodik olarak zekâmızla ve ruhumuzla alay edildi. Milletvekilleri, bakanlar, Başbakan, askerler, bir kısım gazeteler, bir kısım gazeteciler bunu yaptı. Dün sıra Uludere Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti Vekili İhsan Şener’deydi belli ki: “Uludere özelinde talimat ya da strateji söz konusu değil. Genelkurmay Hareket Başkanlığı’ndan talimat söz konusu olabilir. Genelkurmay’ın bütün rapor ve belgeleri paylaştığını düşünmüyoruz.” Meali: Talimat yok. Ya da var. Belki Genelkurmay’dan olabilir. Zaten elimizde belge yok. Ne bileyim işte bi’şeyler, bi’şeyler... Dediğinin anlamı bu.

Aynı akıl bu: “Var da yok” belgelerle, boş laflarla bir halkın oyalanabileceğini düşünen...

Ve verilmeyen hakların, gasp edilmiş hayatların, parçalanmış bedenlerin satın alınabileceğini ima eden...

Bu akıldır, hakları ve mezalimi tabak-çanak kuponuyla taksit taksit, ucuz ucuz yöntemlerle kapatır, münasip sınırlar içinde kalacak bir ‘barış’ uydurur.

Not: Roboskili kardeşlerim... Bir yılı doldurduk, sabrınıza ve kalbinize hayranım. Sizi seviyorum, sarılıyorum. Yeni yılınız aydınlık olsun.

Radikal / 27.12.12