“Atamam yapılana kadar mücadeleye devam edeceğim”

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 09 Eylül 2012
  • 15:37

(09.09.12) - Diyarbakır Gümrük Müsteşarlığı'na ataması yapılan fakat hakkında yapılan güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işe alınmayan Emin Murat Uysal’ın direnişi sürüyor. KPSS mağduru Uysal, direniş süreci ve taleplerini gazetemize anlattı.

Uysal, direnişte geçen günleri şöyle aktardı:

”2011 Temmuz ayında KPSS atanmasıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Diyarbakır TASİŞ Döner Sermayeye memur olarak atanmama rağmen "Adli Sicil Kaydım" olduğundan dolayı yapılan "Güvenlik Soruşturması" sonucu göreve başlatılmadım. Buna karşı hukuksal süreçle birlikte fiili-demokratik mücadele vermek ve yaşadığım haksızlık ve ayrımcılığı kamuoyuna duyurabilmek için 3 Eylül 2012'de Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın önünde basın açıklaması yaparak oturma eylemine başladım.

İlk gün polisler “seni burada hiçbir şekilde oturtmayacağız, oturursan müdahele edeceğiz” diyerek benim bu şekilde memur olamayacağımı, bunun için bakanlık önünden gitmem gerektiğini söylediler. Gitmediğim koşullarda gözaltına alınacağım gibi tehdit içeren sözler kullanıldı. Ama yapılan baskılara rağmen bakanlığın önünde oturduk, mesai bitimine kadar oradaydık.

İkinci gün; sabah 09.00 civarında bakanlığın önünde oturma eylemine başlamadan 25-30 kadar polis etrafımı sararak işkenceyle beni gözaltına aldı. Anafartalar Karakolu’na götürdüler ve orada kimliğimi vermemi söylediler. Kimliğimi avukatım geldikten sonra vereceğimi söylemem üzerine 5-6 polis beni darp ederek kimliğimi aldılar. İşlemler tamamlandıktan sonra serbest bırakılmam için adli kontrole gitmeden önce Güvenlik Amiri tarafından çağrıldım. Ve bana bir daha bunu yaparsan aynı şekilde müdahale edileceğini söyleyerek açıkça tehditler savurdular. Adli kontrolden sonra serbest bırakıldım. Gözaltı süresi boyunca fiziksel ve psikolojik baskıya maruz kaldım.

3. gün; bakanlığın önüne gittiğimde adeta bakanlığın önüne etten duvar örmüşlerdi. Bana bu caddelerde, kaldırımlarda, gezmenin, geçmenin ve beklemenin yasak olduğunu, gitmediğim takdirde gözaltına alınacağım, zaten otursam-direnirsem memur olmamın imkansız olduğunu söylediler. Bunun üzerine buraların kamuya açık alanlar olduğunu, buna yasak koyamayacaklarını söyledim ve darp edilerek oradan uzaklaştırıldım.

4. gün ise bakanlığın oraya giderken yolum polisler tarafından kesildi. Buralarda gezmemin yasak olduğu, gözaltına alındığımdan kaynaklı (yani fişledikleri için) şüpheli olduğumdan dolayı bırakmayacaklarını, eğer gitmezsem gözaltına alacaklarını söylediler. Kamuya açık alanlarda vatandaşa yasak konulamayacağını gitmemi istiyorsanız, girmemin yasak olduğuna dair bir resmi belge getirmelerini söyledim. Aksi takdirde burada oturacağımı ve kalkmayacağımı söyledim. Bunun üzerine ise en yakın polis tarafından saldırıya uğradım. 10 dakikaya yakın işkenceye maruz kaldım ve sonra bıraktılar. O gün akşama kadar oturmaya devam ettim.

5. gün ise bakanlığın bahçesine gittiğimde yine polisler etrafımı çevirdi ve bu bölgede hiçbir şekilde bekleyemeyeceğimi yoksa yine gözaltına alacaklarını söylediler. Yine tartışmalar aynı şekilde sürdü. Gitmeyeceğimi söylemem üzerine bu sefer sivil polisler saldırdılar. Ardından çevik kuvvet azgınca saldırarak 30-40 metre sürükleyerek beni yola attılar. Attıkları yerden kalkmayacağımı belirttim ve yine saldırıya maruz kaldım. Ardından orada toplanan halkı kışkırtarak üzerime saldırtmaya çalıştılar. Ve o alanda dolaşmaya başladım. Her gittiğim yerde önümü keserek, darp ederek buraların bana yasak olduğunu ve bırakmayacaklarını söylediler. Eyleme başladığım günden beri gittiğim heryerde sivil polislerin takibindeyim. Bu şekilde beni sindirmeye ve yıldırmaya çalışıyorlar.

Eylemin 6. gününde ise OSTİM'de Taşkök Galvaniz fabrikadında çalışan Orhan arkadaşın başlattığı oturma eylemine destek olmak için yanına gittim. Oradan geldikten sonra İMO önünde direnişte olan Cansel Malatyalı’nın ziyaretine gittim. Yarın ise Yüksel Caddesi’nde işe geri alınmama ve kamuoyuna yaşadığım ayrımcılığı anlatmak için imza kampanyası standı açarak, bildiri dağıtacağım. Bundan sonra hafta içi mesai saatleri içinde Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın önünde hafta sonlarında ise standlarla, bildirilerle, afişlerle, farklı etkinliklerle atamam yapılana ve yaşadığım ayrımcılık ortadan kalkana kadar mücadelemi devam ettireceğim.

Bunun için atamada keyfiliğin, diplomalı işsizliğin, hak gasplarının ve açlıkla terbiye politikalarının son bulması için tüm duyarlı kesimleri ve STK'ları, demokratik-sosyalist kurumları ve sendikaları direnişime destek vermeye çağırıyorum.

Kızıl Bayrak / Ankara