(09.09.12) - Sermaye devletinin cezaevi politikası bir hasta tutsağın daha yaşamını yitirmesine neden oldu. 2012 yılının ilk 9 ayında 18 hasta tutsak yaşamı yitirdi.

Kanser hastası olduğu, hastane raporlarıyla da belgelenmesine rağmen serbest bırakılmayan hasta tutsak 50 yaşındaki Muhlis Barut dün gece kanama geçirip bilincini yitirdi ve bu sabah (9 Eylül) hayatını kaybetti.

Ailesinin “vedalaşma hakkı” için yaptığı başvurular karşılıksız kalan Muhlis Barut, yeşil kartı iptal edildiği için Bayraklı Toplum Sağlığı Merkezi'nde silahla rastgele ateş açtığı için tutuklanmıştı. Emekçi bir aile olarak ölümü öncesi ailesiyle gecekonduda vedalaşmak isteyen Barut tedavisi sürecinde de sorunlar yaşamıştı.

Cumhurbaşkanlığı üzerinden hasta tutukluları serbest bırakma hakkı bulunmasına rağmen bu konuda herhangi bir adım atılmayarak barut ölüme yollandı.

Kızı Gönül Barut, “Artık adalete inanmıyorum. Bu ülkede adalet diye bir şey yok. Hani Cumhurbaşkanı, milletvekilleri devreye girmişti? Ben iyi bir evlat değilim, babamı oradan çıkarıp son nefesini özgür vermesini başaramadım” diyerek devletin tutumuna tepki gösterdi.

ÇHD: Takipçisi olacağız

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi yaptığı açıklamayla hasta tutuklu ölümlerine dikkat çekti. Açıklamada, ÇHD üyelerinin yaptığı başvuruların bürokrasi ve yazışmalarla engellendiği aktarılarak “yaptığımız başvurular hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildi. Tedavisi hapishane koşullarında ve hapishane koşullarından farksız hastanelerin mahkum koğuşlarında sürdürüldü” denildi.

ÇHD açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Güler Zere, Abdullah Akçay ve yüzlerce hasta tutsağı ölüme götüren aynı yargı, bürokrasi ve hapishane koşulları bu kez de Muhlis Barut’un yaşamını yitirmesine yolaçtı. Verilere göre, sadece 2012 yılında 18 hasta tutsak yaşamı yitirmiş durumda. Hala çeşitli hapishanelerde ölüm sınırında olan ya da hastalığı nedeniyle tedavi edilemeyen ve bu nedenle hastalığı ilerleyen yüzlerce tutsak var. Bürokrasi ve yargısıyla siyasal iktidar hasta tutsakların, son günlerini aileleri ile birlikte geçirmeleri gibi son derece insani bir talebi bile görmezden gelmektedir.”

ÇHD açıklaması şu sözlerle bitirildi: “Biz Çağdaş Hukuçular Derneği İstanbul Şubesi olarak hasta tutsakların serbest bırakılmasını talep etmeye devam edeceğimizi; yargı, bürokrasi ve hapishaneleriyle siyasal iktidarın işlediği bu cinayetlerin takipçisi olacağımızı bir kez daha duyuruyoruz.”