Annan planı başarısız olursa

  • Arşiv
  • |
  • Uluslararası Siyaset
  • |
  • 12 Nisan 2012
  • 00:41

Başından beri Suriye kriziyle ilgili en büyük korkulardan biri, ülkede süren iç şavaşın, sınırlarının ötesine sıçraması, Ortadoğu’nun bildik siyasi ve dini fay hatları boyunca yayılması olageldi. Bu hafta şiddetin Türkiye ve Lübnan’a taşması, bunun gerçekleşmeye başladığının vahim bir işareti olabilir –tam da iç savaş hali çözüme her zamankinden daha uzak gözükürken.

Ateşkes için cılız da olsa en iyi umut, Arap Birliği arabulucusu Kofi Annan’ın kotardığı ve dün itibariyle yürürlüğe girmiş olması öngörülen altı maddelik planda yatıyor hâlâ. Fakat gerçeklikte, Şam’daki rejimin kendi vatandaşlarını katletmesi, durdurak bilmeden sürüyor gibi görünüyor. Bir kez daha, Devlet Başkanı Beşşar Esad, kaba kuvvetle çözüm dayatmayı amaçladığından dolayı, çok üstün ateş gücüne sahip ordusuna zaman kazandırmak için kıvırıyor ve yalan söylüyor. Bu, bize şu temel gerçeği gösteriyor: Esad, kendi hayatı için savaşıyor. Müzakere edilecek herhangi bir anlaşmanın sadece kendi sonunu hızlandıracağını biliyor. Dolayısıyla Annan planı başarısız olursa, ateşkes getirecek başka bir formül bulmak olanaklı değil. Ve her şey, ortada ateşkes yokken, işlerin daha da kötüye gideceğine işaret ediyor. 

Moskova destek verdikçe
Arap alemi bölünmüş durumdayken, Suriye’nin topraklarına tecavüzü karşısında Türkiye’nin sabrı taşmak üzere. Batı’da, muhalefete geniş çaplı askeri yardımda bulunulması çağrıları yoğunlaşıyor. Fakat böyle bir adım, (Esad rejiminin devrilmesini garanti etmeksizin) öncelikle Suriye’de kan dökülmesini ve bununla kalmayıp bölgedeki diğer ülkelerin doğrudan çatışmanın içine çekilmesi ihtimalini tırmandırır.
Bunun tek alternatifi, pek başarı şansı vaat etmese de, muazzam çapta diplomatik baskı uygulamaktır. Annan planı en azından, daha önce BM Güvenlik Konseyi’nde Şam’a karşı sert eylemi veto yetkilerini kullanarak engelleyen Rusya ile Çin’in desteğine sahip.
Esad rejiminin en önemli uluslararası koruyucusu olan Rusya, artık Esad’dan ateşkes tekliflerini hayata geçirmek için ‘daha etkin’ olmasını talep etse de, desteğini geri çekmişe benzemiyor. Moskova desteğini çekmediği müddetçe de, Suriye krizinin kaderi, tüm Ortadoğu’nun istikrarını tehlikeye atacak biçimde derinleşmektir. (Independent, Başyazı, 11 Nisan 2012)

Radikal / 12.04.12